01.09.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:
SANEM ARMAN
SANEM ARMAN- *Sürdürülebilirlik tam anlamıyla insana dokunduğunda karşılık buluyor. Bu noktada Akbank’ın sürdürülebilirliğe bakış açısı nedir?
BM’nin sürdürülebilirlikle ilgili kalkınma planına baktığımız zaman 17 tane madde var. Sosyal tarafı aslında çok geniş. Dolayısıyla biz de Akbank’ta sürdürülebilirlik konusunu çok daha kapsamlı ele almak istedik. İnsan için sürdürülebilirlik dedik ve bu bizim projelere bakış açımızı da genişletti. Şunu da gördük, çevre ve iklim deyince toplumun bu konuyla ilgili farkındalığı var ama aksiyona geçme konusunda daha sınırlı kalıyor. İnsanı odağa alıp da konu Ayşe’yi, Fatma’yı, Ahmet’i ilgilendiriyor dediğiniz zaman daha fazla sahiplenildiğini gördük. Bu yüzden de sosyal sürdürülebilirlik konusunu gündemde tutmayı bu konuda gerçek ve büyük aksiyonlar almayı kurum olarak çok önemsiyoruz.
*Tıpkı deprem bölgesinde yüzbinlerce öğrencinin eğitimini desteklemek için hayata geçen “Dönüşümde Gelecek Var” projesi gibi. 360 ilköğretim okulunda öğrenciler yeni eğitim öğretim yılına bambaşka bir heyecanla başlayacak. Projenin tohumları ne zaman atıldı?
Bu proje aslında depremden önce ortaya çıkmıştı. Akbank şubeleriyle başlayan dönüşüm ve sonunda da genel merkezimizdeki renovasyon projesinde masalar, sandalyeler, dolaplar her şey değişiyor. Tabii ortaya müthiş bir malzeme çıktı. 33 kattan çıkmış tonlarca ahşap malzeme. Bunları ne yapabiliriz diye düşündük. Milli Eğitim Bakanlığı’yla da birlikte çalışarak deprem bölgesi odaklı bir proje yapmaya karar verdik. Bu malzemeleri tırlarla deprem bölgesine götürüyoruz. İskenderun Meslek ve Teknik Lisesi’nde kurduğumuz atölyede bu malzemeler ileri dönüştürülüyor. Yıllardır üstünde çalıştığım çalışma masam okulda dolap oluyor, kütüphane oluyor. Şimdilik 360 okul, bittiği zaman 650 okula ulaşmış olacağız. 650 okulda 10 bin mobilya olacak. Bu 10 bin mobilya da 290 bin öğrenciye umuyorum ki daha iyi eğitim şartları sağlamış olacak.
* Aslında etki alanı çok boyutlu bir projeden söz ediyoruz...
Bu işin bir çevre boyutu mutlaka var. O kadar malzemenin doğaya geri kazandırılması var. Biz bunları ileri dönüştürerek aslında iki Belgrad Ormanı genişliğinde bir çevreye katkı sağlamış olacağız. Ama bununla bitmiyor. Mesleki gelişme katkısı var. İskenderun’da 9. sınıftan 12. sınıfa kadar meslek öğrenmeye çalışan çocukların pratiklerine çok faydası var. Eğitime katkısı var çünkü anaokullarına gidiyor. Bir dördüncüsü de psikolojik faydası... Deprem bölgesine bir fayda sağlayabilme açısından hem teknik lisede çalışanlar hem de biz Akbanklılar olarak tabii ki çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. İnsanı odağı alan sürdürülebilirliğe bakış açısına bence çok güzel bir örnek.
“Etki alanını genişletmeliyiz”
*Güçlü bir sürdürülebilirlik performansı için başlıca kriterler neler?
Bir kere her ne yapıyorsak bunun ölçümlenmesi gerekir. Gerçek katkı sağladı mı? Yaptığımız her şeyde finansal olsun olmasın sürdürülebilirliği odağa almak önemli. Sosyal etkiyi de ölçmemiz lazım. Kurumun çalışma sisteminde öyle bir entegre olması lazım ki iş yapış şeklinizin bu olması lazım. Bir üçüncü kriter de bu işin sürekliliği, özellikle bir değişim, gerçek etki yaratmak istiyorsak yaptığımız projelerin devamlılığı çok önemli. Küçük küçük, minik minik kuyular kazmamalıyız. Çok büyük kuyular kazmalıyız. Mevcut projeleri daha çok derinleştirerek etki alanını genişletmenin yolunu bulmalıyız. Zaten odaklandığımız 4 tane alanımız var. Bu alanlara daha fazla yatırım yapmalıyız.
*Akbank olarak toplumsal, sosyal sürdürülebilirlik başlığı altında odaklandığınız alanlar hangileri?
4 ana odağımız var. Bunlardan bir tanesi kültür sanat diğeri girişimcilik. Bir üçüncüsü eğitim, dördüncüsü de gönüllülük. Kültür sanat alanında Akbank Sanat bu sene 31. yılını kutluyor, Akbank Caz Festivali bu sene 34. senesinde. Contemporary İstanbul sponsorluğu 19. senesinde. Senede 700’ü aşkın etkinlik düzenliyor Akbank Sanat. İkincisi gönüllülük diyebilirim. 1500 tane Akbank gönüllüsü var, onun yanında gençliği odağımıza aldığımızı söyleyebilirim. Şehrin İyi Hali projemizde STK’larla öğrencileri bir araya getiriyoruz. 22 bin öğrencinin şimdiye kadar gönüllülük projelerinde yer almalarına yardımcı olduk. Diğer yandan deprem bölgesindeki gençler için Toplum Gönüllüleri Vakfı ile birlikte Güzel Yarınlar Hareketi projesini yürütüyoruz.
Gençlik Akademisi’nde geleceğe hazırlık
*Sürdürülebilirlik aslında bir yönüyle gençleri hayata hazırlamaktan da geçiyor. Odak noktasına aldığınız eğitimle hedef geleceği birlikte hazırlamak mı?
Şimdi bu dediğiniz çok doğru. Burada gençlerin bizim dönemimizden farkı önlerini çok görememeleri, kendilerini nasıl geliştirmeleri gerektiğiyle ilgili müthiş bir bilinmezliğin içindeler. Biz de bu sebeple Akbank Gençlik Akademisi’ni kurduk. Üçüncü senesinde. 208 üniversitenin hepsine gidiyoruz, ücretsiz eğitimler var. Burada şimdiye kadar 160 bin öğrenciye ulaştık. Daha devam edecek. Geleceğe hazırlamak daha doğrusu geleceği birlikte hazırlamak çok önemsediğimiz bir konu.
*Girişim ekosistemi sürdürülebilirliğe nereden bağlanıyor?
Kaynaklar azalıyor, nüfus artıyor. Sınırlı kaynaklarla daha iyi yaşamanın yollarını bulmamız şart. Bu da ne ile mümkün? Yeni sistemler geliştirmekle, inovasyonla ve bunları hayata geçirecek girişimcilerle mümkün. 2016 yılında Akbank LAB kuruldu. Bu girişimcilik ekosistemine iş birlikleriyle onları destekleyecek platformlar yaratarak doğru bağlantıları kurarak kocaman bir ekip destek veriyoruz. 100 girişimci kadına mentorluk eğitimleri veriyoruz. Mentaliteyi biraz içselleştirmek için Akbank+ isminde bir kurum içi girişimcilik projemiz var. Bunlar sonuçta topluma ve hepimize faydası olan projeler olarak hayata geçiyor. Bunu hepimizin içselleştirmesi lazım. Sosyal sürdürülebilirlik konusunda samimiyetle, sahiplenerek çalışılmasını hayal ediyoruz. Toplumsal gelişim, gerçek dönüşüm ancak böyle mümkün olabilir.
Girişimcilik yolculuğunda tam destek
*Akbank sürdürülebilirlik performansını nasıl ölçüyor?
Bizim tabii ki çevreyle ilgili verdiğimiz çok ciddi taahhütler var. 2050 yılında net sıfır banka olma hedefimiz var. Net Sıfır Bankacılık Birliği’nin üyesiyiz. 2030 yılındaki sürdürülebilir finansman hedefimizi dörde katladık. 800 milyar liralık bir taahhütümüz var. Bunun yanı sıra Dönüşüm Akademisi diye bir eğitim programımız var. Dönüşüm Akademisi’nde şimdiye kadar da 18 bin KOBİ’ye eğitim verdik. Bu eğitimlerimiz devam ediyor. Bunlar içerisinde kadın KOBİ’leri özellikle hedefimize koyuyoruz. Çalıştığımız, eriştiğimiz KOBİ’lerimizi son 2 senede yüzde 50 arttırdık. Kadın KOBİ’lerini her sene yüzde 10 daha fazla artırmak üzere bir taahhütümüz var. Burada da onlara hem mentorluk programları hem de bu dönüşüm akademisiyle birçok eğitim vererek onların bütün bu girişimcilik yolculuğunu desteklemeye çabalıyoruz.