13.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
GİZEM COŞKUNARDA - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
Galatasaraylı futbolcu, kaptan Sabri Sarıoğlu’nun eşi olarak tanıdığımız Yağmur Sarıoğlu bir süre önce ikinci pilot olarak Atlas Global’de işe başladı. Artık Sarıoğlu ailesinde iki kaptan var. Yağmur Sarıoğlu’yla pilotluk macerasını konuşmak üzere uçuş öncesi Atatürk Havalimanı’nda buluştuk. Futbolcu eşi kontenjanından yararlanıp gazetelerin stil köşelerinde yorumlanmayı anlamsız bulan Sarıoğlu, “Ben pilot olmadan önce de çalışıyordum, hatta futbolcu eşi olmadan önce de. Bunda şaşılacak bir şey yok. Her kadın kendi ayakları üzerinde durmanın getirdiği özgürlüğü tatmalı” diyor.
- Pilot olmaya karar vermeden önce bir iş ile meşgul müydünüz?
Evet, Hacettepe Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra Cambridge Üniversitesi’nden öğretmenlik diploması aldım ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde okutman olarak görev yaptım. Aslında gençlik yıllarımdan beri pilotluğa hep bir ilgim, merakım vardı. Liseyi İskenderun’da okudum ve o dönemler sivil pilotaj okulları yaygın değildi. Dolayısıyla öncelikli hedefim iyi bir üniversiteyi kazanıp üniversite eğitimimi tamamlamak oldu.
- Uçuş merakınız gençlik yıllarınızdan beri var öyleyse...
Evet, okutman olarak görev yaptığım esnada İstanbul’daki pilotaj eğitimi veren okulları araştırmaya başlamıştım. Benim bir huyum vardır. İyice araştırmadan, insanlarla konuşup durumu analiz etmeden karar vermem. O dönemde bunları yapma fırsatım oldu ve “Tamam ben uçuş okuluna yazılıyorum” deyip işten ayrıldım.
“Bu işi ciddiye alarak çok emek harcadım”
- Bu kararınızı ilk kiminle paylaştınız? Nasıl yorum yaptılar?
İlk en yakınım olan aileme söyledim tabii. Önce şaşırdılar. “Ne yapacaksın?” dediler. Ben de “Uçacağım” dedim. Kabullenmeleri uzun sürmedi çünkü adrenalin ve otantik işler küçüklüğümden beri benim tarzım. Dolayısıyla onlar da beni desteklediler.
- Eğitim süreciniz bitti ve şu an ikinci kaptan olarak uçuyorsunuz. İlk deneyiminizden bahseder misiniz?
Yedi sene üniversite eğitimiyle iç içe olmuş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu iş gerçekten zorlu bir süreç. Fedakarlık etmeniz gereken o kadar çok şey var ki. En başta uyku, aile, sosyal yaşam... Bir kere ayaklarınız yere basmıyor, sürekli havadasınız ve risk aldığınız şeyler oldukça fazla. Neyse fazla detaya girmeyeyim. Nitekim bu süreci oldukça yüksek bir puan ortalamasıyla tamamladım. Bende mükemmeliyetçilik ağır basar. Her zaman yaptığım bir işin mutlaka daha iyisi vardır diye düşünür, çalışmayı asla bırakmam. Airbus eğitimim de böyle geçti. Yıllarca uçuş okulundan süregelen eğitimin harmanlanıp büyük yolcu uçağına taşınması oldu. Uçağın kendi sistemleri filan derken geçen sene bu işin de çok şükür başarıyla sonuna gelerek sağ koltuğa oturdum. Birlikte eğitim aldığım değerli kaptanlarım da bilirler, bu işi ciddiye alarak çok emek harcadım. Benim için değerlendirmeleri “Evet bu kız uçuyor” olmamalıydı. Ben “Evet, bu kız iyi uçuyor” dedirtebilmek için uğraş verdim. Sağ olsun onların da yorumları hep olumlu oldu.
- Ya ilk uçuşunuz, heyecanlanmadınız mı?
Ben biraz soğukkanlıyım. Dolayısıyla ilk uçuşumda çok heyecanlanmadım.
- Sabri bey herhangi bir uçuşunuza uçakta eşlik etti mi?
Maalesef eşim işinin yoğunluğu gereği henüz uçuşuma eşlik edemedi ama en kısa zamanda onun da uygun olduğu bir anda uçuşuma davet edeceğim kendisini.
“Hamilelik sürecim dışında hep çalıştım”
- Kadınlara kendi ayakları üzerinde durmaları adına neler söylemek istersiniz?
Bence her kadının alanı ne olursa olsun çalışıp kendi ekonomik özgürlüğünü eline almanın verdiği bağımsızlık duygusunu tatması lazım. Ben futbolcu eşi olmadan önce de çalışıyordum, hâlâ çalışıyorum. Dolayısıyla hayatımda değişen bir şey yok. Hamilelik dönemi hariç hiçbir senemi boş geçirmedim hep çalıştım. Dışardan insanların belli başlı önyargılarla yaklaşıp inanması güç gelebilir. Ama neticede ben de herkes gibi bir insanım.
“Adrenalin yüklü hobilerim var”
- Ne gibi önyargılar mesela?
Bazen bakıyorum gazetelerde birileri kıyafetimi yorumluyor. Bana ilginç geliyor bu durum. Çünkü üstüme başıma çok dikkat etmem. Dört senedir aynı postalla bütün kışı geçirip üniversite zamanımdan kalan kot pantolonlarımı hâlâ giyerim. Takı merakım da yoktur, alyansımı bile düğünden düğüne ancak takarım. Bugüne kadar ne davete ne açılışlara katılmışımdır. Dolayısıyla sırf eşim futbolcu diye stil alanında beni değerlendirip magazin sayfalarına taşımak biraz manasız kaçıyor. Aynı şekilde eşim de benim gibi sadeliği sever. Gece gezmesine senede bir-iki kez benim zorumla çıkar. Sadece benim biraz adrenalin yüklü hobilerim vardır, gençken bungee jumping yapıp Kuzey Kutbu’nda yeraltı mağarasına inmişliğim var. Ayrıca araba, uçak, motosiklet yani mekanik hastasıyım.
“Sarp’ın iki kaptanlığa da ilgisi yüksek”
- Artık evde iki kaptansınız. Oğlunuz Sarp hangi kaptanlığa daha çok ilgi duyuyor? Uçaklara merakı var mı?
Oğlumu hemen hemen her maça götürürüm. Hatta deplasmanlara bile. Maçtan inanılmaz keyif alır. “Zıplayan abilerin yanına götür beni” deyip durur. Bir gün eskiden annesinin de yaptığı gibi açık tribünde maç izlettireceğim ona ama bunun yanında uçaklara aşırı ilgisi var. Üç yaşından beri hepsinin kuyruklarına bakarak hangi firma olduğunu söyler. Uçakla seyahat etmeye de bayılır. Şimdilik iki kaptanlığa da ilgisi oldukça yüksek. Bakalım ne olacak göreceğiz.