17.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
tubakyol@yahoo.com Hayır, televizyon izlemiyorum. Bu kez değil!Urfa'dayım. Sıra gecesinde.Ya da işte sıra gecesi gibi bir şeyde.Sıra gecesine aslında pek benzemeyen, daha çok televizyonda yapılan sıra gecelerine benzeyen seyirlik versiyonda.Bir grup kadın gazeteciyiz, yer sofrasına oturuyoruz.Önce kebap gelmesi lazım, sıra gecesi usulüne göre. Vakit hayli geç, istemiyoruz.Çiğköfte geliyor.Sofradakiler çiğköfteyi çatal bıçakla yiyor.Bu nasıl acı!Üstüne şıllık tatlısı.Şıllık tatlısının üstüne çay içmemiz gerek ama biz öncesinde de içiyoruz, sonrasında da...İçki yok. Otelde yok çünkü. Ama zaten sıra gecesinde de olmazmış. Adet değilmiş. Saygısızlıkmış.En son mırra geliyor.Prens Charles'ın Mardin macerası aklımda, mühim bir ayrıntı dışında. Mırra getiren kişiyi evlendirme işinden yırtmak için fincanı yere mi bırakmak gerekiyordu, getirene geri vermek mi? Hangisiydi?Garson avucunu açıyor. Fincanı avucuna bırakıyorum. Fincanıma yeniden mırra doldurmaya başlıyor. Yine neyi yanlış yaptım?"Tekrar içmek istemiyorsanız, fincanı geri verirken üstünü parmaklarınızla örtmelisiniz" diyor.Türkü söyleyen ekip herkesi "oynamaya" davet ediyor. Bizi gaza getirmek için kalkıp kendileri oynuyor.* * *Sıra gecesi Urfalı erkeklere özgü bir gelenek. Yaşı yaşına, eşi eşine, işi işine denk erkekler gruplar oluşturup sırayla birbirlerinin evlerine konuk oluyorlar. İşin esası türkü söylemek de değil sadece. Maksat muhabbet.Ve bu meclise normalde kadınlar kabul edilmiyor. Ama işte bu kez şöyle oluyor:Yaşı yaşına, işi işine denk bir kadın grubu yer sofrasına kuruluyor. Urfalı erkekler hem çalıyor hem söylüyor hem hizmet ediyor hem de oynuyor...Seyirlik versiyona talip meraklı turistler çünkü bunun için para ödüyor.Hani parayla değil, sıraylaydı? Yere sofra kurulmuş. Saz ekibi bu sofranın karşısına oturmuş. Sazın önünde beyazlar giymiş biri çiğköfte yoğuruyor. Türkü başlıyor: "Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar aman aman / İçerim yanıyor yar yar gözlerim ağlar..." Geçenlerde Melis (Alphan) yazmıştı, "Markaların torbaları yeni statü simgesi oldu" diye. Nişantaşı ve Bağdat Caddesi'nde yürüyen kadınlar "mümkünse ellerine bir tane değil, bir ele birkaç torba alıyor ve en dıştaki torba, en prestijli markaya ait oluyor"muş. Bu modanın en sıkı takipçilerini görmek istiyorsanız eğer, caddelere değil, akşam vakti zengin semtlerden kalkan belediye otobüslerinin içine bakmalısınız.Bu otobüslerde ellerinde, kucaklarında en pahalı markaların torbaları ile oturan kadınlar göreceksiniz. Giyimleri, ellerinde taşıdıkları marka torbaların kreasyonlarına pek uymaz ama... Onlar bu semtlerdeki evlere temizliğe giden, akşamları ellerinde bu zengin evlerinde buldukları ve içine iş kıyafetlerini koydukları -statü simgesi!- torbalarla fakir semtlerine dönen kadınlar! Belediye otobüsünde statü simgesi torbalar Plato Film Okulu'nun 10 ay sürecek Temel Sinema Eğitimi kursu 2 Ekim'de başlıyor. Okulda sinema, dizi, reklam oyunculuk atölyesi, senaryo ve yönetmenlik atölyelerinin yanı sıra çocuklar için de sinema ve oyunculuk atölyeleri olacak.Fotoğrafevi artık İngilizce olarak da fotoğraf kursu veriyor. Böylece İstanbul'da yaşayan yabancılar da bir ya da iki haftalık kurslara katılarak İstanbul'u fotoğraf çekerken keşfedebilecek. 9-10 Ekim'de başlayacak kurslara başvurmak için tel: (0212) 347 59 32 Sinema ve fotoğraf eğitimi cepli kefen mi?Geçen hafta Time dergisinin kapağında bir soru vardı: "Tanrı zengin olmanızı mı istiyor?"Son dönemde inançlı kimseler arasında da zengin olma gayretinin arttığını gözlemlemiş Time'cılar. Ve bunun haberini yapmışlar.Türkiye'de AKP hükümeti de kendi zenginini yarattı. İktidarların kendi zihniyetlerinde olanları abat etmesi şaşılacak şey değil bu topraklarda ama "namazında niyazında, ahiret için çalışan" insanların "dünya malı"na bu derece hevesli olması yine de bazılarını biraz şaşırttı. Dini imanı olanların dini imanı olmayan para ile ne gibi bir ilişkisi olabilirdi?Dünya malı dünyada kalacaksa ve kefenin de cebi yoksa eğer, inançlı kimselerin paraya biraz daha mesafeli durmaları gerekmez miydi? Hadi canım...Tanrı ne istiyor, kim bilir? Zaten kimin umurunda?İnsanların dini imanı para!Yakında kefene cep bile dikilebilir. Yeni trend