17.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gizem Coşkunarda - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
Türkiye’de milenyum jenerasyonu, Japon çizgi filmi “Pokemon”la büyüdü. 2000’li yıllarda çocukların oyun anlayışını değiştiren çizgi film, Türkiye’de çocukların kafasına “Pika, Pika Pikachu” sloganıyla kazınmıştı. Mahallelerde elleri tasoya vurmaktan şişmiş, birbirine “Pikachu” diye hitap eden, tenefüslerde sadece onu konuşan bir nesil yetişmişti. Bu tutku öyle bir boyuta varmıştı ki kendini Pokemon yerine koyan bir çocuk uçmaya çalışarak camdan atlayıp yere çakılmıştı. Bu olayın akabinde ise çizgi film yasaklanmıştı. Yıllar içinde Pokemonlar unutuldu gitti derken tam 16 yıl sonra başka bir çılgınlıkla, dünyanın önde gelen oyun şirketlerinden biri olan Nintendo’nun yarattığı Pokemon Go oyunuyla hayatımıza geri döndü.
Oyunun en büyük özelliği sanal dünyayı gerçek dünyayla buluşturması. Avustralya ve ABD’den sonra Türkiye’de de hızla yayılmaya başlayan oyun özellikle İstanbul’da binlerce kişi tarafından oyananıyor. GPS yardımıyla gerçek sokak haritası üzerinden oynanan oyunun tüm detaylarını anlamak ve sokakta ne oluyor görmek için Pokemon Go çılgınlarıyla katılımcıların en yoğun olduğu bölgelerin başında gelen Kadıköy’de buluştuk.
Oyuncuları nasıl tanırsınız?
Pokemon Go oynayan 4 kişiyle birlikte sokak avına çıktığımız andan itibaren sayımız önce 10’a, daha sonra 20’lere yüksedi. Ve bir dipnot düşmek gerekirse bu insanların hiçbiri birbirini tanımıyor. İletişim kurmaları ise “Sen hangi takımdansın?” diye sormak suretiyle üç saniye içinde başlıyor. Sonrasındaki samimiyet çevreye çocukluktan beri arkadaş oldukları izlenimini veriyor. Eğer oyunu hiç oynamadıysanız aralarındaki muhabbeti anlamanız mümkün değil. Bambaşka bir dünyadan söz ediyorlar fakat “Rıhtım’a lure atmışlar. Oraya inelim, deniz Pokemonu da yakalarız” denildiğinde bir grup insanın gerçekten koştur koştur Rıhtım’a gitmesine şahit oluyorsunuz.
Facebook’ta kurulan Pokemon gruplarından Kadıköy’ün hangi sokağında Pokemon olduğuna dair bilgi akışı neredeyse gün boyu hiç bitmiyor. Pokemon avcıları en çok iş çıkışı etrafta görülmeye başlıyor ve havaların güzel olmasından dolayı bu koşturmaca sabah üçe, dörde kadar sürüyor.
Sırt çantası takan ya da cebinden bir şarj kablosu sarkan ve telefonuna bakarak dolaşan insanların istisnasız hepsi Pokemon Go oynuyor demek abartılı olmaz. Bostancı sahilindeki Pokemon avcıları bu kovalamacaya bisikletleriyle dahil oluyorlar. Bisikletin gidonuna yapıştırılmış telefonla turlayan birilerine rastlarsanız Pokemon Go oyuncusu olduğundan şüphe etmeyiniz.
Oyuncular sırt çantalarının içine su, sandviç, şarj aleti ve power bank koyuyorlar. Power bank’in şarjı bittiğinde ise yakınlardaki kafelerden birine oturarak telefonlarını şarj ediyorlar. Öyle ki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin sokağındaki bir meyhane artık alkolden değil, çaydan para kazanmaya başlamış durumda. Meyhanenin sahibi “Burayı kafeye çevirdiler, gelene oturma diyemediğimiz için biz de çay satışına yöneldik” diyor.
Esnaf trolleme peşinde
Kadıköy’de esnaf Pokemon çılgınlığına çoktan alışmış. Hatta gençleri trollemek için bir esnaf diğerine “Ne sizin dükkanda Pikachu mu var, hemen geliyorum” diye seslenmesine ben şahit oldum. Esnaf orta yaş üstü ev kadınlarının da bu oyunu oynadığını söylüyor hatta daha kolay Pokemon avlamak için ginger’a binenler bile var diyor.
Bu oyunu her yaştan ve her kesimden insan oynuyor. Lise ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra yaşları 30 ile 45 arasında değişen meslek sahibi insanlar da soluğu iş çıkışı Kadıköy’de alıyor. Toplanma yerleri Pokemon’un çok görüldüğü noktalara göre değişiyor ama genel olarak Rexx Sineması’nın önü, Kadıköy Boğa heykeli civarı ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin önü Pokemon avcılarıyla kaynıyor. Hatta durum öyle bir hal almış ki Pokemon avlayanları avlayan başka insanlar da sokağa dökülmüş durumda. Pokemon avcılarını avlayanlardan iki arkadaş Hasan Türe ve Özge Değer “Biz Pokemon çılgınlığına dahil olmak istemedik ama etrafımız onlarla dolunca dayanamadık ve Pokemon oynayanların bölgelerini Yandex üzerinde işaretlemeye başladık. Telefona bakarken yere düşenler olursa da Pokemon kazası olarak yine haritadan işaretliyoruz” diyor.
Bir hafta içinde adeta bir virüs hızında yayılmaya başlayan Pokemon Go çılgınlığı ne kadar devam eder şimdilik kimse kestiremiyor ancak bu tarz oyunların başka şirketler tarafından da piyasaya sürüleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Pokemon Go oynuyorsanız ya da oynamayı düşünüyorsanız sizin için en önemli uyarımız sokakta yürürken etrafınızla ilişkinizi kesmemeniz yönünde olur. Çünkü bu oyunu oynarken kaza geçirmeniz an meselesi.
POKEMON GO’CULAR ANLATIYOR...
- Ozan Dikici (Bilgisayar mühendisi, 29): Çocukluğum “Pokemon” izleyerek geçti diyebilirim. Tasolarla bizi yıllarca Pokemon avı olarak kandırdılar. Av dedikleri böyle olur.
- Serhat Barlas (Üniversite öğrencisi, 23): Son dört aydır evden üç kere sadece ekmek almaya çıkmıştım. Son bir haftadır eve girmiyorum diyebilirim. Ameliyat oldum, ayağımın üstüne basmamam lazım ama kendimi engelliyemiyorum.
- Derya Kuleli (Tasarımcı, 32): İşyerim Kadıköy’de. Normalde öğlen yemeklerini bile dışarı çıkmaya üşendiğim için ofise söylüyordum. Şimdi Pokemon avlamak için bile iş çıkışları en az bir saat Kadıköy’de dolanıyorum.
- Emre Sarnıç (Editör, 29): Aslında benim sanal âlemde oyun oynama alışkanlığım yoktur. Fakat bu oyun sanal dünyayla gerçek dünyayı buluşturduğu için sosyalleşme olanağın çok fazla. Yeni bir sürü arkadaşım oldu. Uzun bir süre daha oynarım gibi gözüküyor.
- Berk Yavuz (Biyolog, 32): Kardeşim sayesinde başladım ben de bu oyuna. Güneş batarken onlarla sokağa çıkıyorum. Geçen gün telefonla bizi aradılar, camide çok fazla Pokemon olduğunu söylediler. Kardeşim de “Tamam geliyoruz, hep beraber camiye saldıralım” deyince etraftaki insanlar bize bakmaya başladı. Pokemon oynadığımızı söyledik. “Aa, tamam o zaman” dediler.
BU FIRSATI KAÇIRMADILAR
Pokemon Go çılgınlığı AVM’leri ve organizasyon şirketlerini de harekete geçirdi. Bazı AVM’ler etkinlik alanında Poke Party düzenleyerek oyuncuları Pokemon avına davet ederken bazı organizasyon şirketleri ise “Pokemonlar Ofisinizde” sloganıyla şirketlerin piknik, konser gibi etkinliklerine özel olarak pokemon oyununu takımlar halinde oynatıyor. Kadıköy, Beşiktaş ve Maçka gibi semtlerdeki küçük esnaf ise daha çok müşteri çekmek için, oyundaki adı “lure” olan kokudan 2 liraya satın alıp kendi bölgesine attığında Pokemon yayılmasını sağlıyor.
Nasıl oynanıyor?
Pokemon Go akıllı telefonlarla online olarak, “artırılmış gerçeklik” (augmented reality) teknolojisiyle oynanabilen bir mobil oyun. Oyunda amaç gerçek hayatta belirli adreslerle giderek orada bulunan Pokemon karakterlerini yakalamak üzerine kurulu. Pokemon toplayıp kendi koleksiyonunuzu oluşturmak için sokaklarda dolaşmanız gerekiyor. Toplanan Pokemonlarla, diğer oyuncularla savaşılabiliyor. Oyun internet paketinden çok az yese de şarjınızı bir saat içinde tamamen tüketebiliyor.
TwItter’da 170 bin 338 Pokemon iletisi
Sosyal medya araştırma şirketi Somera, son günlerin popüler oyunu Pokemon Go’nun Twitter yansımalarını analiz etti. Araştırmaya göre Twitter’da son bir haftada TT (Trend Topic) listesinde, süre olarak en çok kalan konu Pokemon Go oldu. Şirket Pokemon Go’nun çıktığı günden beri sosyal medya üzerindeki yansımalarını analiz etti. Araştırmaya göre Türkiye’de toplam 170 bin 338 iletiyle konuşulan Pokemon Go, 930 milyon erişime ulaşmış durumda. Pokemon Go’yu konuşan kullanıcıların yüzde 67’sini ise erkekler oluşturuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, çıktığından beri günde yaklaşık 25 bin iletiyle konuşulan Pokemon Go, en yoğun gününü uzun bayram tatili dönüşündeki ilk pazartesi günü 40 bine yakın iletiyle yaşadı.
UZMAN GÖRÜŞÜ
“Can sıkıntısına iyi geldi”
Şencan Taşkale (Klinik psikolog)
Pokemon nostaljik ve popüler bir fenomen. Bu haliyle de bir yandan geçmişi ve bugünü, bir yandan da gerçek ve sanal dünyayı bir araya getirdi. Online oyunların, sanal bir kontrol hissiyle birlikte, sosyalleşmeyi de sağladıkları için çok daha bağlayıcı olduğu ortada. Pokemon Go sanal gerçekliğin ötesine geçen bir uygulama olarak buna sokağa çıkmayı da ekledi ve insanları harekete geçirerek yerlerinden kaldırdı. Gündelik yaşamın sıradanlığına, renkli ve artırılmış bir gerçeklik katarak rekabet, kazanma, elde etme, keşfetme, sosyalleşme ve hareket etme gibi ihtiyaçların hepsine birden hitap ediyor. Avcunuzun içinde bu sevimli yaratıkları kontrol etmenin verdiği heyecan, sanırım birçok kişi için büyük bir boşluğu giderdi ve can sıkıntısına iyi geldi. Olumsuz tarafı ise her şeyde olduğu gibi gereğinden fazla vakit ayrılması ve gündelik yaşam aktivitelerini kısıtlaması olabilir.