Mahkeme kararıyla çocuk gelin!

Ankara Çocuk 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 2012/106 sayılı tartışmalı bir karara imza attı. Davacı, olay günü 15 yaşına girecek olan bir kız çocuğu,
sanık ise 17 yaşındaki erkek arkadaşı.
“Doğum günü hediyeni evde unuttum, gidip alalım” diyen erkek arkadaşına kanan kız çocuğu tecavüze uğradığını söyleyerek mahkemeye başvurdu. Saldırıya uğradığı saatlerde erkek arkadaşının annesinin evde olduğunu belirterek üç saat boyunca odaya girmeyen anneden de şikayetçi oldu. Ayrıca tecavüzden hamile kaldığı ve bebeğini doğurduğu için nafaka talep etti. Bir çocuğun hayatını, duyanın içini karartan bir dava!
Mağdur çocuğun ailesi beraat kararının ardından avukat Eray Karınca’ya gitti. Kendisi benzer davalarda önemli kararla imza atmış emekli hâkim ve değerli bir hukukçudur. Karınca diyor ki, “Mahkeme, doğum gününde tecavüze uğrayan kız çocuğunun o gün 15 yaşına girdiğine hükmederek sanık hakkında beraat kararı verdi. Oysa mağdurun doğum saati 23.00, olay saati 16.00 idi. Evlenme vâdedildiği için aile şikâyetten vazgeçti. Bu, küçük bir kızı mahkeme kararıyla çocuk gelin olmaya zorlamaktır.”
Mahkemenin, “15 yaşında ve kendi rızasıyla ilişkiye girmiştir” kararından sonra ne mi oldu? Dava açıldığında hamile olan kıza sahip çıkacağını söyleyen ve onu evlerine alan sanık ailesi çocuk anne ile doğmuş bebeğini kapının önüne koydu.
Karınca’nın açtığı nafaka ve tazminat davaları devam ediyor ama o kız çocuğunu, hele hele bebeğini nasıl bir geleceğin beklediğini kimse bilmiyor.

Bu mahkemeler hemen kaldırılmalı
Nedir bu çocuk mahkemeleri diye merak ettim, dünyada benzeri olmayan bir uygulama olduğunu öğrendim. Sosyal Hizmet Uzmanı Nihat Tarımeri konuya kafa yoranlardan.
Bir de kitabı var, “Çocuk Koruma(Ma) Kanunu”... Tarımeri’ne sordum, tüm çocuklar bu mahkemelerde mi yargılanıyor? Cevap: “Hayır. Yarısı burada. Bu mahkemelerin olmadığı illerde ise geri kalan yarısı, yetişkin mahkemelerinde yargılanıyor. İstatistiklere bakın, yetişkin mahkemeleri çocuklara daha toleranslı yaklaşıyor!”
Tarımeri çocuk mahkemelerindeki çarpık bir uygulamaya da dikkat çekti. “Bu mahkemelerde sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve pedagog çalıştırılıyor. Bunların sicil amiri o mahkemenin hakimi. Yani
bu kişilerin bağımsız bilirkişi gibi görev yapmaları imkansız çünkü taraflar!”
Çocuk gelinler konusunda ise dedi ki “Mahkemelerin yanı sıra dini nikah
kıyanlar da bu işi meşrulaştırıyor. Onlar da cezalandırılmazsa başka ‘Kader’leri önlemek mümkün değil! Bu suça masumane demek ise suçu övmek anlamına gelir ki o da suçtur!”

Bakan konunun yabancısı
Siirt’te tüfekle vurularak öl(dürül)müş halde bulunan Kader Erten, Türkiye’nin bu vahşette dünya sıralamasında ilk 10’da olduğunu yüzümüze çarptı; yine, yeniden... Peki, ne dedi geçen hafta Aile Bakanı Ayşenur İslam?
“Kimse kötülük olsun diye çocuğunu evlendirmez. Çoğu masumane. Bilinci artırmalıyız.”
Bakan “çocuk gelin” sözcüğü durumu sempatikleştirdiği için bu tabiri kullanmamayı tercih ettiğini de ekledi. Belli ki konu(su)nun yabancısı! Sahi bu bakanlığın bünyesinde iki yıl önce kurulan “Erken Evlilikleri Önleme Birimi” ne iş yapar? Bu arada yeni bakan, Fatma Şahin’den önce bu koltukta oturan ve “Eşcinsellik hastalıktır” gibi birçok gafa imza atmış olan Selma Aliye Kavaf’ın ekibiyle çalışıyormuş. Ooof of!!

Çocuk gelin mi pedofili mi?
Sosyal medya Kader’in ölümüne “çocuk gelin değil pedofili” kampanyası ile tepki gösterdi. Ünlüler de bu kervana katıldı. Niyet iyi ama bilgi noksan! “Çocuk gelin” tabirinin yaratıcısı Uçan Süpürge Derneği açıklama yapma ihtiyacı duydu. Özetle şöyle dedi:
Kız çocuklarla evlenmek nihayetinde pedofili davranışıdır. Bir çocukla gelenekler, din, töre vs. sebepleriyle evlenen bir kişi pedofili hastası olmayabilir. Hastalıklar masumiyet ve çaresizlik çağrıştırır, fakat çocukların evlendirilmesi masum değildir, toplumsal işbirliğiyle ortadan kaldırılabilir.

Bu fotoğraflar harika
Bir grup çılgın insan! Hepsi iş hayatında başarılı profesyoneller. Ortak tutkuları, kuş ve yaban hayatı fotoğrafı çekmek. Bu uğurda bir dernek kurmuşlardı, şimdi de dergi çıkarıyorlar. Hem de e-dergi... “Ornitofoto”, Türkiye’nin ilk kuş ve yaban hayat fotoğraf dergisi...
Onlarca makale, dünya literatüründen seçmeler, yaban hayata dair sağlık bilgileri, fotoğrafçılara tüyolar ve yüzlerce muhteşem fotoğraf! Fotoğraflar da kendilerine ait üstelik! Grönland’ın eriyen buzullarının fotoğrafları da var, uzun yıllar DSİ genel müdürlüğü yapmış 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le söyleşi de... Dernek Başkanı, derginin genel yayın yönetmeni Mehmet Gürbüz su üzerine sormuş, Demirel yanıtlamış: “Kurutulan bataklıkların ekosistemi tahrip ettiğini düşünmediniz mi?” Yanıt: “Sıtma vardı.
Evvela insanları düşünmeliydik.”