15.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Çiler İlhan - Condé Nast Traveller Türkiye Yayın Yönetmeni - ciler.ilhan@cntraveller.com.tr
Kilometrelerce uzanan teneke barakalardan yayılan ağır koku karşıdaki Masa Dağı’nın üstüne sessizce iniyor. Soldaki
Herkes Stevie kadar şanslı değil. İşsizlik oranın yüzde 25’lerde seyrettiği Cape Town’da işsiz yerli sayısı çok yüksek. Herkesin “rengine göre” yaşamak zorunda bırakıldığı yıllarda, siyahların toplandığı ilk bölge Langa; o dolup taşınca kurulan Gugulethu ve başkaları; ama sanki en fenası Khayelitsha... Üç kişiden biri temiz suya erişmek için bugün bile en az 200 metre yürümek zorunda. Barakaların bazılarına sadece bir yatak ve bir televizyon sığmış. Bir kısmına baraka demek bile zor.
Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki Cape Town insanoğlunun mükemmel bir yansıması: İnanılmayacak kadar çok güzellik ve duymak istemeyeceğiniz kadar çok zulüm.
Kıtanın ilk büyük çağdaş sanat müzesi açılıyor
Şehrin diğer bölgelerinde ise farklı bir hayat var. Afrikalı sanatçılar çok yakında, ağır tarihlerini görkemli topraklarından tüm dünyaya haykırabileceği bir platforma kavuşacak: Liman bölgesi Victoria & Albert Waterfront’ta Afrika kıtasının ilk büyük çağdaş sanat müzesi, Zeitz Museum of Contemporary Art Africa (Zeitz MOCAA) yıl sonu açılacak. Baş küratör Mark Coetzee’ye göre proje; Zeitz Vakfı kurucusu Jochen Zeitz’ın zengin çağdaş Afrika sanatı koleksiyonuna bir yuva arayışı; V&A yöneticilerinin sosyal sorumluluk bilinci ve “fikir makinesi” olarak tanınan İngiliz mimar Thomas Heatherwick’in bu ambarı işe yarar bir mekana dönüştürme arzusuyla meydana çıkan bir tesadüfler mucizesi.
Zeitz MOCAA, 1921’den kalma tahıl ambarı (Grain Silo) binasına kuruluyor. Yılda 24 milyonun üstünde ziyaretçiyle V&A Waterfront Afrika’nın en çok ziyaret alan bölgesi; kıta sanatının dünyaya açılması için doğru bir nokta. 10 bin metrekareye yakın bir alanda, dokuz kata yayılacak müzenin 6 bin metrekaresi 80 galeri alanıyla sergilere, bir katı eğitime ayrılacak; restoranlar, muhafaza ve depo alanları da olacak. Müze; konutlar, ofisler, otel ve yaşam/eğlence alanlarından oluşup yenilenecek liman bölgesinin kalbi konumunda.
Nereleri görmeli?
- Woodstock: Kentteki olumlu hareketin habercisi bu semtte tüm renkler bir arada. Tasarım mağazalarından ofislere, atölyelere yaratıcı bir enerjinin doldurduğu eski değirmen The Old Biscuit Mill buradaki dönüşümün merkezi. Ünlü şef Luke Dale-Roberts’ın restoranı The Test Kitchen ve binanın üst katındaki daha rahat Pot Luck Club da burada.
- Masa Dağı: Kentin meşhur dağına teleferikle çıkıp kente tepeden bakmak şart (www.tablemountain.net).
- Sahiller: Bazılarında sörf ve su sporlarının yapıldığı dört kumsala sahip beyaz kumlu Clifton ile mavi bayraklı Camps Bay plajları popüler. Afrika penguenleriyle tanışmaya Simon’s Town’daki Boulders plajına gitmeli.
- Yürüyerek keşif: Kafelerin,
barların sıralandığı canlı Long
Caddesi; galerilerin olduğu Loop Caddesi; renkli evleriyle Müslüman mahallesi Bo-Kaap.
Nerede kalınır?
- Cape Grace: 120 odalı şık otel V&A Waterfront’ta
(www.capegrace.com).
- The Grand Daddy: Long Caddesi’ndeki merkezi, dört yıldızlı otel eğlenceli bir konaklama için ideal (www.granddaddy.co.za).
Nasıl gidilir?
THY, İstanbul-Cape Town arası direkt uçuyor.