Araçlarından inmeden eve çıkıyorlar! Bentley ve Porsche neden gökdelen dikiyor?
09.10.2024 - 06:43 | Son Güncellenme:
Denizin kıyısında yükseliyor, pek çok lüks daireye ev sahipliği yapıyorlar. İçinde birçok milyarderin yaşadığı, dünyanın dört bir yanındaki prestijli gökdelenleri Bentley, Mercedes, Porsche ve Aston Martin gibi ikonik araba markaları inşa ediyor. Peki, lüks otomobil markaları neden gökdelen inşa etmeye başladı? İşte cevabı.
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Bir gökdelende oturduğunuzu ve deniz manzaralı dairenize arabanızla çıktığınızı düşünün. Lüks otomobil markaları son yıllarda tüm bu hayallerinizi gerçeğe dönüştürüyor, dünyanın dört bir yanında prestijli gökdelenler inşa ederek âdeta yeni bir moda yaratıyor. Porsche tarafından inşa edilmiş bir yapının çatısı altında olmak isteyenler ya da Bentley logosunun karşıladığı lüks bir rezidansa adım atmayı tercih edenler bu gökdelenlerde yaşamayı seçiyor. Peki sadece yollarda değil, gökdelenlerin zirvelerinde de adını duyuran lüks otomobil markalarının amacı ne?
Lüks markaların hepsinde olduğu gibi konu yalnızca lüks ve kaliteli bir ürün üretmek değil, tüketicilere bir yaşam tarzı sunmak. Bu durum lüks otomobil markaları için de geçerli. Bu markalar, üstün performanslı ve etkileyici tasarımlara sahip otomobilleriyle bir yaşam tarzını da simgeliyor. Yani attıkları her adımda müşterilerine, sadece bir otomobil markası olmanın ötesine geçerek bir yaşam tarzı sunmanın peşindeler de diyebiliriz. Porsche gibi markalar, sadık müşterilerinin yalnızca araçlarını değil, aynı zamanda markanın temsil ettiği yaşam tarzını da benimsemelerini istiyor.
OTOMOBİL VE LÜKS KONUT TUTKUNLARININ RÜYASI
Örneğin Miami’de yer alan Porsche Design Tower yalnızca bir rezidans değil, lüks yaşamın en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş hâli olarak öne çıkıyor. 2013 yılında duyurulan ve 2017 yılında tamamlanan bu eşsiz proje, tamamlandığında adeta dünyanın dört bir yanındaki otomobil ve lüks konut tutkunlarının rüyası hâline geldi. Denizin kıyısında yükselen 198 metre yüksekliğindeki bu gökdelen, 132 ultra lüks daireye ev sahipliği yapıyor ve 25 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Projenin 2013 yılında duyurulmasının ardından 22 milyarderin Porsche Design Tower’dan bir daire satın aldığı biliniyor. Bu ultra lüks gökdelende ileri düzey teknoloji ve mühendislik çözümleri kullanılıyor.
ARAÇLARINDAN İNMEDEN EVLERİNE ULAŞIYORLAR
Binada kullanılan teknolojiler sayesinde, yüksek güvenlikli ve enerji verimliliği odaklı bir yaşam alanı sunuluyor. Akıllı bina sistemleriyle her dairenin aydınlatması, iklimlendirmesi ve güvenlik sistemlerinin merkezi olarak kontrol edilebildiği de ekleniyor. Ek olarak, dış cephede ise özel cam sistemlerinin kullanıldığı, bu sayede de dairelerin her birine doğal ışığın en verimli şekilde ulaşmasının sağlandığı belirtiliyor.
Porsche Design Tower’ı diğer gökdelenlerden ayıran en temel özellik ise, rezidansta yaşayanların arabalarını kendi dairelerine kadar çıkarabilmelerine olanak tanıyan, “The Deservator” olarak da bilinen özel asansör sistemi. Bu asansör sayesinde sahip olduğunuz aracı direkt dairenizin içine park edebiliyorsunuz. Söz konusu asansör sayesinde, ister 56. katta olun, ister 1. katta, aracınızdan inmeden doğrudan evinize ulaşabiliyorsunuz. Bu benzersiz teknoloji, özellikle otomobil tutkunları için hayatı kolaylaştıran bir yenilik olmanın ötesine geçerek, gözleri gibi baktıkları arabaların hep yanı başlarında olmasını da sağlıyor. Özetle bu teknoloji harikası yapı estetik tasarımı ve mühendislik çözümleriyle sadece bir gökdelen olmanın ötesine geçerek misafirlerine bir yaşam tarzı da sunuyor.
'SADECE KULLANMAMALI, AYNI ZAMANDA YAŞAYABİLMELİ'
Porsche CEO'su Stefan Buescher, "Porsche hayranları sadece bir Porsche kullanmamalı aynı zamanda Porsche'de yaşayabilmeli" diyor. Yani markalar bu gökdelenleri sadece birer bina olarak değil, aynı zamanda markalarının bir uzantısı olarak görüyor. Altında yatan temel sebepse otomobil markalarının müşterileriyle uzun vadeli ilişkiler kurmak istemesi. Otomobil markalarının inşa ettiği gösterişli yapılarda yaşamanın, müşterilerin markaya olan bağlılığını artıracağı düşünülüyor.
Miami'deki Porsche Design Tower veya Aston Martin Residences gibi lüks konut projeleri, müşterilerine lüks yaşam alanları sunarak müşterilerini markaya daha da yakınlaştırmayı amaçlıyor. Modern lüks tüketiminin artık sadece ürünün kalitesiyle değil, onun sunduğu deneyimle de belirlendiğini düşünürsek, otomobil markalarının müşterilerine kendilerini favori otomobil markalarının birer elçisi gibi hissettirecek deneyimler sunmayı amaçladığını da söyleyebiliriz.
