13.08.2023 - 01:46 | Son Güncellenme:
Aslı Öktener - Sıcaklardan gündüz dışarı adım atamadığımız bir İzmir akşamında yeğenim Dilara’yla her zaman gittiğimiz kafede buluşuyoruz. Az sonra arkadaşları da aramıza katılıyor. Z kuşağıyla bir aradaysanız ortamda ne var ne yok öğreniyorsunuz. Trendler onlardan soruluyor, yeri geliyor ezber bozuyorlar. Sohbet ederken laf lafı açıyor derken masaya mekanın işletmecilerinden biri yaklaşıyor. Kendisini tanıtırken yeğenim, “Biliyor musun bu işe garsonlukla başlamış. Hatta bir dönem mekanlara fake müşteriler bile topluyormuş” diyor. “Mekanı dolu göstermek için müşteri rolü oynayanlar mı?” diye şaşırıyorum. Malum son yıllarda mekan sayısı arttı. Herkes bir şekilde ön plana çıkmaya çalışıyor, kalabalık olan yere de haliyle talep fazla oluyormuş. Bu işin peşine düşmeye karar veriyorum. İşletmeci gençten, beni mekanlara müşteri toplayan kişilerle buluşturmasını istiyorum, kabul ediyor.
İnternetteki ilanı arıyoruz
O buluşmayı organize ederken ben de internette, “fake müşteri aranıyor” duyurularıyla karşılaşıyorum. Bir menajerlik ve organizasyon şirketi tarafından ek iş tanımıyla verilen ilandaki numarayı arıyorum. Telefonu açan kişi önce yaşımı soruyor ve başlıyor anlatmaya: “İlana ait yer İstanbul Taksim’deki sayılı mekanlardan biri. Saat 22.00’de açılıyor. Müşteri potansiyelini artırmak adına, bu saatlerden itibaren sizinle 8-10 kadın içeride kalabalık görüntü yaparak, güzel bir vitrin oluşturuluyor. Gizli müşteri oluyorsunuz aslında. Nasıl bir mekana gidip eğlenip, dans edip, yiyip, içiyorsanız burada da aynı o şekilde davranıyorsunuz. Ancak gerçek müşteriyle, sohbet, dans, Instagram, telefondur bunların hepsi yasak. O çizgiyi koruman gerekiyor. Ve senin orada gizli müşteri olduğunu söylememen gerekiyor” diye de tembihliyor.
“Amacımız güzel görüntü oluşturmak”
İkram olarak çerez, meyve ve 3 de ücretsiz içecek hakkımın olduğunu belirten kişi, “Saat 04.00’te de iş bitiyor. Bitiminde 500 lirayı alıyorsun. Ulaşım sana ait. Ha, dilersen her gün de katılabilirsin. Mekana kadın ya da erkek arkadaşını da getirebilirsin. Ama başka masada durur. Bu arada fizik önemli çünkü amacımız güzel bir görüntü oluşturmak. O yüzden öncesinde WhatsApp’tan bize yaş bilgisi ve boydan bir fotoğrafını gönderebilirsin” diye ekliyor.
Eğlence sektörü çoğunlukta
Üniversiteli gençlerin üye olduğu sitede yayınlanan bir başka ilandaki numarayı aradığımda telefona çıkan Ş.A. isimli erkek ise geçmişte bu işi daha çok eğlence sektörü için yaptığını söylüyor:
“Fake müşterileri daha çok turizm bölgelerinde yeni açılan ve özellikte hafta içi müşteri çekmek isteyen mekanlar tercih ediyor. Gerçi günümüzde artık sosyal medya fenomenlerini davet ediyorlar o da ayrı… Bu iş için daha fazla gençler seçiliyor. Mekana göre gelenlere ikramlara ek olarak kişi başı ücret ödeyenler de mevcut. Zorunlu değil ama reklam için gece boyunca sosyal medyadan görüntü de paylaşabiliyorsunuz.”
‘Lüks mekanlara girebiliyoruz’
Aynı hafta, cep harçlığını çıkarmak için mekanlara dublör müşteri bulan üniversite öğrencileriyle bir araya geliyoruz. Genetik ve Biyomühendislik Bölümü öğrencisi 22 yaşındaki E.A, kuzeni aracılığıyla bu işe başladığını belirtiyor: “Hem sosyalleşiyor hem çevre ediniyorum. Ayrıca lüks mekanlara ücretsiz de girebiliyoruz. Aslında biz daha çok üniversite öğrencilerinin uyguna eğlenecekleri etkinlikler yapıyoruz” diyor.
İki yıldır bu işi yapan Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisi E.K. (22) o sırada araya giriyor ve ‘uygun’ tanımını biraz açıyor, “Şöyle anlatayım, mesela bir mekanda konser oluyor. Bir duyuru afişi hazırlıyoruz. Normalde konserin bilet ücreti 500 ise biz geleceklere özel 100 lira diyoruz. Ek olarak mekana ücretsiz ulaşım, içecek ve meyve ikramı oluyor. Afişi WhatsApp ya da Instagram’dan duyuruyoruz. Aslında bilet parasını almasak da olur. O para bize çoğu kez cep harçlığı olarak kalıyor. Yani mekana 20 kişiyi ücretsiz de götürebilirim.”
02.00’den önce ayrılmak yok
E.K. işin “Fake müşteri” kısmını ise şöyle açıklıyor; “Normalde bir mekana gittiğinizde istediğiniz zaman girip çıkabiliyorsunuz değil mi? Ama bizimle gelenlere, ’Etkinlik 23.00’te başlıyor. 02.00’de bitiyor. Daha önce çıkış yapmayalım mümkünse’ diyoruz. Gitmek isteyenler olursa da bir ücretsiz içecek ya da ikram daha verip içeride tutuyoruz.”
Çeşme beachlerine tur
Kış döneminde haftada 3 gün etkinlik düzenlediklerini açıklayan E.A, “Okul döneminde bir hafta bir mekana 6, bir hafta 8 kişi götürüyoruz” diyor. “Peki yazın?” diye soruyorum “Özellikle Çeşme’deki beach’lerden gelen istek üzerine günübirlik turlar düzenliyoruz. İzmir’in farklı noktalarından ücretsiz otobüsler kaldırıyoruz. Her yaştan katılım oluyor. Mesela bugün (Perşembe) 3 otobüsle 78 kişi, dün 4 otobüsle 100 kişi gitti” diye yanıtlıyor.
Happy hour’a katılmak şart
Program kapsamında önce anlaşmalı beach’e gidildiğini belirten E.K, “Burada denize giriliyor, bir de ücretsiz içecek veriliyor. Ancak happy hour saatinde, beach bu özel alanın dolu olmasını istediği için bizimle gelen herkesin orada olması gerekiyor. Sonra hepbirlikte restorana gidiyoruz. Herkes geldiği kişilerle oturuyor, bir içecek daha veriliyor, meyve tabağı da geliyor. Gece kulübünde de bir ücretsiz içecek daha sunuluyor. Yine servislerle gece 03.00’te İzmir’e dönüyoruz” diyor.
150 kişi bu işi yapıyor
Bugün sadece İzmir’de benzer işi yapan 150’ye yakın kişinin olduğunu belirten E.K, “Aslında bu iş fake ama fake gibi de değil… Bazıları bizzat fake müşteri konumunda. Direkt iş olarak gidiyorlar mekana. Saatini doldurup ücret alıyor. Bizde ise bilet parasını uygun koyduğunda gelenler de kendine o gözle bakmıyor, daha çok eğleniyorlar. Son yıllarda mekan sayısı arttı. Herkes ön plana çıkmaya çalışıyor. Kalabalık olan yere de haliyle talep fazla oluyor. Daha çok göz boyanıyor. Mekanlar, algı yönetimi yapıyor aslında. Etkinlik düzenlemeyi seviyorum. Okul bittikten sonra bir mekana ortak olmak isterim” diyor.
Kahvehanede emekli mesaisi
İstanbul’dan uzun yıllar ayrı kaldığım ailemin yanına, İzmir’e döndükten sonra emekli bir yakınımızın her sabah işe gider gibi saat 07.30’da evden çıkıp, akşamüzeri ise 17.00’de geri geldiği dikkatimi çekmişti. Dayanamayıp kendisine sormuştum. Anlattığına göre; kahvede arkadaşlarıyla buluşuyor, ekip dışarıdan görünür bir masaya oturuyor, gün boyu okey ya da kağıt oynuyorlardı. Böylece hem keyifli zaman geçiriyor hem de mekan dolu görünüyordu. Arada da kahvehane sahibi kendilerine çay-kahve ikramında bulunuyordu. Bu durumda o “gizli müşterilerden’ biri de sanırım yakınımız oluyordu.