Bu konuda kafamızda sıklıkla soru işaretleri oluşuyor aslında. “Annemin ya da soyumdan birinin miras kaderini mi yaşıyorum, yoksa babama benzeyen davranışlarım mı var…?” Gelin bu iki duruma cevap vereyim.
Bir kere kader mirası diye bir şey yok. Herkesin kaderi kendine yani. Ancak bunu düşünmemize neden olan konulara dair farklı bakış açısıyla bağlantı var diyebilirim. Yaptığım çalışmalardan birinde danışanımın annesinin anneannesi kocası tarafından bir başka kadın için terk edilmiş ama sadece bununla kalmayıp muhtaç durumda bırakmıştı. Tabloyu açtıkça bu anneanne eşinin ailesine sığınmış ve kendi ailesi tarafından sahip çıkılmamıştı. Bu tespitimi doğrulaması üzerine danışanımın da bu hikayeden olma terk edilme ve muhtaç bırakılma, hatta bir de ailenin sahip çıkmama olasılığıyla bir bilince sahip olduğunu belirlemiştim. Ona göre ailesi onun arkasında olmayabilirdi ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalıydı ve son birkaç ilişkisinde de aldatılarak terk edilmişti. Bu hikayelere baktığınızda kaderin tekerrür ettiği ya da genetik nakille tekrarlandığı düşünülebilir.
Hayır, genetik geçişlerde daha çok öğrenilme üzerine kavramlar geçer, nesiller bir sonraki nesile bilgi aktarır, kimi doğru kimi yanlış olsa da. Dolayısıyla bu kişiye anneannesinin hikayesinden geçen algılar vardı. Bu yüzden muhtaç görünmemek, güçlü görünmek, mesafeli olup terkedilmeye karşı duvar örmek ve aile yoksunluğu yaratmak gelişen kavramsal oluşumlardı. Dolayısıyla çok basit sonuçla akrep kendini soktu, bu düşüncelerle yaşayacağınız olaylar olumsuz olabilir ama bu kader mirası değil genetik düşüncenin olumsuz çekimidir.
Diğer konuya gelecek olursak evet evet maalesef davranış alıyoruz genetik geçişlerle, canını sıksa da hoşuna gitse de bu böyle:) Aslında dediğim gibi bu bir davranış ya da olay tekrarı ya da mirası değildir, nesiller bir sonrakine kendi hikayesinden yaşadığı bilgileri aktarır ve sende onlarla yola çıkar revize ederek yeni bir kavram topluluğu yaratırsın, sen de nakledersin. Buradaki SİHRİ gördünüz mü? Yani geçişleri revize edebiliriz, oturup canımızı sıkacağımıza işe yaramazları sıkıp atalım yerine yenileri katalım bence.
Özellikle kız çocukları anneden erkek çocukları babadan alıyor dünyayla bağlantı modellerini. En çok neyine kızıyorsan onu almışsındır, al ipucu:) Annenin mükemmeliyetçi yanını, babanın parayı kazanma biçimini, annenin bir ilişkide aradığı özellikleri, babanın güç/güçsüz kavramını, annenin kadın kavramını, babanın erkek ve aile kavramını alırsın örnek. Bunu bazen doğrudan almış olabilirsin bazen de çocukken onları gözlemleyerek yeni yaratımla şekillendirip alırsın. Bunu ayrıca anlatacağım bir başka yazıda, genetik geçişlerden devam.
Bazen genetik aldığımız özelliklerin bizde de olduğunu fark edemeyiz ve hatta annemizde ya da babamızda bu özelliği eleştirirken “asla öyle olmayacağım” diye duvar koyar ya da keskin inatlar yaratırız. Bu varsa çok basit bir bedensel aksiyon söyleyeyim, bağırsak sorunu yapar:) Neyse konuya dönelim, aslında bu özellik bizde genetik olarak vardır ve kabul etmeden sert bir ters mantık dayatırız kendimize. Ama bazen yok etme çabası olanı güçlendirir ve bazen de çok yanlış bir harekettir. Her zaman olanı görmek ve olanın iyi gelen yanlarını tutup zarar veren miktarı atmak doğrudur. Örneğin “annem insanları analiz ederken çok önyargılı, ben öyle olmayacağım; ben insanları analiz etmeyi seviyorum ve bunu lehime kullandığımda çok işime yarıyor.” diyebilirim, faydasını ve zevkini alırım zararını atabilirim.
Çünkü genetik geçişler kötü değildir, bizi biz yapan çok güçlü ve aynı oranda çok zorlayıcı yanlarımız olabilir. Onu düzenleyerek var etmeye devam edersek inanılmaz kazanca dönüştürürüz ama aksine yok etmeye çalışıp reddedersek fayda görmeyeceğimiz gibi kimlik ve karakter olarak yetersizlik ve tatminsizlik ya da kimlik kaybı hislerinin bile esiri olabiliriz. Yani bazen en iyi yanımızdır bu özellik, çöpe atmadan önce bir bak ve gözüne çöp gibi batan anne-baba davranışlarına kendi davranışlarına da bir bak, görmen gerekenler ışığın olsun.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
18 Kasım Haftası haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
18 Kasım 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Boğa’da dolunay gerçekleşiyor
16 Kasım 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
16 Kasım Boğa Dolunayı: Yaşam varmak değil, her adımın farkında olmaktır
15 Kasım 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Diş beyazlatmanın uzun süre etkisini göstermesi için 5 kural
13 Kasım 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
11 Kasım haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
11 Kasım 2024