19.12.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
44. gün Bartın’dayım ve bugün İstanbul’a süreceğim. Gezimin son sürüş günü... Sabah sevgili Cansu Özcan (Instagram: @cansuozcan) ve ailesinin evine kahvaltıya gittim. Efil efil esen bahçede, ev yapımı reçeller eşliğinde yine dolu dolu sohbetli bir kahvaltı ettik. Saat 10.00 diye planladığımız yola çıkışı ancak saat 11.00 gibi marşlara basarak gerçekleştirebildik. Vedanın ardından Cansu, Honda NC 750x’iyle ben Vagabond’la (Honda Africa Twin 1000L) düştük yollara. Keyifli virajlar, daracık köy yolları eşliğinde vardık meşakkatle çıkarılan kara elmas diyarı Zonguldak’a. Ufak bir moladan sonra yola devam. Sonraki molamızı Melenağzı’da verdik. Molada Cansu’nun annesi Mehlika Hanım’ın yaptığı poğaça ve kurabiye yolluklarını afiyetle yedik. Cansu ile çok keyifli bir yolculuk yaptık. Çok sakin ve kontrollü sürüyor motosikletini. Aynadan baktıkça Namık Kutlu hocamızın (Instagram: @namikkutlu) kulaklarını çınlattım. Bana neler öğrettiyse Cansu’da uygulamasını gördüm.
Yolculuk bitiyor
O gün 420 km yol aldık. Şile’ye vardığımızda hava kararalı epey olmuştu. Tam Şile sapağında beni karşılamaya gelen sevgili Ünzüle ve Gökhan Yenigün ile karşılaştık. Ayaküstü bir sohbetten sonra Cansu ile ayrıldık ve onlarla birlikte Anadolu Feneri’ne doğru yol almaya başladık. Yorgunluğumu anlamış olmalı ki Gökhan sık sık mola verdi. Naif kardeşim benim; anlamayayım diye, molaları kendi ihtiyacı için veriyormuş gibi davranmayı da ihmal etmedi. Tabii ben her molasına şükrediyordum.
Gece yarım gibi Anadolu Feneri’nde yolculuğum bitti. 5 Haziran 2021 sabahı evden Rumeli Feneri’ne kadar bana eşlik eden ve oradan yolcu eden sevgili Ünzüle ve Gökhan, 24/25 Temmuz 2021 akşamı beni Şile’de karşılayıp “Hoş geldin” dediler. Sonrasında da evin garajına girinceye kadar yanımdan ayrılmadılar. Gece saat 01.30’da “home sweet home” moduna girdim.
An an heyecan
Ve evin dinginliğinde yolculukta yaşadığım heyecanlı anlar geldi aklıma. Hatay Samandağ’da Akdeniz’den ayrılıp dağlara tırmanıp aşarak Reyhanlı’ya ulaştığım yolda hiçbir araca denk gelmeden ıssız köylerden geçerken biraz endişelenmiştim. Enduro motosiklet kullanıcılarının kutsal mekân saydığı ve “dangerousroads” sitesinin dünyanın en tehlikeli yolu ilan ettiği Derebaşı virajlarını bol yağmurlu bir günden sonra tek başına tırmanmak da heyecan vericiydi. Bayram sebebiyle yer bulamayınca Sinop Ayancık’ta benzin istasyonunda yağmurlu bir gecede bankta yatmak zorunda kalmanın ertesi gün yol açtığı yorgunluğu da unutamam. Urfa Kızıltepe arasında 50 dereceye varan sıcakta 124 km boyunca gölgesine sığınabileceğim bir ağaç veya benzin istasyonu bulamayınca, o kupkuru sıcağın sapsarı bir coğrafyada ve dümdüz yolda bana serap göstermeye başlaması ise çok tuhaf bir duyguydu. Bu düzlükten, Van Gölü’nün insana göl değil de deniz olduğuna yemin ettirecek büyüklüğüne ulaşmak görkemliydi ve kıyısında yer yer hayvanlar otlamasa kendinizi Ege, Akdeniz bandında olduğunuzu düşündürecek havası vardı o göl kıyılarının. Yaklaşık 2 bin metre rakımda olmanıza rağmen Ağrı Dağı’nın ihtişamı ve yanında bulunan Küçük Ağrı Dağı ile birlikteliği olağanüstüydü. Kelime ve fotoğraflarla anlatılması mümkün olmayan doğası ve virajlı ama bir o kadar da muhteşem deniz ve azgın dalgalarla dolu bir Karadeniz’de dağların hakkını vereyim derseniz herhalde birkaç ay yetmez.
'EN'LER
4 Rumeli Feneri, Trakya’da Karadeniz’in başlangıç noktası4 Rumeli Feneri, Trakya’da Karadeniz’in başlangıç noktası4 İğneada Beğendik köyü, Karadeniz’in en batısı4 Enez, Ege Denizi’nin başlangıç noktası4 Seddülbahir Çanakkale, Trakya’nın en güney batısı4 Babakale, Anadolu anakarasının ve dahi Asya’nın en batı noktası4 Datça Knidos, Ege Denizi’nin son noktası4 Datça Knidos, Akdeniz’in başlangıç noktası4 Hatay Samandağ, Akdeniz’in bitiş noktası4 Hatay Yayladağı, Türkiye’nin en güney noktası4 Van, Türkiye’nin en büyük gölü4 Ağrı, Türkiye’nin en yüksek dağı4 Iğdır Dilucu, Türkiye’nin en doğu noktası / 3 ülke ile sınır4 Artvin Sarp, Karadeniz’in en doğu noktası4 Bayburt Derebaşı virajları, Dünyanın en tehlikeli yolu (www.dangerousroads.org)4 Sinop İnceburun, Türkiye’nin en kuzey noktası4 Anadolu Feneri, Karadeniz’in Anadolu’daki en batı noktası.
İSTATİSTİK:
Toplam yol: 10.439 km
Toplam aktif sürüş süresi: 190 saat / Toplam sürüş süresi: 355 saat
Toplam gün: 50
Aktif sürüş günü: 40
Ortalama yakıt tüketimi: 100 km/l: 5.1
Toplam yakıt tüketimi: 535 litre
En uzun sürüş km: 536 km, 7.56 saat
En uzun sürüş: 279 km, 8.41 saat
En yüksek rakım: 2721 m
En düşük rakım: -61 m.
Son söz
Ben Osman Kromer, 59 yaşındayım (29 Eylül 1962). Uzun yıllar otelcilik sektöründe üst düzey yönetici olarak; Antalya, Bodrum, Marmaris, Uludağ ve İstanbul’da görev yaptım. Hâlihazırda hem yılların iş yorgunluğu hem de pandemi bahanesiyle emekliyim. Dostlar, uzun zaman hayalini kurduğum, meşakkatli ama sanki bir o kadar da macera, keşif ve keyif dolu adına “Ruhuma Yolculuk” dediğim seyahat planımı nihayet gerçekleştirerek sonlandırdım. Motosiklet kullananlar bilir, motosiklet kullanmak meditatif bir eylemdir. Sürekli dikkat, yolu okuma, olasılıkları hesap etme ve bunun gibi konularda devamlı açık bir algı gerektirir. İşte bu farkındalık halini 20’li yaşlarımda yaptığım Zen meditasyonuna çok benzetiyorum. Bu seyahat boyunca gördüklerimin yanı sıra yaşam yolculuğumda bildiğim ya da yeni kavradığım pürüzlerimi, bu pürüzleri idrak edişimi, belki törpüleyişimi, diğer bir deyişle onları kontrol altına alabilme çabalarımı da deneyimleme şansını yakaladım. İstanbul Rumeli Feneri’nden başlayan kıyılara ve sınır boylarına en yakın noktalardan Türkiye’mizin haritasını çizen yolculuğum 40 aktif sürüş günü (toplam 50 gün) ve 10 bin 439 km sonrasında Anadolu Feneri’nde son buldu. Otobanları hiç kullanmadığım yolculuğum, genellikle şehir, ilçe, kasaba, köy, dağ, orman yollarında sürerek tamamlandı. Bu serüvenimi, yola çıkmadan hemen önce Kovid-19 belası yüzünden yitirdiğim can dostum Necati Ekmekçioğlu’na ithaf ve canım kızım Derin Kromer’e de armağan ediyorum.
Dilerim motosikletle kış sürüşü deneyimi olacak İç Anadolu ve Doğu Anadolu turumda da yine birlikte oluruz. Beni takip ederek güç verdiniz. Hepinize kucak dolusu teşekkür ederim. Son olarak Milliyet Gazetesi’ne bana bu seyahatimi sizlerle paylaşabilme fırsatı tanıdığı için şükranlarımı sunuyorum.