13.12.2018 - 13:49 | Son Güncellenme:
Bu sorun tüm Dünya'da görülüyor
Ülseratif kolit hastalığının, Kuzey Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, tüm dünyada görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Karaman, bu durumun nedeninin genetik, çevresel etkenler, bazı ilaçlar, bazı bakteri ve mikroorganizmalar olabileceği gibi, gelişmiş ülkelerde çocukluk çağında ebeveynler tarafından sağlanan aşırı hijyenik şartların da hastalığın ortaya çıkmasına katkı sağlayabileceğini belirtti.
Karaman, “Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çocukluk çağında çok hijyenik yetişen çocukların bağışıklık sistemleri çok sağlıklı gelişmiyor. Bu şekilde yetişen çocuklar ileri yaşlarda bir saldırıyla karşılaştığında immün sistemleri çok gelişmiş olmadığı için ülseratif kolit gibi hastalıklarla karşı karşıya kalabiliyor” dedi.
Nedeni tam olarak bilinmiyor!
Ülseratif kolit hastalığının, genç erişkin dönemden itibaren 40-45 yaş civarında da başlayabileceğini belirten Karaman, hastalığın nedenlerine dair şunları söyledi: “Çevresel etkenler, genetik yatkınlık, bazı mikroorganizmalar ve bağışıklık sistemindeki bozulmalar suçlansa da hastalığın sebebi tam olarak bilinemiyor. Tam nedeni bilinmediği için de tedavi edilse de hastalığı vücuttan tam olarak atmak mümkün değil.”
İshal, kabızlık, kanlı ishal, kilo kaybı ve karın ağrısına dikkat!
Kalın bağırsak iç duvarında tutulum yapan hastalığın, burada iltihap, ödem, ülser, küçük yaralar oluşturmasının yanı sıra kanamalara neden olduğunu kaydeden Karaman, hastalığın belirtilerini ishal, kanlı ishal, kilo kaybı ve karın ağrısı şeklinde sıraladı. Karaman, bu gibi şikayetleri olan hastalara, kolonoskopi yapılıp alınan biyopsi patoloji tarafından incelendikten sonra, hastalığın klinik ve endoskopik bulguları ile beraber değerlendirilerek tanı konulduğunu dile getirdi.
10 yılı aşan hastalarda bağırsak kanseri riski var
Ülseratif kolitin tedavi edilmemesi ve hastalığın sürekli aktif durumda olması nedeniyle beslenme bozukluğu, kan kaybına bağlı kansızlık, halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, aşırı sıvı kaybına bağlı böbrek fonksiyon bozuklukları görülebildiğinin altını çizen Karaman, on yılı aşkın hastalıklarda ise bağırsak kanseri riskinin yüksek olduğuna dikkat çekti.
Karaman, “Ülseratif kolit tutulumu hastadan hastaya farklılık gösterir. Kimi hastada bağırsağın girişinde 10 santimetrelik kısım tutulur, bazı hastalarda da tüm kalın bağırsak segmenti tutulabilir. Bu tutuluma ve tutulumun şiddetine göre de, hastalığın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Özellikle tüm kalın bağırsağın tutulduğu ve şiddetli tutulumun olduğu, iyi tedavi edilmeyen aktif olarak bu hastalığı yaşayan hastalarda on yıldan sonra bağırsak kanseri gelişme riski artar. Bu nedenle özellikle 10 yılı aşmış hastalara, her yıl kolonoskopi yaptırıp bağırsaktan biyopsi alınmasını tavsiye ederiz” diye konuştu.
Hastalığın temel tedavisinde ilaçların kullanıldığını söyleyen Karaman, hastalığın ilaç tedavisine cevap vermediği ve bazı nadir görülen durumlarda ise cerrahi yönteme başvurduklarını sözlerine ekledi.