Pazar“Evde yetişen çocukların hayalleri bile değişiyor”

“Evde yetişen çocukların hayalleri bile değişiyor”

19.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bir dönem tarih oluyor. Koğuş tipi yetiştirme yurtlarının yerini tamamen Çocuk Evleri alıyor. Beş-altı çocuğun ev ortamında yaşadığı modeli Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile konuştuk

“Evde yetişen çocukların hayalleri bile değişiyor”

Koğuş tipi yetiştirme yurtlarının Çocuk Evleri’ne dönüştürülmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından başlatılan çalışmada yolun sonuna gelindi. Artık çocuklar koğuşlarda kalmayacak, kalabalık mutfaklarda tabldot yemek yemeyecek. Beş-altı çocuğun kendine ait bir evi, komşuları, oyun arkadaşları olacak.

Haberin Devamı

Tüm bu dönüşümü ve kurum barınmasındaki çocukların şartlarını konuşmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yla bakanlıktaki makamında buluştuk. Makamında bir şaşaa yok. Kendisi de sade ve zarif giyiniyor, çok sakin ve yumuşak bir ses tonuyla konuşuyor. Söyleşimize başlamadan önce biraz sohbet ediyoruz. Kendisine böyle hassas bir makamda illa da kadın bir bakanın olması gerektiğini, kadınların ve annelerin çok daha hassas olduğunu düşündüğümü söylüyorum. Bakan Kaya “Benim iki çocuğum var ama binlerce çocuğum var gibi hissediyorum. Yine de sadece burada değil, başka birçok bakanlıkta kadınların olması gerekiyor” diyor.

Söyleşimiz de sohbetimiz kadar keyifli geçiyor, dinlediğimiz gelişmeler okuyan herkesin yüzünü güldürecek, içini ferahlatacak...

Haberin Devamı

“Evde yetişen çocukların hayalleri bile değişiyor”

Koğuş tipi yurtlar tamamen kapanıyor ve Çocuk Evleri olarak dönüştürülüyor. Şu an koğuş tipi yurt olarak hizmet veren kaç kurum kaldı?

Bizim çocuk hizmetleri alanında en büyük başarımız bu oldu. Yetiştirme yurtlarının yüzde 95’inde dönüşüm sağlandı. Türkiye genelinde sadece 18 tane koğuş tipi yetiştirme yurdu kaldı. Bunlar da insanların zihninde olan eski tip yurtlar gibi değil. Çok daha iyi şartlarda, çok daha fazla bakım elemanının olduğu, çocuklarla özel ilgilenilen yurtlar. Hedefimiz 2017 sonuna kadar yüzde 100 dönüşümü sağlamak. Bunun için gayret ediyoruz.

“Her evde dönüşümlü çalışan 3 bakıcı anne var”

Böylelikle de bir dönem tarih olmuş olacak. Çocuk Evleri’nin yetiştirme yurtlarından farkı nedir?

Beş-altı çocuğumuzun bir arada barındığı, apartmanda yer alan dairelerde Çocuk Evlerimiz var. Bu evlerde çocukların başlarında dönüşümlü olarak çalışan bakıcı anne dediğimiz üç görevlimiz bulunuyor.

Şu an İstanbul’da altı tane yeni ev açıyoruz. Çocukların gelişimlerini ve eğitimlerini yakından takip edebilecek anneleri seçmeye devam edeceğiz. Bir de birçok farklı evin bir bahçeye baktığı yine bir evde beş-altı çocuğumuzun barındığı “Çocuk Evleri Sitesi” var. Bugün yaklaşık olarak 1092 Çocuk Evimiz var. Bu evlerde 5 bin 627 çocuğumuz barınıyor. Çocuk Evleri Sitemizin sayısı da 92, bu sitelerde de 5 bin 217 çocuğumuz barınmakta. Yetiştirme yurtlarında kalan çocuk sayımız ise binin altında.

Haberin Devamı

“Evde yetişen çocukların hayalleri bile değişiyor”
Şu an devlet korumasında kaç çocuk var?

Biliyorsunuz her sene nüfusumuz artıyor. Bizim temennimiz kurumlarımızda barınan çocuk sayısının artmaması. Çocuklarımıza hizmet modelinde önceliğimiz çocuklarımızın aile yanında bakımının sağlanmasına yardımcı olmak. Bunun için ekonomik durumu iyi olmayan ailelere sosyoekonomik destekler veriyoruz. Ailesinin yanındaki yaklaşık 92 bin çocuğumuzu bu şekilde destekliyoruz. Bir de ara sıra desteklerle ailesinin yanında tutmayı başardığımız çocuklar var. Bunları da eklersek bu sayı 137 bini buluyor. Eğer çocukları kendi aileleri yanında barındıramıyorsak koruyucu ailelere emanet etmek istiyoruz. Ayrıca evlat edindirdiğimiz yaklaşık 15 bin çocuğumuz var. Kurum bakımından ailelerin yanına döndürdüğümüz çocuklarımız da var. Bütün çalışmalarımızı aile ekseninde oluşturmaya çalışıyoruz çünkü toplumun temelini aile oluşturuyor.

Haberin Devamı

Çocuk Evleri’nin asıl amacı çocukların ev ortamında büyümelerini sağlamak öyleyse...

Evet her çocuk bir ev ortamında büyüsün istiyoruz. Ailesinin yanında olmasa da mutfakta sıcak yemeğin piştiği, evin düzenine destek olduğu, market alışverişine gidebildiği bir evde yaşamalılar. Annelerle birlikte mutfak alışverişine çıkıyorlar, kendi giyim alışverişlerini yapabiliyorlar, yurtlardaki eski sistem yok.

Ve bu evler sayesinde kardeşler de bir araya geliyor değil mi?

Evet. İstanbul’da bir evimiz var, beş kız kardeş artık bir arada yaşıyor. İnanılmaz başarılı kızlar. Evlerimize geçtikten sonra muhteşem bir dönüşüm yaşadılar. Biri son sınıfta, doktor olmak istiyor. Bir başkası okul temsilcisi, çok sosyal ve girişken bir kızımız. Geçen bayram kahvaltısını Çocuk Evleri’nde çocuklarla birlikte yapmıştım. Bu kızlarımızla da o kahvaltıda buluştuk. Çok etkilenmiştim onlardan. Farklı yaş gruplarından beş kız kardeşin mutlu yaşantısını gördüm. Sömestir tatiliydi, bize çok güzel yemekler yapmışlardı. Eve geçtikten sonra hem eğitim hem de sosyokültürel açıdan büyük gelişim sağlamışlar. Ben eğitimleri konusunda çok hassasım. Çocuklarımızın bazı özel okullarda burs hakları da var. Bazıları özel okulda bazıları devlet okulunda eğitimine devam ediyor. Evlerdeki üç bakıcı anne onların eğitimini de yakından takip ediyor. Bir kızımız bana “Ben Oxford’da okuyacağım, bilimadamı olmak istiyorum” dedi. Ev ortamında yaşayan çocuklarımızın hayalleri bile değişiyor. İnşallah o çalışacak, biz de onu Oxford’da okuması için sonuna kadar destekleyeceğiz.

Haberin Devamı

“Çocuklar 25 yaşına kadar destekleniyor”

Çocukların eğitim dışında yeteneklerini geliştirebilmeleri için destekleriniz de oluyor mu?

Elbette, çocuklarımızı hem spora hem müziğe yönlendiriyoruz. Sadece ders noktasında değil, kültürel anlamda da gelişimlerini en iyi şekilde sağlamaları için çalışıyoruz. Mesela Çocuk Evi’nde yetişen Merve Başoğlu, yan flütte dünya çapında birçok derece aldı. Türkiye’yi dünyada temsil ediyor.

Üniversiteye başladıklarında nasıl devam ediyor süreç?

Üniversiteyi kazandıkları takdirde devletin Kredili Yurtlar Kurumu var, oraya yerleştiriyoruz kendilerini. Ya da ev tutuyoruz onlara. 25 yaşına kadar desteğimiz sürüyor. 2016 yılı içinde reşit olmasına rağmen kurumlarımızda kalmaya devam eden, bizim de desteklemeye devam ettiğimiz 639 gencimiz var. Toplumda 18 yaşına gelen çocuk kapının önüne konuyor gibi bir algı var ama öyle değil.

Konmuyor mu, öyle biliyoruz...

Hayır, belki çok eskiden öyleydi. Biz 25 yaşına kadar destekliyoruz. İstihdam sağlıyoruz. Bugüne kadar 41 bin 117 gencimiz devlet kurumlarında istihdam edildi. Biz de geçtiğimiz ay sayın Emine Erdoğan’ın da katılımıyla bir atama gerçekleştirdik, orada da 2 bin 974 gencimizi istihdam ettik. Hemen istihdamı sağlandı diye evlerimizden de çıkarmıyoruz. Ev kurmaları kolay değil. Ayrıca kız çocuklarımıza pozitif ayrımcılık gösteriyoruz. Kızlarımız kendi ayakları üzerinde durana kadar kurumda kalabilmeleri için öncelik tanıyoruz.

“Çocuklarımızın güvenliği için sıkı denetimler var”

Bu evler sayesinde eski yurt tiplerinde uygulandığını duyduğumuz şiddet, taciz ya da tecavüz gibi olayların önüne de geçilecek öyleyse.

Bakıcı anne olmak için, çocuk gelişimi, sosyoloji, psikoloji, yuva öğretmeni, sınıf öğretmenliğinden mezun olan kişileri seçiyoruz. Ben bakan olduktan sonra üniversite mezunu olmayanı işe almama inisitiyatifini gösterdik. Bu olayların yaşanmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Fakat biliyorsunuz, şiddet, taciz ya da tecavüz eğilimi sadece eğitim düzeyi düşük ya da eğitimsiz insanlarda değil, sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlarda da görülüyor. Sıkı bir takip mekanizmasıyla kontroller yapıyoruz. İl müdürlüklerimize bağlı olarak çalışan koordinatörlerimiz var. Onlar da bölge koordinatörlerine bağlı olarak çalışıyor. Hepsinin düzenli olarak kontrol ettiği beş-altı ev var. Ziyaretlerden sonra raporlamalarda bulunuyorlar. Sıkı denetimlerimiz var ama maalesef insan faktörü de var. Bütün personelimizi güvenlik soruşturmasından geçirerek işe alıyoruz. Bu tür olayların hiç olmaması için her türlü şartımızı seferber ediyoruz. Ama yine dediğim gibi işin içinde insan faktörü var, inşallah hiç böyle şeyler yaşanmaz. Psikologlarımız da dönem dönem evlerde çocuklarla görüşmelere yaparak ruhsal açıdan gelişimlerini takip ediyorlar.

“Hepimizin paylaşacak bir ekmeği, sofrası var”

Koruyucu aile modelini açıklayabilir misiniz, hep evlat edindirme modeliyle karıştırılıyor.

Evet, çok karıştırılıyor ama koruyucu aile tamamen farklı bir model. Koruyucu ailede çocuklara evinizi, yuvanızı açıp onlarla sofranızı paylaşıyorsunuz. Aile sıcaklığında büyümelerini sağlıyorsunuz. Koruyucu aile yanında kalan çocuklarla Çocuk Evleri’nde kalan çocukların hakları aynı. Yani onlar da özel okullara burslu gidebiliyor. Aynı şekilde istihdam imkanından faydalanıyorlar. Farklı yaş gruplarına farklı miktarlarda maddi desteklerde bulunuyoruz. Yaklaşık bin lira vererek çocuğumuzun her türlü masrafının karşılanmasını sağlıyoruz. Her türlü ihtiyacını devlet olarak biz sağlıyoruz, aileye maddi külfet olmuyor. Çocuklar Çocuk Evi’nde değil aile ortamında yetişiyor. Evlat edinme modelindeki gibi zor bürokrasiler de yok. Bütün milletimize seslenmek istiyorum, hepimizin paylaşacak bir sofrası ve ekmeği var. Bu modeli daha da yaygınlaştırmamız lazım. Toplumda öncü olacak kişilere de seslenmek istiyorum. Çocuklar bizim geleceğimiz. Paylaşarak hem biz hem çocuklarımız kazanıyor. Paylaştıkça evmizin neşesi, huzuru, bereketi artıyor. Şu anda yaklaşık 4134 ailemizin yanında 5 bin 17 çocuğumuz yaşamını sürdürüyor.