14.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
EBRU ERKE - TAT PEŞİNDE - Food and Travel Yayın Yönetmeni - erke.ebru@gmail.com
Tabla’daki avangart sokak lezzetleri
Üryan Doğmuş ve Cihan Kıpçak fine dining konseptinin İstanbul’daki dikkat çeken temsilcilerinden. Yıllardır zevkle takip ettiğim ikili şu anda NuTeras’taki Tabla’da çizgilerini devam ettiriyorlar. Ufak bir farkla. Tabla’nın konsepti sokak yemekleri ama tabii alışılmışın dışında sunumlarla...
Şefler, fine dining’deki çıkış noktalarının bu coğrafyanın ürünleri ve yemekleri olduğunu, şimdi de bu bakış açısını kültürümüzdeki sokak yemeklerinde uyguladıklarını söylüyorlar. Menüdeki yemekler de şehir veya semte göre isimlendirilmiş. Manisa Akhisar köfte ekmek menüdeki favorilerimden. Kendi hazırladıkları zerdeçallı ekmeğin arasına bol baharatlı köfteyi yerleştirip önce ızgarada pişirip, çıtırlaştırmak için son olarak fırına atıyorlar.
Bijou’da seçenek çok
Kaya Demirer’in şimdilik bu yaz için anlaştığı ve ekime kadar açık olacak pop-up brasserie’si Bijou, Ottomans Hotel’in rıhtımında yer alıyor. İtalyan, Yunan ve Güney Fransa’dan lezzetlerin harmanlandığı menü tam da yaza yakışır Akdeniz konseptinde. Menünün dışında günlük seçenekler de sunuluyor. Özellikle balık tabaklarını denemenizi tavsiye ederim.
Mekanın rahatlığı, servisin kalitesi, Kaya Demirer’in tecrübe faktörü, Boğaz’ın en özel noktalarından birinde oluşu... Burasıyla ilgili bahsedecek şey çok fakat en önemlilerinin başında bu standarttaki bir yere göre yemek ve özellikle de şarap fiyatlarının oldukça makul tutulmuş olması geliyor.
Alexandra’nın içinde Robin’s
Şef Bilal Mert’i Galata Robin’s’teki ufak bir terasta tanıdık. Füzyonu uygularken basit malzemelerle harikalar yaratması ve lezzetin özünden uzaklaşmadan, farklı dokuları bir araya getirerek bunu yapabilmesi bence en büyük özeliklerindendi. Robin’s’in Galata’ya bir süre önce veda etmesinin ardından Bilal Mert takipçilerini çok uzun süre bekletmedi ve sürpriz bir manevrayla tekrar gastronomi sahnesindeki yerini aldı. Üstelik heyecanlı bir işbirliği ile; Robin’s artık Arnavutköy’deki Alexandra’nın içinde.
Birkaç yemeği tattığım menüde, tereyağı banyosunda (tereyağı tavada eritildikten sonra dil balığı tek taraflı olarak pişiriliyor, üstte kalan bölümün üzerine kaşıkla tereyağı dökülüyor) dil balığı; incir yaprağı dondurması, kuzu kulağı ve tahinli cevizle sunulan foie gras ile bonfile ve uykulukla yapılan mini burgerler favorim. Robin’s’in imza tabaklarından kıtır kıymalı ahtapot burada kıtır pepperoni (İtalyan sucuğu) ile sunuluyor. Sous vide tekniği ile vakumlu paketlerde, suyun içinde, çok düşük ısıda uzun süre pişirilen ahtapotun son dokunuşu önceden fırında yapılırken şu anda füme tat vermek adına ızgarada gerçekleştiriliyor.
Bomontiada’da bir Kiva