Adil Yıldırım

Adil Yıldırım

yazaradilyildirim@gmail.com

Tüm Yazıları

Görkemli bir çınarın bünyesine katılmak yazarlık yolculuğumda benim için bir şeref madalyası; burada, interaktif bir köşeden sizlerle soru cevap misali iletişimde olacağız.

Milliyet Ailesi’ne katılmanın bana verdiği heyecanı ve mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum. Medyamıza uzun yıllardır yön veren görkemli bir çınarın bünyesine katılmak yazarlık yolculuğumda benim için muazzam bir şeref madalyası anlamına geliyor. 

Bundan sonra her cumartesi,  sizlere bu köşeden ulaşarak ilişkilerde ve evliliklerde yaşanan sorunlara değineceğim; bunu yaparken yazaradilyildirim@gmail.com adresimden bana gönderdiğiniz sorulara ve talep ettiğiniz konulara öncelikli olarak yer vereceğimi belirtmek isterim; dolayısıyla burada, interaktif bir köşeden sizlerle soru cevap misali iletişimde olacağız. 

Haberin Devamı

Herkese merhabalar

İlişki muhasebesi

Hayatımızda olup biten her şeyde olduğu gibi yaşadığımız ilişkilerin de muhasebesini yapmak durumundayız. Son yirmi yıla şöyle bir bakacak olursak kadın erkek ilişkilerinde gördüğümüz manzara pek güneşli sayılmaz; milenyum sonrası dünyada çok büyük değişimler yaşanıyor, örneğin teknoloji hayatlarımıza hızlı bir giriş yaptı ve cep telefonlarını elimizden düşürmüyoruz. Bu durum en başta kendimizle ilişkimizi ve sonra da karşı cinsle ilişkilerimizi kökünden etkiledi. Bir arkadaşım geçenlerde yaşadığımız ortak insanlık durumunu şöyle özetledi: “Telefon bağımlısı oldum ve kendimi dinlemeyi unuttum.” Ne yazık ki sadece kendimizden uzaklaşmakla kalmadık; aynı zamanda sosyal medya üzerinden yoğun yazışmalara dâhil olduk ve aslında bizi mutlu eden en yakınımızdaki insanların bile kıymetini bilemez hale geldik.

Önce mutluluğu sonra da huzuru yitirdik; yüzünü bile görmediğimiz çok sayıda insanla  yazışırken bizi kandıran yüzeysel bir “bolluk” içinde gayet yıkıcı bir yalnızlığa düştük. Öte yandan, bütün bunlar o kadar hızlı bir şekilde meydana geldi ki, sadece yirmi yıl içerisinde kadın erkek ilişkileri üzerine tüm tabular ve değerler tuzla buz oldu. Buna hazırlıksız yakalandık. Diziler, filmler ve etrafımızda olup biten gelişmeler bizleri şaşırttı, dışarıdan muazzam derecede mutlu görünen örnek çiftler tek celsede boşanırken ayağımızın altındaki zeminin titrediğini fark ettik ve doksanlı yıllarda yaşanan ilişkileri özlemle anımsadık. 

Haberin Devamı

Neşeli ruhlar bile esir

Aşk, mutluluk ve huzur,  gözlerimizin önünden geçmişteki bir film şeridi gibi geçmeye başladı. Oysa ben inanıyorum ki, insanoğlu içten içe her zaman geçmişi özlemeyi seven bir varlıktır. Geçmişte bizleri mutlu eden bir garip günbatımı vardır, sanki bir daha hiç günbatımı olmayacakmış gibi özlediğimiz. Kadın erkek ilişkileri belki geçmişte daha samimi ve çıkarsız bir zemin üzerinde duruyordu,  ama insan önünde sonunda ruhsal dengesini elde etmenin peşindedir, kendini yanında mutlu hissettiği kişiyi seçer. Dünya hızla değişiyor ve teknoloji hayatlarımızı ele geçirip bizleri yalnızlaştırıyor; fakat günün sonunda bizleri yeniden ruhumuzdaki o yaşam sevincine kavuşturacak insanla ilişki yaşamak istiyoruz.

Bu yazıyı okurken derin bir nefes alıp gözlerinizi kapayın, çocukluğunuzdaki en tatlı günbatımını hayal ederek fısıldayın:  “Yalnız değilim!”

Haberin Devamı

Hayatımızın kalitesini belirleyen, diğer insanlarla kurduğumuz ilişkilerdir ve eğer bu konuda sorunlarınız varsa  asla yalnız değilsiniz. Dünyanın her köşesinde insanlar benzer problemleri yaşıyorlar; boşanmalar artıyor, evlilik için ideal eş profilini bulmak giderek zorlaşıyor ve yalnızlık en neşeli ruhları bile esir alıyor. “Belki de” diyoruz, “Yanlış bir ilişkide olmaktansa yalnızlık daha iyidir.”

Bu köşeden bana ulaştıracağınız tüm sorularınızı içtenlikle yanıtlamak üzere bekliyorum ve sizlere keyifli bir hafta sonu diliyorum.