Kendimizle ilgili her şeyi karıştırmaya ve sorgulayarak “acaba neyim var? veya “bende bir sorun var” demeye başlamadık mı iyiden iyiye? Geçiş duygularımıza, anlık gelgitlerimize, duygusal iniş çıkışlarımıza “ANORMAL” muamelesi yaptığımızdan olabilir mi sizce de?
Duygusal inişlerimiz, enerji düşüşlerimiz ve yanlış düşünüşlerimiz olur olmaz hemen bunun nedenini arıyoruz. Çünkü “her şeyin bir sebebi vardır ve hiçbir şey sebepsiz değildir” diye bir kişisel gelişim algımız var artık. Üstelik bu çok da doğru! Her şeyin bir sebebi vardır ve hiçbir şey sebepsiz değildir ama bu sebep illa çok kronik ve büyük olmak zorunda değildir. Atladığımız ya da hataya düştüğümüz yer burası, yani olanlara bakmayı öğrendik ama yanlış bakmaya güdülendik diyebiliriz, daha önce de size hatırlatmıştım.
Bir şeyin olası nedenlerini düşünürken önce aklınıza hangi kategori gelir ya da ne gelir? En kötüsü mü, en uzak olan mı ya da en basit olanları da düşünür müsünüz? Örneğin bu sıralar ay tutulmasından yana enerjiler düşük, kimi ağlamaklı kimi yalnızlığını duygusal gündemine çekmiş olabilir, atıyorum. Bunun nedenini düşünürken aklınıza ne geliyor, hayatın sizi cezalandırmak istediği, yalnızlığa mahkum olduğunuz ya da kendinizi geliştirmekte başarısız olduğunuz mu? Çünkü değiştik, öğrendik ve güzelleştik, peki bu olmadık duygular, düşünceler ve iniş çıkışlar niye geliyor şimdi, acaba sınıfta mı kaldık? İşte bu bakışımız hatalı!
Belki sadece dolunaydandır, belki havalar güzelleşmiş için kıpırdamak istemiştir, belki çok uzun zamandır kendini yordun ve enerjin dinlenmek istemiştir, hatta evren bunu herkes için yaratmış bile olabilir. Herkes bir dursun, düşünsün, kendini sorgulasın diye bile düşünmüş olabilir. Ama hesaplanan düşünme bu değil, kendine daha iyi bakma olasılığı yaratılıyorken bunu almamak kötü bir sonuç olmaz mı?
Herkesten “neden böyleyim, ağladım, kötüyüm, mutsuzum, deliriyor muyum acaba…” gibi sözler duyuyorum. NEDEN?
Bakın insan olarak yaratıldık. Önce bazı şeyleri normalleştirelim gelin: İnsansın arada hayatı sorgularsın, insansın etrafındaki insanlardan uzaklaşasın gelir, insansın yalnız olmamak üzere yaratıldın ve bireysel olarak mutlu olduğun halde ara sıra yalnızlık duygusu çökebilir, insansın ağlayasın gelebilir, insansın daha çok şey hayal edebilir ve olmadığında hayal kırıklığına uğrayabilirsin, insansın bugün enerjin düşük olabilir, insansın düşüncelerin karışabilir, insansın bugün tüm geçmişi hatırlayıp sorgulama yapabilirsin ve insansın, çünkü insan ve yani insansın!
Gerçekten başka nedenler varsa görmek için bakabilmek önemlidir ve bakabilmelisin. Ama kendinde olan bir olumsuz enerjiye sadece “ne olabilir?” diye bakarsan tüm olasılıkları görürsün, önemli bir konu varsa onu yakalarsın ve yoksa da bu insani normal durumu görür sakince devam edersin. Ama sen “aman tanrım, neyim var benim” diye kaygılı bakarsan da gerçeği bulamaz, bir şeyin yoksa da bu halinle zaten var edersin ya da zaten bu yeterince bir kaygılı duygu bozulmasıdır.
Bugün enerjim düşük örneğin, sorarım kendime “neden?” diye. Aklımda hemen şu belirir: “Belki dinlenesim vardır, yorulmuşumdur ama belki içimde bana seslenmek isteyen bir şey vardır bir dinleyeyim, bir şey demiyorsa havadan, sudan, fiziksel/mental düşümümdendir” diyorum. Yani basit olasılıklarla ve yanına koyacağın içsel cevap merakınla düşünmelisin.
Ayrıca geliştik diye her şeyin mükemmel gideceğini kim söyledi? Dedim ya İNSANSIN, hemen kendine kötü davranma ve kaygılanma. Ve inanır mısın bazı ağır duygular da insana bakması gereken şeyleri hatırlatır. Mesela şu sıralar yalnızlık mı vuruyor “aşk zamanım gelmiş demek ki” demek daha kolay bir tespit olmaz mı ve buna şöyle ısınarak baksan bir de.
Zorlaştırma, bak ama tatlı bak kendine. Her şeyin bir sebebi vardır ama her sebep bir savaş alanı vermez, basit ve normal nedenleri gör, kendine normal davran ve olumsuz duygular varsa da nasıl olumluya döndürürsün onu düşün. Teslim olduğun şeyi değiştir, iyi olanı seç.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon