"Tencere tava, bunlar hep aynı hava"

Meşhur bir söz oldu artık, malum. Neredeyse 10 gündür, özellikle de akşamları herhangi bir sokağın ya da caddenin orta yerinde sizi yakalayabilir. Yanında farklı enstrümanlarla gelecektir muhtemelen: Kornalar, düdük sesleri, ıslıklar ve kaşık birleşimleri.

Yine de, gün batımıyla birlikte etrafı dolduran sesleri kendi halinde bir müzikal forma dönüştüren tek bir şey var şu sıralar:

Tencere ve tavanın o anlamlı uyumsuzluğundan bahsediyorum.

Bu uyumsuzluk; Gezi Direnişi'nin, tüm ülkedeki en safiyane yansıması oldu belki de. Ana haber bültenleri yerine, tam o anlarda rating çekincesiyle erkenden başlayan dizileri tercihlediği varsayılan ev hanımlarının da bu işin içinde konumlanması; sözünü ettiğim yansımadaki safiyaneliğe başrolü emanet ediyor hiç kuşkusuz.

Haberin Devamı

Ciddi olmadığımı düşünüyorsanız meydanların değilse de mahalle ve caddelerin ön saflarına dikkat edin.

Çocukluğumda, beni iyileştirdiğini düşünerek bizzat şahsına dua ettiğim mercimek çorbasına ev sahipliği yapan tencerenin, annemin elinde nasıl da güçlü bir politik enstrümana dönüştüğünü gözlerimle gördüm birkaç gün önce.

Siyahla sarılmış kulpları ve paslanmaz çelik omurgasıyla; artık o da bir çapulcu!

Önceki gün, Kardeş Türküler'in, Gezi Direnişi çemberinde, biraz da gelişine ilerleyen “Tencere Tava Havası” adlı parçasını duyunca; yemeğimiz için ateşe atılan bu mutfak eşyasının, yeri geldiğinde azılı bir çapulcuya dönüşmesinin yanında, sound seviyesini de cebine koyarak nerelere yükselebileceğini kavramış oldum.

Ayhan Akkaya ve Fehmiye Çelik imzalı bu parçanın performans kısmında ise Kardeş Türküler, tüm ekip olarak ortada görünüyor. Geri vokallerin gücüne de ayrıca dikkat. Sözlerin nerelere gittiği ya da gitme amacında olduğu ise tümüyle açık bırakılmış.

Kısacası sokakların biber gazıyla havalandırılıp, tazyikli suyla yıkandığı şu günlerde, ayağını yere sağlam basıyor Tencere Tava Havası.

Bu konuda benzer noktada birleşen, ünlü topluluk Duman'ın "Eyvallah" adlı parçasını da bir kenara not etmekte fayda var.

Haberin Devamı

Yine de, yanından geçerken ona bakarak şaşakaldığımı fark etmesiyle: "Normal zamanda bunu yapsak deli derler. Varsın deli olalım." diyen teyzenin yorgun yüz hatlarında bizzat gördüm ki; Gezi Parkı mevzusunun mahalle ve sokaklardaki müzikal karşılığı; kesinlikle tencere - tava ikilisi olmuş vaziyette.

Bunun, ülkedeki en yetkili devlet adamı tarafından "hep aynı hava" olarak nitelendirilmesi hakkında ne düşünüyordu o teyze, bilemiyorum; ama ellerinde hayat bulan gürültünün önceki havalardan farklı bir sesle duyulması için, o yaşlı vücudunu tümüyle işe ortak ettiği apaçık sezilebiliyordu.

Twitter / @BekirzgrAybar

bekirozguraybar@hotmail.com