Bir süredir köşemi bensiz ve okurlarımı yazılarımsız bıraktım. Hayat biraz annemin sağlık sorunlarıyla bizi sınarken aklım tonca şey yazsa da aktarmak için zaman olmadı.
Dramatik duygulardan kaçınarak içinden geçtiğim sürecin iki sorgulatan kavramı oldu diyebilirim: “çaresizlik” ve “belirsizlik”
Hepimiz ne kadar çok gündelik hikayede belirsizlik ve çaresizlik yaşadığımızı düşünüp dururuz. Kimimiz netlik sevdasına yakalanır ve belirsizliklerden hoşlanmaz, kimimiz kendince yarattığı çözümsüz dünyanın içinde kalmaya devam eder ve hayıflanır.
Bu iki duygunun da çokça şeyde olduğu gibi kendi yarattığımız kavramlar olduğundan işte bugünlerde emin oldum. Hayatım boyunca belirsizliklerden hoşlanmadım ve çaresiz kaldığımı sandığım zamanlar da yaşadım. Şimdi dönüp bakıyorum ve yanılsama olduğunu görüyorum.
Behçet Necatigil’in şiirinde dediği gibi “Çaresizseniz çare sizsiniz” ve yine bundan yola çıkarak belirsiz olan her şeyi de belirleyebilirsiniz. Ve evet tam gerçekliğiyle belirsizlik ve tam gerçekliğiyle çaresizlik insanın başına gelen nadir anlardan ibaret. Yani her duruma yormamak lazım.
İçine düştüğümüz aşkta kavrulmak, birini sabırsızca beklemek, memnun olmadığımız işten ayrılamamak, parasal sorunlar yaşamak ya da istediğimiz hayatı bir türlü yaşayamamak çaresizlik ve belirsizlik değildir. Her durumun içinden kolay ya da çok daha zor biçimde çıkılabiliyor. Sadece bunu bilmekse çarenin ta kendisi!
İlmini okumuş doktorlar ameliyat sonrası kesin bir sonuç vaat edemezler, avukatlar da. İlmek ilmek öğrenmiş bilim insanları yarın havanın nasıl olacağını ya da hastalığı iyileştirecek ilacı kesin olarak bilemezler mesela. Bilinmezlik dediğin şey nedir ki! Hayatın kendi katrilyonlarca bilinmezden oluşan bir denklem zaten, sadece olanlara ilişkin çözümler bulabilmek mesele. Ve inanın o çözümler de insanın beyninde, bileğinde, ruhunda. Aşktan kavruluyor musun, bilirsin ki bitecek; o gelmiyor mu çözümün beklememeye karar verip kararla ruhunun iyileşmesine zaman vermek. Kendine iyi davranmaya meyilli olduktan sonra belirsiz her şeyi belirleyebilmek, çaresiz gördüğün her şeye iyi ya da kötü sayılabilir ama bir nihayet olacak çözümü bulabilmek mümkün.
Hukukta belirsiz alacak davaları vardır, belirsiz diyerek açarsın ve bilirkişi tespitler yaparak belirler. Yaşadığımız şey ne ise tespitler yapınca olabilir en iyi çözümü belirlemek mümkün yani.
“Elinden ne gelir?” diye sorsam bir cevap bulabildiğin her şey ve bulamadığını sandığın çokça şey çözülebilirdir. Gerisine de takdiri ilahi demiyorlar mı, işte o zaman da yine beklemekten başka çare olmadığını bilerek sabır limanına sığınabiliyorsun böylece.
İnanın kolay değil ve çok kolay. Bizzat yaşadım. Günlerce yoğun bakımın önünde tek zerre çare ve belirgin durum taşımayan cümleler duydum, çaresizliğin ve belirsizliğin ne demek olduğunu işte ben 38 yaşımda tam olarak ilk defa yaşadım. Şimdi diyorum ki Betül ve Betül’ün bu satırlarını okuyanlar, çaresizliğin ve gerçek belirsizliğin içine hiçbirimiz düşmeyelim ama onun dışındaki her şeyin çaresi de bizde belirleyebilme gücü de bizde. Şükürler olsun ki bu bilinmez denklem olan hayatın bize en güç veren hediyesi de bu işte!
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon