Klasik EP denemesini bir kenara bırakırsak yayımladığı ilk albüm An Awesome Wave ile alternatif müzik sahnesinin gündemi olmuştu Alt-J. Her şey göz açıp kapama mesafesi kadar hızlı değildi, kabul. İnternet çağının hızına rağmen dinleyiciler arasında bir Arctic Monkeys sendromu yaratıp kulaktan kulağa ses duvarlarını aşarak yol aldıklarını da söylemek zor mesela. Yine de Alt-J, 2012’nin ilk aylarından başlayan şarkı duyurularıyla ve aynı yılın son çeyreğinde Birleşik Devletler pazarına karışmasıyla kendi gündemini oluşturmayı başarmış bir ekip.
Tom Green, Gwil Sainsbury, Joe Newman ve Gus Hamilton’dan oluşan Leeds çıkışlı ekip esasen dibine kadar İngiliz müziği ihtiva edebilir, üstelik klişe avantajdan yani dilin evrenselliğinden de yararlanarak artık kendi çapında bir pazar anlamı taşıyan alternatif rock’ta yol alabilirdi. O yol yüründü yürünmesine, ama pek tekrarlara bulaşmadan ve mevcut sound’un merkezine birtakım formüller, şifreler ve bireysel çözümlere ağırlık verilerek adımlar atıldı.
Britanya’nın müzik alanındaki en mühim rozetlerinden olan Mercury Prize’ın An Awesome Wave’e iliştirilmesi Alt-J için rakamsal yükselişlerin ilk işaretlerinden biriydi kuşkusuz. İlk dünya turu, klas festivallere dâhil olma süreçleri, farklı ülkelerde çekilen videoların ödüllere boğulması grubu belki kendi öngörüsünün de ötesinde zirveye taşıdı.
Sonraki aşamada şarkıların reklamlarda dönmesi, TV serilerinde ve beyaz perdede yer almaya başlaması ise Alt-J’in hemen her boşlukta hedef kitlesini genişletmesine olanak sağladı. Bunlar tamam, ancak hepsi bu kadar değil. Nihayetinde Alt-J’in bir akıllı telefon reklamının yeryüzüne bıraktığı armağan olmanın ötesinde konumlandığını söylemek mümkün. Matilda’dan Tessellate’e, Fitzpleasure’dan Bloodflood’a debut uzunçalar An Awesome Wave bu tespiti neredeyse her saniyesiyle destekliyor.
Artık şimdiye gelebiliriz. Grup, geçtiğimiz Eylül ayının son günlerinde ise iki no’lu albümü This Is All Yours’u duyurdu ve henüz ilk şarkıların etkisi devam ederken, ara süreci daha fazla uzatmayarak iki yıllık boşluk sonrası yeni parçalarla geri döndü.
Birkaç ay öncesinden gelen haberlere göre bu albüm güneşe ulaşma anı bile olabilir Alt-J için. Yılın başlarında, kurucu üye Gwil Sainsbury’nin ekipten ayrıldığı açıklanmış ve ardından Alt-J’in dağılabileceğine dair söylentiler ayyuka çıkmıştı. Ancak aksi yönde adımlar atıp yeni stüdyo mesaisine kapıldılar ki bu da An Awesome Wave sonrası yeni bir kırılma demekti. Zira irtifa kaybetmek bir yana mevcut sınırdan devam etmenin sembolüdür onlar için This Is All Yours.
Albümün ilk saniyelerinde yine bir intro ve yine bir şarkı içinde şarkıyla selam iletiyor Alt-J bizlere. Arrival in Nara’daki piyano ağırlığı downtempo’nun teslimiyetinde yaklaşıyor. İlk anda tüm enerjisiyle kendini kanıtlamak gibi bir derdi yok This Is All Yours’un. Daha bütünlüklü, geçişler arasındaki bağlantıların ön cepheyi tuttuğu şarkılar var burada. Ek olarak kasti kopmalar yaratılıyor ve detaylarda kayıp cümlelere yer açılıyor.
Tıpkı elektrik gitarla vokalin yarattığı kırılmalardan oluşan Nara gibi onun hemen arkasından başlayan şarkı da This Is All Yours’taki bir diğer başrol. İki farklı video klibe sahip Every Other Freckle’den bahsediyorum. Özellikle final bölümündeki 1983 synth vurularıyla albümün zirve anlarına uzanıyor bu birkaç dakika. Public Servic Broadcasting parçalarının izdüşümündeki savaş sinyallerini akla getiren elektro ataklar geri planı anbean işleyen davulla hemhal oluyor. Ateşi yüksek, direkt bir şarkı Every Other Freckle. Alt-J’nin manifestolarından biri belki de.
Sekiz numarada Miley Cyrus sürprizli Hunger of the Pine, bir sonraki sırada ise Connor Orbest’ten kıyıya vuran Warm Foothills’i duyuyoruz. Özellikle Cyrus diyaframındaki nakarat geçişlerinin Alt-J’ye ayak uydurduğunu belirtmek gerek. Pusher, akustik aksanda ilerleyerek albümün son perdesinin ilk işaretini verirken aynı zamanda bir ilerdeki parça Bloodflood II için bitiş anındaki Leaving Nara’ya çıkan bir açık kapı bırakıyor.
An Awesome Wave her dönüşüyle ayakta kalmayı başaran bir albümdü, This Is All Yours ise kimi zaman pop sularına da karışarak tempo içinde düşüşler sunuyor. Yine de bir Alt-J albümüdür bu.
Sonuç olarak matematiğin deltasına isminin anlamını iliştiren bir gruptan söz ediyoruz. Bir yanıyla edebiyata bulaşıyorlar, anlamlı cümleleri paragraf bütününde karmaşaya devrediyorlar. Bunu yaparken electronica ve ambient’i de sahaya sürerek sanki yüzlerce ayrı kanaldan, yüzlerce ayrı vurguyu öteki tarafa, bilinmezliğe fısıldıyorlar.
Twitter / @BekirzgrAybar
bekirozguraybar@gmail.com