Murat Abbas: "2016 Sonrası Çıkış Olabilir"

Haberin Devamı

Bu hafta sonu müzik bir kez daha açık havaya taşınıyor. Memleketin en önemli festivalleri arasında yer alan One Love, 1 yıllık aranın sonrasında geri dönüşe hazır.

Biz de, 13. kez sahne açmaya hazırlanan festivale günler kala Pozitif Live Müzik Direktörü Murat Abbas'ın kapısını çaldık ve geçen sene yaşanan süreçle birlikte bu yılın One Love programına dair detayları konuştuk. Yine bu ay açılacak konser mekanı Black Box Istanbul'un ilk konukları, Soma İçin Müzik hareketi ve sektöre dair son gelişmeler de notlarımızın arasındaydı.



-En yakın sahneden giriş yapalım, derim. One Love Festival yoluna devam ediyor, ama geçen yıl Gezi sürecinde iptal açıklaması geldiğinde, festivalin tamamen kepenk indirdiği değerlendirmeleri de yapılmıştı. O süreci biraz anlatabilir misin?

Bildiğin gibi aslında o dönem birçok etkinlik iptalleri yaşandı. One Love da onlardan biriydi. Festivalin kendi başına aldığı bir karar değildi bu. Sürecin etkisi o sonucu getirmişti.

-Gezi sürecine ek olarak alkol yasasındaki değişikliğe de vurgu yapılıyordu diye hatırlıyorum festivalin iptal açıklamasında.

O yasa bir daha değişti sonrasında. Etkinliklere alkol firmaları girdiğinde +24’tü, o sınır tekrar +18’e indirildi. Şu an durum bu. Alkol firmaları ise zaten festivallere sponsor olamıyorlar kendi markalarıyla. Bu değişiklik gerçekleştikten sonra, bunca senedir süregelen festival yoluna devam etsin diye kendimiz One Love’ı ilerletme kararı aldık. Yine zorunlu olarak isim değişikliğine gidildi, bunun sonucu festival önemli bir maddi güç kaybı da yaşadı elbette. O noktada ne yapmamız gerektiği üzerine tartıştık kendi aramızda ve nihayetinde stratejik olarak uzun yıllar var olan festivali One Love adı altında devam ettirmek istedik.

-Bu seneye gelirsek, One Love 13’ün line-up’ı önceki yıllara nazaran biraz daha elektronik ağırlıkta duruyor. Festivalin bu yılki sahnelerini şekillendirirken nasıl bir strateji izlendi?

Bizim her sene programımızda farklı çizgilerden gruplar oluyor. One Love tarihinde Groove Armada, Röyksopp, Hot Chip gibi dans müzik isimleri hep yer aldılar zaten. O yüzden bu yılki görüntü bence çok şaşırtıcı değil. Son senelerde, yani Santralistanbul döneminde, festivalin headliner’ları ve alt grupları biraz daha britpop’a kaymıştı, doğru; ama unutulmasın One Love bir şehir festivalidir ve hem Indie, hem de Dance akımına yer açar ve bunların dengeleri kendi içerisinde değişebilir. Yani hiçbir zaman One Love’da klasik hatlarda duran bir Rock/Hard Rock grubu olmamıştır. Bu seneki programı oluştururken ise yine genç kitleyi hedefleyen bir festival olarak günümüzde değişen trendlere dikkat ettik. Bu jenerasyonun müzik tercihlerinde bir takım değişimler yaşandı, yaşanıyor. Baktığımız zaman elektronik yöne doğru bir kayma var. Bu değişimlerden de bağımsız kalamazdık açıkçası. Tüm bunların dışında ayrıca festival dönemi turnede olan grupların durumları da önemli. İşte hemen bir örnek vereyim: Bu yıl Foals için çok uğraştık mesela. Olmadı.

-Foals, Blur, Keane ve New Order gibi geçen yılın programında yer alan isimlere göre bu seneki line-up farklı bir kırılmada görülüyor sanırım.

Katılıyorum. Evet, geçen seneki program çok güçlüydü. Blur’ün varlığı festivalin önüne dahi çıkmıştı. Ama bir kez daha altını çiziyorum: Geçen sene sponsoru olan bir festival vardı. Bu yüzden sanatçı bütçesi yüksekti ve hatta programı da 3 güne çıkarmıştık. Geçen yılla bir kıyas yapıldığında ilk başlarda soru işaretleri vardı. Ama sana şöyle enteresan bir şey söyleyeyim: Tüm One Love tarihinin en yüksek bilet satışına bu sene ulaştık. Soma için Müzik hareketine başlamadan önceki rakamlar üzerinden söylüyorum bunu.

-Bu ay Travis konseriyle Black Box Istanbul’un açılışı yapılıyor. Bob Dylan ve Pixies de sonraki günlerde sahne alacak aynı mekânda. Bilet satışlarının başlamasıyla “kısıtlı görüş” kategorisi tartışmaları da beraberinde geldi. Tam karşılığı nedir "kısıtlı görüş"ün?

Tartışılmasını pek anlayamıyorum açıkçası. İlk defa bizim icat ettiğimiz bir uygulama değil bu. Yurtdışında da var olan bir kategoriden bahsediyoruz. Sanırım insanlar bir duvarın ya da ne bileyim bir sütunun arkasından sahneyi izlemek zorunda kalacaklarını düşünüyorlar. Böyle bir uygulama değil tabii ki. Kısıtlı görüşe dâhil olan tribün, sahne yanlarından 180 derece uzanan bölümlerdir. O bölümdeki izleyiciler sahneyi net olarak görebilirler, belki sahne derinliğini, yani örneğin bateristi göremeyebilirler. Dediğim gibi dünyada örneği olan bir uygulamadır. Yan açıdan sahne izlenir ve diğer kategorilere göre fiyatı daha uygundur. Esasen bu tartışmalar mekanın açılmasıyla birlikte sona erecektir diye düşünüyorum. İnsanlar o bölümün nasıl bir görüş açısı sunduğunu bizzat gözlemleyerek anlayacaklardır sonuç olarak.

-Babylon Soundgarden'dan itibaren Soma için Müzik'i başlattınız. One Love ve Black Box’taki her 3 konserin tüm bilet gelirleri de Soma’ya iletilecek. Öncelikle tebrik etmek gerekiyor tabii. Bu hareket nasıl geri dönüşler aldı? Satışlarda kategori yok, ama fiyat skalası isteğe bağlı olarak 10 ila 500 tl arasında değişiyor. Sanırım tüm bu etkinliklere dair biletlerin tamamına yakını tükenmiş durumda. Son durum nedir?

Soma için Müzik’le ilgili tüm süreci çok şeffaf bir şekilde ilerletiyoruz. Anbean sitesinde hangi etkinliğe ne kadar biletin hangi tutar aralığında satıldığı çok rahat bir şekilde takip edilebiliyor. Gelebilecek olası eleştirilere karşın bu konuda özellikle şeffaf olmak istedik. Verileri günde 3 defa güncelliyoruz. Satılan biletlerin %80’i 10 TL’lik bölüme ait. Bu tabii müzikseverlerin takdiri. Arzu ederlerse daha yüksek bir bedel karşılığında da bilet alarak bağışta bulunabilirler. Konserlerde ise biletler bir kategori farklılığı taşımıyor. Kısacası erken gelen iyi yeri kapar. Diğer yandan One Love, Travis ve Bob Dylan’da biletler tükendi, diyoruz. Yine de etkinlik günü kapıda bilet satışı olacak. Çünkü Soma İçin Müzik öncesi, normal fiyattan satılan biletlerin iadelerini de topluyoruz bu süreçte. O iadelere göre bir alan açılıyor. Örneğin One Love için konuşmak gerekirse, cumartesi günü 14.00 – 17.00 saatleri arasında, kapıda bilet satışı olacak. Bunu da belirtmiş olalım.

-Pozitif Live olarak geçen yıl Rihanna ve Iron Maiden konserlerini İnönü Stadı'nda gerçekleştirmiştiniz. Bir nevi stadın eski haline veda anlarıydı o iki performans. Bu yılki mekan ise İTÜ Stadyumu olacak. Yine iki konser. 13 Temmuz Metallica ve 16 Eylül Lady Gaga.

Metallica her zaman Metallica'dır. Geçen hafta Hamburg'ta izledim. 50 bin kişiyle yine sold-out'tu. Türkiye'ye dört kez gelip her defasında stadyuma çıkıp ve her defasında da biletlerin tamamını satabilecek şu an bence başka bir isim yok. Yine bir stat konseri ve yine sold-out olacaktır. Lady Gaga ise bildiğin gibi ilk defa geliyor Türkiye'ye. Onun heyecanı var tabii. O konseri alabilme sürecimiz biraz sıkıntılı oldu. Doğal olarak İstanbul'dan çok fazla rağbet vardı, o rekabetten başarılı çıkabilmemiz bizi sevindirdi. Lady Gaga'nın kendi sahnesiyle buraya geleceğini de belirtmem gerek.

-Seninle geçen yıl konuştuğumuzda Vodafone Istanbul Calling başlamak üzereydi. O organizasyonu bir müzik maratonu gibi gördüğünü ve her yıl gerçekleştirmek istediğinizi belirtmiştin. Malum, bu yıl yok. Önümüzdeki yıllarda buna benzer 3-4 aylık süreye yayılan etkinlikler olacak mı, yoksa 2013 Istanbul Calling için ilk ve son muydu?

Belirttiğin gibi geçen yıl Vodafone ile gerçekleştirmiştik Istanbul Calling’i. Bu sene de yola öyle çıkmıştık esasen. Sonrasında ise bir strateji değişikliği sebebiyle sponsor firma etkinliğe giremeyeceğini bildirdi. Istanbul Calling’in bu yıl devam etmemesinin açıklaması budur. Ama Istanbul Calling bizim markamızdır. Bu sene ara vermiş olduk, diyelim. Devam edecektir.

-Tam da buradan sponsorluk konusuna değinmekte fayda var. Başlangıçta konuştuk, ilgili birçok yasa değişikliklerine gidildi. Bu durumda da bu tip organizasyonlar yeni kaynak arayışlarına başladılar. Nasıl bir alternatif yaratılabilir bu meselede?

Birkaç sene evvel başlayan süreci konuştuk hep, ama daha önceki dönemlere bakacak olursak tütün firmaları dahi sponsor olabiliyorlardı birçok etkinliklere. Onlarla birlikte tabii bir de alkol şirketleri de konserler için maddi destek olmaktan çıkarılınca bir kaynak ihtiyacı doğdu. Aslında diğer sektörlerden firmalar bu açığı kapatıyorlardı. En son çıkarılan kararla kredi kartlarının da sponsorluk faaliyetlerine son verildi. Kısacası bu havuz gittikçe daralıyor. Bir de bunun üzerine ülkede hissedilen siyasi belirsizlik ortamı kimi firmaların daha ihtiyatlı davranmalarına yol açıyor. Ekonomide önlerini göremediklerinden kaynaklanıyor bu durum esasen. Döviz kurlarının hali ortada. Riskli bir ortam mevcut. Şahsen ben, seçimlerin ardından, 2016 yılı sonrası sponsorluk faaliyetlerinin beklenildiği seviyelere çıkacağını düşünüyorum. Daha açık söylemem gerekirse buna böyle inanmak istiyorum. Çünkü şu bir gerçek ki; Türkiye’de konserlerin, festivallerin var olabilmesi sponsorluk gelirlerine bağlı.

-Bir de meselenin şu tarafı var: Bugün birçok insan bilet fiyatlarının pahalı olmasında şikâyetçi. Bir önceki soruyla da bağlantılı bunun cevabı, ama yine de ayrı bir paragraf açmak mühim: Ne yapmalı?

Çok açık ve net söylüyorum sponsorluk gelirleri yükselmediği müddetçe bilet fiyatlarının düşmesi imkânsız. Vergi yükü de unutulmamalı. Sahnelenen etkinlikler mevcut bilet fiyatlarının daha altında gerçekleşemez. Bu durumda, bu konserleri ya yapacaksınız ya da hiç yapmayacaksınız. Ben başka bir çözüm yolu göremiyorum maalesef.


Twitter / @BekirzgrAybar
bekirozguraybar@gmail.com