11.04.2021 - 03:05 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Seyhan Akıncı
Hayatta ne varsa perdeye o yansıdı yüzlerce yıldır. Karagöz, gölgenin ardından insanı anlattı. Bugün Afrika’nın köylerinden ABD’nin en prestijli sahnelerine kadar her yere gölgesi düşmüş bir geleneksel anlatım Karagöz. Üstelik bu geleneği yaşatmak ve farklı kültürlerle buluşturmak için çalışan çok. Yazar, yönetmen, oyuncu Ayhan Hülagü ABD’de kurduğu Karagoz Theatre Company ile Karagöz’ü Batı’yla buluşturuyor yıllardır. Hülagü, şimdi de Hamlet Isn’t Dead tiyatro topluluğu ile birlikte sahneye koydukları “Dream of Hamlet”in yönetmenliğini üstleniyor. Karagöz Derneği ise önümüzdeki ay yayın hayatına başlayacak Karagöz Sanat Dergisi’nin heyecanını yaşıyor. Diğer yandan Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi’nde devam eden “Karagözüm İki Gözüm” sergisinin küratörü Cengiz Özek, Karagöz’e prestijli sanat kurumlarının ılımlı yaklaşımının günümüz gençliğinin Karagöz’ü keşfetmesine imkan sağladığını belirtiyor. Karagöz’ü onun “Hayali” ile yaşayanlar anlattı.
Genç kuşağın geleneksel sanat ve anlatı biçimleriyle mesafesi kapanıyor mu?
Ayhan Hülagü: Türkiye coğrafyasında sanat üretenlerin kendi kültürünün sanat dili, estetiği, anlatı biçimleriyle arasında geniş bir mesafe var. Sorunlu, ön yargılarla dolu bir ilişki. Pergelin ucunun hala şaşırtıcı derecede açık olduğunu söyleyebilirim. Çok küçük bir zümre bu alanda bir dil kurmaya çalışıyor. Evrenseli kovalayan yerele duyarsız, yereli bilen evrensele uzak. Salt tiyatroya değil, mimari, müzik, resime de ait de bir sorunsal. Dilerim orta yolu bulanların sayısı tez zamanda artar.
“Hayal Perdesi” ne zaman açıldı sizin için?
Uzun yıllardır Geleneksel Türk tiyatrosu ve anlatı üzerine okumalar, sahnelemeler yapıyorum. Hayal Perdesi’nin hayatıma girişi üniversite yıllarının başlangıcına denk geliyor. Denizli’de kurulan Hayal Perdesi Oyuncuları’nın kurucularındanım. Onun çatısı altında birçok oyun sahneye koydum, oynadım. 2017’de Amerika’da U.S Karagoz Theatre Company’yi kurup yeni kıta başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde oyunlar oynayıp, atölyeler düzenleme fırsatı buldum. Uluslararası festivallerden Broadway’e, Afrika’daki köy okullarından Harvard Üniversitesi’ne geniş bir yelpazede projelerim seyirciye ulaştı. Türk tiyatrosunu çağdaş metinlerle dünyanın farklı sahnelerinde temsil etmek beni onore, mutlu ediyor.
Yüzlerce yıllık geçmişi olan gölge oyununun ABD ve Avrupa’da karşılık bulmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Özellikle Amerika’da kültürel projelere, farklı disiplinlere özel bir merak olduğunu söyleyebilirim. Üniversitelerde, festivallerde, kültürel çalışmalar yapılan farklı alanlarda içerik üretme sunuluyor ve destekleniyor. Amerikalı farklı sanatçılarla New York, Miami, Minesota vb eyaletlerde pandemi öncesi 10’dan fazla ortak proje yaptım. Bu projeler vesilesiyle üretimlerimi gösterme ve anlatma fırsatım oldu. Belirli bir tanınırlığa ulaştıktan sonra farklı eyalatlerden davet alıp daha geniş kitlelerle buluşmaya başladım.
Karagöz ve Hamlet farklı kültürlerin ikonlaşmış kahramanları. Bu ikisini bir araya getirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Sanırım tamamen kişisel tarihimle ilgili. Studio Oyuncuları’nda kaliteli, çağdaş bir oyunculuk eğitimi aldım ve geleneksel tiyatro üzerine çalışmaktan keyif alıyorum. Amerika’da yaşıyorum ve yaptığım projeleri farklı kültürlere, dillere sahneliyorum bilgisine sahibim. İnsan neyle beslenirse onu üretiyor. Başka çerçeveden yerelden kopmadan evrenseli arama süreci olarak okunabilir. Klasiklere yoğun ilgim var. Onları, içine doğduğum coğrafyanın sanatı, estetiğiyle sahnede görmek beni heyecanlandırıyor. Seyirci de buna ilgisiz kalmıyor.
ABD’li tiyatro topluluğu Hamlet Isn’t Dead’in repertuvarına aldığı “Dream of Hamlet” oyununun yönetmenliğini yapıyorsunuz. Her şey gibi bu gösterimler de online… Yüzlerce yıllık bir teknikle ekrandan insanlara ulaşmak nasıl bir deneyim?
“Hamlet Isn’t Dead”in sanat yönetmeni Valerie Chong Nigg son oyunumu izlemiş. Beraber çalışalım dedi. Shakespeare Globe gibi sadece İngiliz yazarın oyunlarını sahneleyen bir tiyatro olduğu için onlara Hamlet’i tavsiye ettim. Kimi yüz yüze, çoğu online prova sürecini deneyimledik. Amerikalı aktörler Jardon Waters ve Amy Liou karakterleri canlandırdı, Eşref Büyüksofuoğlu sahne tasarımını yaptı, David Andrew Laws artistik direktörlüğünü üstendi. 15 kişilik bir ekiple gösteriyi hazırladık. Online canlı gösterimler devam ediyor. Seyircili gösterimlerin yerini elbette tutmuyor ama dünyanın farklı noktalarından izleyicilerle buluşma imkanımız oluyor.
Geri dönüşler nasıl?
Türk gölge tiyatrosunu iki Amerikalı aktörün performansından izlemek ilginç bir deneyim tabii. Hamlet’i karagöz formatında izlemek bize özel bir yorum. Müzikten sahne tasarımına meşakkatli bir süreç oldu ama değdi. Güzel, beğeni dolu eleştiriler aldı. Oyunu Amerika’nın en büyük sahne sanatları dergilerinden olan “Puppetry International” kapağına taşıdı. Gelen tepkilerden, uluslararası ilgiden hayli memnumum.
Enis Ergün: (Karagöz Sanat Dergisi GYY.) “Altın Çağı’nı yaşamaya başlayacak”
Teknolojinin sağlamış olduğu imkânlarla son festivalimiz olan 4. İstanbul Karagöz Festivali’ni dijital olarak gerçekleştirdik. Bu durum bizim için de ilginç bir deneyim oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte bu dönemde ciddi projeler hayata geçirildi. Kendi alanımızda, Karagöz, kukla, Ortaoyunu ve meddah gösterilerini kayıt altına alarak hem önemli bir arşivi ülkemize kazandırdık hem de bakanlık bu projelerle sanatçılara önemli destekler sağlamış oldu. Tarihi gelişim sürecine baktığımızda, Karagöz her daim toplumun içinde yaşayan ve kendini diri tutan bir sanat olmuştur. Onun bu özelliği, onu bugüne kadar ayakta tutan nokta. Seyircisinden, içinde yaşadığı toplumun gerçekliğinden hiçbir zaman uzaklaşmamıştır Karagöz. O sebeple, sanılanın aksine yeni nesille arasında bugünkü tabirle söylemek gerekirse, hiçbir zaman “sosyal mesafe” olmamıştır. İyi bir Karagöz oyunu, doğru bir içerik, derdi olan, sözü olan oyunlar hep başarılı olmuş ve seyircisi tarafından kabul görmüştür. Seyircinin yanı sıra, gençlerin bu sanatı profesyonel olarak tercih etme durumları da son yıllarda gittikçe çoğalıyor.
Karagöz Sanat Dergisi için geri sayım
Karagöz Sanat Dergisi ağırlıklı olarak Geleneksel Türk Tiyatrosu şemsiyesi altında içerikler sunacak bir dergi olarak tasarlandı. Duyuruya çıktığımız günden bu yana yoğun bir şekilde yazılar gönderiliyor yayın kurulumuza.Dergiye abone olma istekleri ulaşıyor. Dijitalin bu kadar yoğun yaşandığı ve dergiciliğin çok büyük zorluklar yaşadığı bir dönemde merhaba diyeceğiz. Uzun soluklu bir yayın hayatının olacağına inancımız tam. Mayısta okuyucumuzla buluşmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Cengiz Özek (Karagöz Sanatçısı) “Karagöz günün aynasıdır”
Karagöz her zaman halkın ilerleyişini takip etmiş, günün modasını uygulamayı kendi perdesi içine almayı şiar edinmiştir. Topkapı Sarayı Müzesi Karagöz koleksiyonuna baktığımızda uçan balonun Karagöz perdesinde kendine yer bulduğunu görürüz. Keza kadın kıyafetlerinde üç etekli elbiselerden Avrupai elbiselere uzanan geniş ve zengin bir içerikle karşılaşırız. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Burada şunu iyi anlamamız gerekiyor; Karagöz günün aynasıdır. Sorun Karagöz sanatının imparatorluktan cumhuriyete geçiş sürecinde kendini yenileyebilecek usta - hayalî bulamaması olmuştur. Fakat günümüzde küreselleşmeyle birlikte yerel özelliklerin farkına varılmaya başlandı. Karagöz de bu süreçte kendine bir yer bulabildi. Günümüzde sayıları gittikçe çoğalan Karagöz sanatçıları var. Bu sanatçılar Karagöz’ü günümüze adapte etmeye, günümüz insanının temposunu yakalamaya çalışmakta. Sözgelimi hazırladığım “Çöp Canavarı” oyunu günümüz dünyasının sorunu olan çevre kirliliğini konu almakta. Ayrıca Karagöz konusuna ülke içindeki prestijli sanat kurumlarının ılımlı yaklaşarak Karagöz’ü fark etmeleri günümüz gençliği için de öz kültürüyle selamlaşma ve algılama süreci oluşturmuştur. Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi’nde devam etmekte olan ve küratörlüğünü üstlendiğim “Karagöz’üm İki Gözüm” başlıklı sergi Karagöz sanatımızı çağcıl bir sergi anlayışı çerçevesinde inceleyerek farkındalık yaratmıştır. Şüphesiz sanatçıların Karagöz sanatını bir gölge tiyatrosu olarak algılayıp yeni oyunlar hazırlamaları ve özellikle çocuk seyirciyi hedef almaları bu sanatın unutulmayacağının bir kanıtı.
Gölgenin ardındaki hayaliler
Karagöz oyununun en yenilikçi icracıları arasında yer alan Cemal Fatih Polat (Hayali Balaban), Brezilya’dan Portekiz’e, Almanya’dan Rusya’ya geniş bir coğrafyada Karagöz gösterimleri yapıyor. Henüz 17 yaşında kendi çabasıyla Karagöz oynatmaya başlayan Deniz Özgökbel, 2006’dan beri İzmir’deki “Gölge Gösteri Sanatları Merkezi Karagöz ve Kukla Evi”nde Karagöz atölyeleri düzenliyor. Sanatçının TRT Belgesel kanalı için hazırladığı 30 bölümlük Karagöz programı hâlâ yayınlanıyor. 2009’da kendi hayal perdesini kurarak Karagöz ustalığına ilk adımını atan Hüseyin Dilan, 2012’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı seçildi. Sanatçı aynı zamanda Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği ve Karagöz Derneği üyesi.