Cihangir: Sanatçı usulü uydukentŞu anda Cihangir’de, Murathan Mungan’dan Orhan Pamuk’a, Halit Refiğ’den Atıf Yılmaz’a, Yasemin Alkaya’dan Hale Soygazi’ye, Bülent Erkmen’den Yusuf Taktak’a, Haydar Ergülen’den Ali Sirmen’e kadar Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamında önemli yer tutan birçok ünlü yaşıyor. Cihangir’in fahri muhtarı Çağdaş Market’in sahibi Esat Bey, kimilerinin deyimiyle "Cihangir Cumhuriyeti’ndeki bu yeni oluşumu şöyle özetliyor: "90’lı yıllardan beri Cihangir sanatçı akınına uğradı. 2000’de bu tavana vurdu. Onların mahallemize gelmesi elbette olumlu. Çünkü sanatçılar gittiklere semte kimliklerini katar, güzelleştirirler.MEHMET KENAN KAYA1990’lı yıllardan bu yana Cihangir’de dikkat çeken bir başka gelişme de, sanatçıların yanı sıra semtin yabancılar, özellikle de Fransızlar için vazgeçilmez bir mekan haline dönüşmüş olması. Başka bir deyişle, yüz yıl öncesi Beyoğlu için yapılan "Küçük Paris" yakıştırması artık Cihangir için geçerli.
Elbette semtte bu durumun izlerine rastlamak da mümkün. İngilizce ve Fransızca yazılmış "kiralık ev" ilanları, giderek artan ve dolara endeksli kira tutarları, dar Cihangir sokaklarına santim hesabı yerleştirilmiş arabalar. Ve tabii, semt esnafının yaşadığı ilginç değişim. Sözgelimi, 10-15 yıl öncesine kadar mütevazı bir semt olan Cihangir’de, artık bakkal raflarını Fransızca ağırlıklı yabancı yayınlar, çoğu yabancı müşteriler için ithal edilmiş lüks gıda maddeleri, Fransız peynirleri ve şaraplar süslüyor. Hatta Çağdaş Market’in sabihi Esat Bey’in yaptığı gibi, artan talepler üzerine bir marketin üst katı İstanbul’un en büyük şarap kavına dönüştürülebiliyor.
Cihangir esnafının ortak kanısı, buradaki yabancıların hem Cihangir’e hem de kendilerine çok şey kattığı. Çağdaş Market’in sahibi Esat Bey, şimdi en büyük tutkularından biri olan şarabı, eskici Muharrem Bey de yaşam tarzından giyim tarzına kadar birçok şeyi buradaki yabancılardan öğrendiğini söylüyor.
Gerçekten de tanık olduğunuzda anlıyorsunuz ki, Cihangir’deki yabancılarla esnaf arasında kurulan ilişki çok sıcak. Sözgelimi, Umut Gıda Pazarı’nın sahibi Mehmet Ali Bey, her noel Tahtakale’den aldığı sepetleri çiçeklerle süsleyerek yabancı müşterilerine hediye ediyor. Cihangir’in "yerli" sakinlerine gelince... Onlara göre, gerek sanatçı, gerekse yabancı komşuları
son derece cana yakın, alçakgönüllü ve kentliler.
Kısacası, başta sakinleri, sevenleri ve Cihangir Güzelleştirme Derneği’nin çabalarıyla "kendi içinde" sürekli değişen, gelişen ve güzelleşen bir yer burası. Ali Sirmen’in sözleriyle: "Daha da güzel olacak." Sonunda, eğer yüz yıl öncesinin kagir, cepheleri bol süslü apartmanlarını, merdivenli yokuşları, denizi, eski eşyaları, kedileri ve en önemlisi Beyoğlu’ndan "evöe yürüyerek dönmeyi seviyorsanız, pek de düşünmeyin; öyle ya, daha iyisini nereden bulacaksınız?
MURAT BELGE / YazarCihangir’in insanı şımartan bir kolaylığı var"Herşeyden önce çok merkezi bir yer. Bu bir avantaj. Beyoğlu, sinemasıyla, alışveriş merkezleriyle, kitapçıları, kasetçileriyle hala ruhun gıdası olabiliyor. Bunlar da benim hayatımda müthiş kolaylıklar sağlıyor. Aslında ben uzun yıllar karşıda oturdum; oradan da bir şikayetim yoktu. Ama karşı yakayı bırakıp buraya geldikten sonra kısa sürede şımardım. Cihangir’in insanı müthiş şımartan bir kolaylığı var.
"Beyoğlu’ndaki azınlıkların gidişinden sonra Cihangir’de bir ara dönem yaşandı. Bu arada korumak değil de yıkmaya yönelik bir takım "milli" tedbirler alındı.
Bu gelişmelerden Cihangir’in payına da daha çok fuhuş sektörü düştü. Bu da orada oturan birtakım insanların tepkisini çekti. Fakat şimdi yeniden oturdu. Binalar az, talep fazla olunca da kiralar yükseldi.
"Cihangir, yabancılar için de çekici bir yer. Şimdi yabancı bir adam kalkıp Karagümrük’te oturmaz. Oturursa da, sözgelimi gece 11’de piyano konçertosu dinlerken tavanına bir tavan süpürgesiyle vurulmayacağından da emin olamaz. Cihangir’de böyle bir şey olmayacağından emin olabilir.
Burası hep kozmopolit bir yer olduğu için, o kozmopolitlik tanımı içinde var zaten bütün bunlar."
HALE SOYGAZİ / OyuncuBağımlılık yarattı, başka bir yere gidemiyorum"1984 yılından beri Cihangir’de oturuyorum. Daha önce Etiler’de oturdum. 1984 yılında burada çok güzel deniz manzaralı bir ev buldum. Şimdi de bağımlılık yarattı, başka bir yere gidemiyorum.
"Tabii ki sokakları dar, trafik yoğun, çok sayıda işyeri açıldı. Bir de fazla rağbet var, o nedenle burada araba park etmek, bir yere gitmek sorun. Ama buna rağmen ayrılamıyorum. Hayatımın büyük bölümü burada geçiyor. Kahvedan’ı mesela bazen ofis gibi kullanabiliyorum. Yoğun iş arasında bazen hem bir
kahve içip, hem de iş konuşabiliyorum. Cihangir’de kendimi yabancı hissetmiyorum, bu çok önemli.
"Bir de kozmopolit oluşunu çok seviyorum Cihangir’in. Steril bir ortam değil, çeşitlilik var. Her cins insan yaşıyor burada. Yabancılar var, Fransız ağırlıklı. Tabii travestiler de var. Bir kısmıyla ben de ahbabım. Çok yardımcı, dost insanlar.
"Cihangir Camii’ni çok seviyorum. Caminin içinden geçerken ağaçlar ve denizle karşılaşıyorsunuz. Orada iki dakika durmak beni dinlendiriyor. O caminin çok asude, çok mütevazı bir hali var. Sevdiğim bir başka şey de merdivenli sokaklar. O daracık merdivenlerden ya da o daracık yokuşlardan deniz manzarasıyla karşılaşmak çok güzel."
BÜLENT ERKMEN / Grafik tasarımcı"İçinde yaşayan herkesin kendi özel yerini bulduğu bir yer""1994’ten bu yana Cihangir’de oturuyorum. Burası "merkez" ve benim için merkezde yaşamak çok önemli. Bütün olup bitenlerin aynı ve yakın yerlerde olmasını tercih ediyorum.
"Mahlallelilik" ve "komşuluk" ilişkilerinden nefret ederim. İsterseniz bu ilişkilerin gereklerini yerine getirebileceğiniz ama yapmadığınızda size tedirginlik hissettirmeyen bir bölge Cihangir.
"Tanıdığınız ya da tanıyabileceğiniz çok kişinin yaşadığı ama hiçkimseyi görmediğiniz ya da görmeyebileceğiniz bir yer burası.
"Burada yaşayanların ekonomik ve kültürel çeşitliliği ise kendinizi rahat hissetmenize yarıyor.
"Cihangir, kalabalıklığı ve sıkışıklığı içinde size istediğiniz yalnızlığı, tekbaşınalığı, tenhalığı sağlıyor. İstediğinizde kaybolabileceğiniz bir yer Cihangir. "Cihangir’de gördüğüm, bulduğum bu özellik nedeniyle onu işaretleştirmek, ona bir işaret yakıştırmak istemiyorum.
"İçinde yaşayan herkesin kendi özel yerini bulduğu bir yer Cihangir. Sınırlamalara gelmeyen, umursamaz, durduğu yerde yüzergezer bir yer. Kendisi için yapılanlara bile uzaktan anlayışla bakıyor belki."
YASEMİN ALKAYA / Oyuncu"Keşke biraz da balkonlarda çiçek, sokaklarda ağaç olsa""Eskiden kültür zengini insanlar tercih ederdi Cihangir’i, şimdilerdeyse ancak para zenginlerinin karşılayabileceği kadar yüksek kiralar. O yüzden şu sıralar, aydınların tercih ettiği bir yer olduğundan emin değilim. Seksist kişilerce travestilere karşı başlatılan yanlış ve kötü propaganda "ailelerin" Cihangir’den taşınmasına neden oldu. Tabii ki yabancılar bir yeri seçerken komşularının cinsel tercihlerine göre değil de söz konusu yerin sahip olduğu özellikleri (mimari yapısı, manzarası, Beyoğlu’na yakınlığı vs.) göz önüne aldıkları için her zaman Cihangir onlar için ilk tercih oldu. Bizlere de dolarla kira ödemek düştü."
ESAT AYHAN / Market sahibi"Yabancılar özellikle şarap konusunda hassas davranıyorlar""Yirmi yıldan beri Cihangir’deyim. Bugünün Cihangir’ini size şöyle anlatabilirim. Azınlıkları Rumlar, Ermeniler, az da olsa Museviler ve Bulgar kökenliler oluşturuyor. 25 kadar da Levanten aile var. Yabancı misyona gelince... Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar, İngilizler ve Almanlar. Bunların Cihangir’i tercih etmelerinin sebebi konsolosluklarına, kendi okullarına ve kiliselerine yakın olması. Ve tabii, Cihangir’in İstanbul’un en güzel tepesi oluşu. Cihangir’deki yabancıların zengin bir sosyal yaşantıları var. Alışverişe de çok meraklılar. Özellikle de şarap konusunda çok seçici davranıyorlar. Zaten biz de bu büyük şarap kavını onlardan gelen yoğun talepler sonucu açtık.
HALİT REFİĞ / Yönetmen"Eski ile sıcaklık bağını kediler devam ettiriyor""1967 yılından beri Cihangir’de yaşıyorum. Taksim’e, Beşiktaş’a, Karaköy’e, Fındıklı’ya, Kabataş’a ulaşımda gayet merkezi. Kötü yönde olan bir şey var. Bu da sırf Cihangir’e mahsus olmamakla birlikte trafik meselesi. 33 yıldır Cihangir’deyim. Bu zaman boyunca, geriye doğru baktığımda
otomobil yüzünden hayatımın biraz daha zorlaştığını anlıyorum. O kadar ki ilk fırsatta buradan uzaklaşmayı düşünüyorum. Bunun bir numaralı sebebi otomobil. İki numaralı mesele de Cihangir’e doğru hızlı bir şekilde ilerleyen işyerleri istilası.
"Burada geçmişle kıyasladığımda en önemli bağ, hala nasılsa varlığını sürdürmekte olan kediler. Benim için eski sıcaklık bağını kediler devam ettiriyor."
PAZAR