Şimdilerde herkeste bir hayat motivasyonu eksikliği, yarımlık, tatsızlık ve bilinmezlik hakim. Kimden haber alsak, aynı duygu durum belirtileri duyuyoruz. Tamam itiraf edelim az biraz bizde de var bu haller :)
Peki neden bu haldeyiz?
2018, adeta gezegenlerin şımarık çocuklar gibi hiç durmadığı bir yıl oldu. Özellikle yaz başından bu yana birinin retrosu, diğerinin tutulması, bir başkasının yeniayı derken, maalesef inanın ya da inanmayın bu doğanın hareketliliğinin etkisini hissetmiş ve hissediyor olduk.
Astroloji bilmeye veya inanmaya gerek yok üstelik. Nasıl ki bahar havası bir sıcak bir soğuk derken insanı hasta ediyorsa evrendeki gezegenlerin hareketliliği de kozmik bir enerji dalgalanması yaratıyor ve etkisi de öyle gripten daha ağır vurabiliyor.
Bir önceki yazımızda bahar depresyonundan bahsetmiştik. İşte şu anki durumlar biraz daha düşünce ve duygu karmaşası yaratıyor.
Sanırım bu köşede okurlarıma en çok mevcut halleri makulleştirip gelecek günlerdeki etkileri fısıldamayı seviyorum. Bir danışanım ve dostum bugün “gelecek misafiri nasıl karşılayacağımı öğrettin.” Diye şahane bir söz söyledi. İşte bu yüzden içinde bulunduğumuz olağan durumu kabul etmeye ve gelecek etkileri de bilmeye davet etmeyi en doğru paylaşım sayıyorum.
Bahar depresyonunda aslında canımız bir şey yapmak istemiyor, adeta kafamızı yastıklara gömmeyi tercih ediyorduk. Şimdilerde kozmik hareketliliklerin üst üste yarattığı enerji dalgalanmaları nihayetinde evren bizi bambaşka bir noktaya getirdi.
Dilinizin ucunda: “Ne İstiyorum Hayattan?”
Aslında içinize bir sorarsanız bu soru içten içe yükseliyor olacak kulağınıza. Sanki en sevdiğiniz oyuncu ya da filmin adını hatırlamaya çalışır gibi ve belki de kaybolmuş gibi “nerede kalmıştık” dercesine arayış hissindesiniz. Üstelik ne aradığınızı da bilmiyorsunuz. Belki bir sorun ya da değişim gerekliliği de yok hayatınızda. Şimdi bunu size açıkladığıma göre, artık bu ruh halini de kozmik enerji dalgalanmasına verip biraz nefes alabilirsiniz.
Astroloji bilgisi veremem elbet ama hem ufak ufak edindiğim astroloji satır araları hem de kozmik enerji okumalarım sonucunda size genel bir “olma hali” anlatıp oluşumu şekillendirmenize yardımcı olmak niyetindeyim.
Bu evrensel hareketlilik, maalesef global ekonomik sorunla eş zamanlı olmasa iyi olurdu ama işte tam olarak bu global ekonomik sorunlar da tıpkı bireyler gibi ülkelerin de yapılanmasına kozmik etkiden kaynaklanmaktadır.
Elbette ki kapital soruna çözüm yazmayacak sadece ruhlarınıza şifa sunacağım.
Evren bu hareketlilikte size ne yapmanızı ve ne olmanızı söylüyor bir bakalım.
İçinde bulunduğunuz arayış hissi geleceğe dair kararların gelişini işaret ediyor aslında. Siz isteseniz de istemezseniz de hayatlarınızda farklı bakış açıları, değişimler ve “olma” istekleri ile yolculuklar söz konusu olacak. Şuan bunu yok etme gücüne sahip olmamakla birlikte, sadece onun en faydalı haliyle olması için neler yapılabileceğini konuşabiliriz.
Gezegenler bile bir şekil alıp, evrende nerede durmak istediğini ararken bizlerin de aynı şeyi yaşaması ne kadar normal düşünsenize! Bu yüzden önce bu rahatsız edici ruh halini kabul ederek biraz rahatlayabilirsiniz.
Az önce söylediğim gibi bir takım kararlar ve değişimler geliyor olduğuna göre bu olacaklar henüz olmuyor ve olmayacak. O yüzden bu sürecin hemen neticelenmesi için azimle abanmanıza gerek yok. Üstelik istediğiniz kadar zorlayın, geleceğin oluşumunu bugüne çekemeyeceksiniz. Bunu da kabul edip sakinleşmek de en zor tavsiyem.
Gelecek size kararlar ve olağan değişimlerle eteklerini toplamış geliyor dediğimize, hızlandıramayacağımızı da bildiğimize göre oturup bekleyecek miyiz?
Evren her koşulda olması gerekeni olduracağı için dilerseniz sakin ve rahat moda geçip bekleyebilirsiniz, bu da sizin seçiminiz. Faydayı arttırmak ve geleceği daha iyi inşa olacak halde etkileyebilmek için fısıltılarımı da dinlemeniz mümkün.
Her koşulda, sakin ve duru bir moda geçmeye çalışmak ilk önce yapmamız gereken şey, evet. Ardından geleceğin karar ve değişimlerle geldiğini bildiğimizden, karar ve değişimlerin olmasını istediğiniz konularda kapılarınızı açmanızı söylüyor olacağım. Ayrıca bu açma eylemi, süreci biraz daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır.
Bu yüzden hayatınızın nerelerinde değişimler olmasını ve kararlar almayı istiyorsanız buraların kapılarını sonuna kadar aralayın. Ancak bir not düşmek isterim: sizin tüm kapıları açmanız, her kapıdan değişimin girmesini garanti etmez evet ama doğru bir çekim ile çoğunu başarıyla sonuçlandırabilirsiniz.
Çoğunlukla yayınlarımızda bahsettiğimiz “doğru yöntem” konusunda kısa bir bilgi verip devam edelim: Bir dileği doğru dileme veya bir şeyin olmasını sağlama, kalben isteyip üzerine düşünce ve ihtimaller yaratmadan bırakmakla mümkündür. Evren, bir mesajda arzu edip serbest bırakma üzerine karşılığını vermektedir. Elinizde bir dilek kuşu olduğunu düşünün, kulağına fısıldayıp serbest bırakmazsanız, evrene dileğiniz ulaşmayacaktır. Çoğunlukla dileğinize aşırı sarılıp bırakmama ısrarınız yüzünden, o kuşu canından edecek kadar elinizde sıkıca tuttuğunuzu ve bunun hiçbir zaman sonuç vermeyeceğini söyleyebilirim. O sebeple “şöyle olmasını seçiyorum/istiyorum” diyip bırakmak ve fakat bunu söylerken kalben inanmak gerekmektedir.
Kıymetli bir sanatçı arkadaşım sayesinde müziğin bir takım ses detaylarını öğrenmiştim. Ses sanatçılarının burundan, ağızdan ve diyafram/gırtlak üzerinden gelen ses kullanma tekniklerini uyguladıklarını (ismen yine doğru söylememiş olabilirim.) öğrenmiş ve örneklerinde en çok diyafram/içten gelen seslerin daha etkili olduğunu hissetmiştim. İşte evrenden bir şey isterken kalbinizden gırtlağınıza, oradan dilinize ve son olarak da dilinizden evrene isteğinizi en duygu ve arzu dolu haliyle ulaştırmanız halinde alacağınız sonuçlar için teşekkür mesajlarınızı bekliyor olacağım.
Evrenden istekte bulunmayı kısaca not ettikten sonra kozmik enerji dalgalanmasında geleceğe siparişlerimizi nasıl servis edeceğimize devam edelim.
Dedik ya geleceğin hazırladığı değişimlerden hemen öncesinde duruyorsunuz ve ruhunuz gerçekten duruyor. Üretim yok, yaratıcılık zayıf, öngörü az, yapabilirlik azami… Durmaktan başka tek çareniz, ayaklarınızı uzatmış huzursuzca oturduğunuz koltuklarınızda, çok çabaya gerek olmayan siparişleri vermek olacak.
Nelerin olmasını, nelerin değişmesini, kendinize dair hangi kararların olmasını istiyorsunuz sıralayın. “Kariyerimde büyük ve olumlu değişimlere kendimi açıyorum.” “Aşka ve mutlu bir evliliğe kendimi açıyorum.” “Para kaynaklarına açıyor ve daha çok zenginliği seçiyorum.” gibi kısa ve öz niyetlerinizi kalben evrene hatırlatın.
Kendinize oluşum için zaman tanıyın, değişim istediğiniz alanların kapılarını açın, siparişlerinizi verin, evrenin kozmik enerjiyle epey güçlenmişken sizi de ödüllendireceğini unutmayın.
Ve sipariş veriyorsunuz, en iyi yemek bile ortalama 20 dakikada geliyor. Siparişi alan evren olduğuna göre servis için ona zaman tanıyıp, olay çıkarmayın restoranda :)
Not: Bu haftadan itibaren yazılarımı her hafta Çarşamba günleri yayınlayacağım, takipte kalın. Sevgilerimle.
Betül Yergök /Mentalizasyon
http://mentalizasyon.com/
mail: info@mentalizasyon.com
İnstagram/Youtube: @mentalizasyon