19.03.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:
Aslı Öktener - Grup üyeleri, 6 Şubat’ta gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen depremleri duyduklarında, Milliyet gazetesinin “Kurtarın!” yazılı manşeti âdeta yeniden gözlerinin önüne geldi ve arama-kurtarma ekiplerinin peşinden Osmaniye’ye gitmek için harekete geçtiler. 6 gündür bölgede olan doktor, hemşire, öğretmen, müzisyen gibi farklı mesleklerden gönüllüler, getirdikleri yardım malzemelerini çadır kentlerde dağıtıyor. Hazır yemek ve çadırların yanı sıra kırtasiye malzemesi ve oyuncakları da depremzedelere ulaştırıyor.
Gönüllü ekipten doktor Jae Young Lee ve iş insanları Song Bae Hong, Kee Hun Sung ile Hee Jae Shin’den, ülkemize geliş hikâyelerini ve deprem bölgesindeki izlenimlerini dinledik.
6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketini duyduktan sonra bölgeye gelmeye karar verdiklerini anlatan doktor Jae Young Lee, “Depremi olduğu gün televizyondan duyduk. Sanki çok yakınımızda yaşanıyor hissi içinde şok olmuştuk. Kardeş ülkemizin acılarını gördükten sonra duramazdık. Hızlıca grubu toplayıp gelmeye karar verdik. Bu olay, yardım amacıyla ilk kez yurt dışına çıkışımız” diyor. Acilen grup kurmaları gerektiği için daha fazla gönüllünün Türkiye’ye gelemediğini, gelemeyenlerin de bağışlarıyla destek olduğunu ekliyor Lee… İş insanı 54 yaşındaki Song Bae Hong ise depremzedelerin temel ihtiyaçları hazırlamaya özen gösterdiklerini söylüyor.
“Türk halkına minnettarız”
Güney Kore’de özel bir şirketin sahibi olan 44 yaşındaki Kee Hun Sung da 19 gönüllüden çoğunun Türkiye’ye ilk kez geldiğini belirtmeden edemiyor: “Bizleri burada çok iyi karşıladılar. Bunun için Türk halkına minnettarız.”
İş insanı Hee Jae Shin, Osmaniye’de depremzedelere 30 çadır kurduklarını, 700 aileye de içinde 15 çeşit ürün olan gıda kolisi dağıttıklarını söylüyor. 52 yaşındaki Shin, duygularını şöyle dile getiriyor: “Her mahallede derin yaraları olan insanlarla karşılaştık. Bizlere enkazların altından nasıl kurtulmayı başardıklarını anlattılar. Acılarını yüreklerimizde hissettik. Depremzede ailelerin kurduğumuz çadırlarda geçici bir süre barınabilecek olması ve onlarla bir arada olma duygusu önemliydi.
Acı paylaştıkça azalır mutluluk paylaştıkça çoğalır. Hepimiz bunu derinden hissettik. Yine de az da olsa yaralarını sarabildiğimiz için çok mutluyum.”
21 Mart’ta Türkiye’den ayrılacaklarını açıklayan gönüllüler, ancak King’s Business yardım kuruluşundan haziran ayına kadar 2’nci ve 3’üncü ekiplerin bölgeye gelmeye devam edeceğini bildiriyor.
Güney Kore ve Türkiye Dostluk Kültür Dayanışma Derneği, King’s Business gönüllü ekibine Türkiye’de bulunduğu süre içinde rehberlik ediyor.
“Türkiye benim ikinci memleketim”
“Ayla” filminde, 1999 Marmara Depremi konu edilen sahnede, Milliyet gazetesinin “Kurtarın” ve “Yıkıldık” başlıklı manşetlerinden çok etkilendiklerini söyleyen Inyoung Cho, aynı acıyı hissederek harekete geçtiklerini belirtiyor. Bir Türk’le evli olan Cho, “Ayla’da, 1999 depremini konu alan sahneleri âdeta 24 yıl sonra yaşıyorduk. Yardım eli uzatmak ve acınızı paylaşmak için elimizden geldiğince ürün aldık. Gelişmeleri yine Milliyet’ten takip ettik ve Osmaniye’ye geldik. Şimdi yardımlarımızı dağıtıyoruz. Depremzedelere, 3 doktor ve bir hemşire de sağlık hizmeti verecek. Siz bizim en zor günümüzde yanımızdaydınız. Türkiye benim ikinci memleketim. Eşim de bizlere burada yardımcı oluyor. Acıların paylaşıldığında azalacağına inanıyoruz.
Güney Kore ve Türkiye Dostluk Kültür Dayanışma Derneği, Milliyet Yerel Yönetimler yazarı Eren Aka ve Osmaniye ile Yüreğir belediye başkanlarına da yardımları için teşekkür ederiz ” diyor.