PazarDış basında Cumhuriyet

Dış basında Cumhuriyet

29.10.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

Genç Cumhuriyetin devrimlerine, Musul sorununa ve Lozan zaferine bir de dış basının perspektifinden bakalım. İşte 1923 ile 1930 arasında arşivlerden örnekler.

Dış basında Cumhuriyet

Ege Doğaç Erdoğan - Tam 100 yıl önce bugün sadece Türkler için değil, tüm dünya için fevkalade önem taşıyan bir olay gerçekleşti; Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinde yerini aldı. Altı asırlık Osmanlı’dan sonra Avrupa’nın 1200’lerden beri “Türkiye” dediği topraklarda yepyeni bir devlet ve rejim kuruluyordu. Cumhuriyetimizin ilanından tutun, genç rejimin ilk yıllarında geçirdiği baş döndüren değişim süreci Batı tarafından da dikkatlice inceleniyordu. İlginçtir ki şu ana kadar o yıllara dair, ülkemizin yabancı basındaki yansımaları hususunda bir çalışmaya rastlamadık. Ancak sizler için The New York Times ve The Guardian (o zamanki adıyla Manchester Guardian) dijital arşivlerine girdik. Belki daha önce hiç duymadığınız, unutulan, üzerine hiç tartışılmamış pek çok ilgi çekici haber ve yorumla karşılaştık. Anglo-Sakson ekolü Türklerin bu denli hızlı kabuk değiştirmelerini hem hayranlıkla izlemiş hem de sorgulamış. Özellikle Lozan görüşmeleri, Musul ve Kerkük meseleleri üzerine yoğunlaşmışlar. Genç Cumhuriyet tüm dünyada bir heyecan uyandırmış. Eski gazete küpürlerini tararken bazı sorunların ise temelinin taa 100 yıl öncesine dayandığını da anlamış olduk… 

Haberin Devamı

Rauf Bey ile röportaj

3 Mayıs 1923 tarihli gazetede, Arnold J. Toynbee’nin 12 Nisan’da dönemin Başbakanı Rauf Bey ile yaptığı bir röportaj yayımlanmış. İçeriği bir hayli ilginç. Musul sorununa ve Türkiye’nin bölgedeki politikalarına yer verilmiş. Rauf Bey, aslında taa o günden Orta Doğu’nun şu an içinde bulunduğu sıkıntıları görmüş ve İngilizleri uyarmış. Türkiye’nin emperyal bir güç olmadığını ancak İngilizlerin bir kışkırtması olursa Türklerin kendilerini savunmaktan geri kalmayacağını da cesurca ifade etmiş. Bölgedeki diğer Müslüman halkların da Türkler gibi yeni bir uygarlık kurmaları gerektiğine de vurgu yapmış.

Dış basında Cumhuriyet

Lozan görüşmeleri ağırlıkta

The New York TImes

30 Ekim 1923: AnKAra Oylaması Türkiye’yi Cumhuriyet Yaptı; Kemal Paşa İlk Cumhurbaşkanı Seçildi 

Haberin Devamı

“Ankara’daki Millet Meclisi Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşu yönünde oy kullandı. Mustafa Kemal Paşa oybirliği ile Cumhurbaşkanı seçildi. Meclis bir karşıtlık görmeden anayasal değişiklikleri kabul etti ve zafer çığlıklarıyla cumhuriyeti kutladı. Halk Partisi, önce kendi yaptığı toplantıda Mustafa Kemal Paşa’nın cumhuriyetin ilanı ve başbakanı atama yetkisine sahip bir cumhurbaşkanı seçilmesi önergesini kabul etmişti. Parti ayrıca şunları da kabul etti: Dil Türkçe, Din İslam olacak; Cumhurbaşkanı, milletvekilleri tarafından dört yıllık bir dönem için seçilecek.” Haber bir yorumla şöyle bitiyor: “Son bir kaç ay içinde Türk Anayasası zaten öyle değişiklikler geçirmişti ki, cumhuriyetin ilanı kaçınılmaz bir prosedürdü.” 

 2 Mart 1924: Liberaller alkışlıyor 

“Mustafa Kemal Paşa bugün Ankara’daki Millet Meclisi’nde reform ve modernizasyon üzerine beklenen konuşmasını yaptı. Genel olarak dinin siyasi bağlarının koparılmasının, eğitim sisteminde birliğe gidilmesinin ve yargı yapılanmasının dış etkilerden arındılmasının gerekliliğinden bahsetti.”

Dış basında Cumhuriyet

 4 Mart 1924: Türk Meclisi halifeliği kaldırdı 

“Çetin tartışmalardan sonra, Büyük Millet Meclisi, Halifeliği kaldıran yasayı geçirdi. Halk Partisi ancak saatler süren uzun müzakereler sonucu Halife Abdülmecid Efendi’nin görevine son verebilmeyi başardı. Yasa karmaşık bir formül sonucu hazırlanabildi çünkü parti içindeki muhafazakarlar orijinal tasarıya karşı çıkmışlardı.” 

Haberin Devamı

 18 Mart 1923: Türkler Neden İmzalamayı Reddediyor; ‘Gerçek Bağımsızlık’ İstiyorlar 

Ludwell Denny imzalı bu uzun makalede Türkler’in ilk konferansta masadan niye kalktıkları irdelenmiş ve yazarın kendi deyimiyle “artık Batılı hükümetlerin bir futbol topu gibi oynadıkları bir ülke olmadıkları” anlatılmış. Mustafa Kemal Paşa’nın dehasından bahseden Denny, Türklerin artık ‘Avrupa’nın hasta adamı’ olmaktan çıkıp, güçlü bir ülke olduklarına vurgu yapıyor. Türklerin sadece kendi başlarına bırakılmak istediğinden ve Mustafa Kemal Paşa’nın bir an önce güçlü bir devlet kurma idealinden bahsedilmiş.

 25 Mayıs 1924: Türkler Ve Antlaşma 

Gazetenin okur mektupları bölümünde Lozan Antlaşması’nın Amerikalılar için dezavantajlı olduğu hususunda bir okur mektubu yer almış. Mektupta Türkiye’deki Hıristiyan azınlıklar konusuna vurgu yapılmış. 

Haberin Devamı

 18 Aralık 1925: Lozan Antlaşması 

Türkiye’de yaşayan Amerikalı bir doktorun kaleminden yayımlanan bir makalede azınlık haklarından bahsedilmiş ve Türkler hakkında karalayıcı sözler sarfedilmiş. Ancak şunu anlayabiliyoruz ki Lozan Antlaşması Batı’nın fena damarına dokunmuş. Makalenin sonunda şu cümle yer alıyor: “Tamamen Türkiye’nin lehine olan Lozan Antlaşması kabul edilemez”. 

 22 Eylül 1929: Türkiye Güzellik Kraliçesini Seçti 

Bu ilginç haber, “nasıl Atlantic City’de Miss America varsa İstanbul’da da Miss Turkey var” diye başlamış. Birinci seçilen Feriha Tevfik Hanım’ın evlenmek yerine film yıldızı olmak istediğine vurgu yapılmış. İsmi verilmeyen bir Türk gazetecinin İstanbul’un çehresinin nasıl değiştiği hakkındaki yorumlarına da değinilmiş. Birkaç yıl önce hayal bile edilemeyen şeylerin, özellikle kadınların değişimi konusunda, şaşırtıcı bir şekilde normal karşılandığı söylenmiş.

Eğitimde eşitliğe vurgu

The (Manchester) GuardIan

5 Şubat 1923: Türkler Reddetti

“Türkiye antlaşmanın yüzde seksenini kabul etmeye hazırdı ancak adli kapitülasyonlar ve ekonomik maddeler üzerinde anlaşma sağlanamadı” diye başlayan haberde İsmet Paşa ve Lord Curzon arasındaki hararetli tartışmalara değinilmiş. Mustafa Kemal Paşa’nın bir gün önce İzmir’deki konuşmasına yer verilmiş. Haber şöyle devam ediyor: “Mustafa Kemal Paşa, Smyrna’da yaklaşık beş bin kişinin önünde yaptığı bir konuşmada ‘bu barış koşullarını kabul ediyor musunuz?’ diye sordu; hep bir ağızdan ‘hayır!’ cevabını aldı. Kemal, ‘Biz Türkler İngiltere’den korkmuyoruz. Eğer İngiltere bize baskı kurabileceğini düşünüyorsa yakında bunun bir hata olduğunu anlayacaktır’ dedi. Kemal, bu toplantıda ayrıca Türkiye’deki kadınların durumu hakkında tekrar konuştu ve kadınların toplumun her kesiminde yer alması gerektiğine, erkeklerle eşit eğitim seviyesine gelmelerinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin geri kalmasının sebebinin büyük ölçüde kadınların aşağı statüde görülmesinden kaynaklandığını ve genel bir entellektüel kalkınmayla ülkede her iki cinsiyetin de gelişmesi gerektiğini söyledi.”