21.12.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
BADE GÜRLEYEN
Tam beş ay var. 20 Mayıs 2009 tarihinde Avrupa’yla birlikte tüm gözler Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’na çevrilecek, nefesler tutulacak. UEFA Kupası final maçının oynanacağı bu tarihte bu sefer Fenerbahçe taraftarları “Fenerbahçeeee sen çok yaşaaaa, canım feda olsun sanaaa!” diye takımlarını ateşleyemeyecekler ateşlemesine ama yine de böylesine büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu yaşayacaklar.
UEFA Marka Müdürü Dan O’Toole, geçtiğimiz haftalarda Türkiye’ye gelip Yerel Organizasyon Komitesi’yle birlikte İstanbul’u, özellikle de stadı dolaşan, bu büyük organizasyon öncesi gerekli teftişleri, tespitleri, hazırlıkları yapan UEFA ekibinden önemli bir yetkili. Ayrıca geçtiğimiz günlerde satışa sunulan o rengarenk UEFA Kupası final biletinin de tasarımından sorumlu.
İstanbul’a dördüncü kez geldiğini söyleyen İngiliz
O’Toole sadece işle ilgili gezmemiş; Kapalıçarşı’ya uğramayı, Boğaz’da balık yemeyi de ihmal etmemiş.
Biletin tasarımı için İstanbul’da birkaç gün kaldınız. Size en çok ne ilham verdi?
İstanbul Boğazı beni çok etkiledi. Bu şehirde yaşayanların Boğaz’la gurur duyduğunu gözledim. Futbolla ilgisini kurmak için de Boğaz’ı Şükrü Saracoğlu Stadı’yla kombine ettim. Aynı zamanda Bizans ve Osmanlı motiflerinden de etkilendim ve bilette bu motiflere de yer verdim. Bütün bunlardan oluşan bir mozaik yaratmak istedik. Şehrin tarihi mirasını modern ve çağdaş bir şekilde aktarmak istedik. Şehrin tarihi mirasıyla modern yüzünü, geleneksel mozaik tekniğini modern bir şekilde uygulayarak bir araya getirdik. Genellikle İstanbul tanıtımlarında gördüğümüz o klişe görüntülerden kaçındık. Şehrin çok güzel bir silüeti, harika binaları, gökdelenleri var ama biz farklı bir iş yapmak istedik.
Bilet çok renkli. Değişik figürler de var. Bunlar neyi anlatıyor?
Bunlar futbolu simgeliyor. Bu organizasyonun futbolla ilgili olduğunu anlatmak için bu figürleri kullandık. Aynı zamanda Türk kültürünü simgeleyen figürler de var. Kültürle futbolun birleştiğini göstermeye çalıştık.
Tasarımı geliştirirken en çok nelere dikkat ettiniz?
Hem ev sahibi şehre uygun olmasına hem de daha geniş kitleler, farklı ülkelerden insanlar tarafından anlaşılabilir olmasına dikkat ettim. Özellikle de futbol izlemek için bütün Avrupa’yı dolaşan taraftarların biletin üzerinde ne olduğunu anlamaları çok önemli bizim için. Burada bir denge oluşturmak çok önemli. İstanbul’daki yerel organizasyon komitesi bu konuda çok yardımcı oldu. Onlarla birlikte şehrin önemli yerlerini tespit ettik. Daha sonra da konsepti İngiltere’deki Works adlı ajanstaki tasarım ekibine anlattım ve bileti oluşturduk.