26.08.2020 - 09:29 | Son Güncellenme:
Söz konusu yatırım ile birlikte aktif büyüklüğü 30 milyar TL olan sektörün filosundaki araç sayısı ise 255 bin 900 adet olarak gerçekleşti. Sektörde pandeminin de etkisiyle yaşanan daralmanın özellikle ikinci çeyrekte iyileştiğine dikkat çeken TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Operasyonel kiralama sektörü olarak araç parkımız geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 oranında daraldı. Geçen yılın ilk yarısı sonunda 295 bin adet olan parkımız bu yılın ilk yarısında 256 bin adet olarak kaydedildi. 2020 yılının ilk çeyreğinde ise bu rakam 264 bin adetlerdeydi. Ancak yaşanan daralmanın son 3 ayda toparlandığını gözlemleyebiliyoruz. Çünkü yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,1 olan daralma, ikinci çeyreğinde yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Yılın geri kalanında dengeli bir seyir olacağını öngörüyoruz. Bu doğrultuda, yılsonuna kadar 15-20 bin adet civarında daha yeni araç alımı yapacağımızı tahmin ediyor ve 2020 yılını 6 milyar TL’nin üzerinde yatırımla kapatmayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiye araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu olan Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi Nielsen iş birliği ile hazırladığı 2020 yılının Ocak-Haziran dönemine ait “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, Türkiye’de gerçekleşen yeni otomobil satışları 2019 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 30,2 oranında artarken, operasyonel araç kiralama sektörü 2020 yılının ilk yarısında Türkiye’de satılan yeni otomobillerin yaklaşık yüzde 7,3’ü olan 14 bin 900 adet yeni aracı filosuna kattı. Bu dönemde, 2,6 milyar TL yeni araç yatırımı yapan sektörün aktif büyüklüğü ise 30 milyar TL oldu. 2019 yılı sonuna göre yüzde 8,2 oranında daralan operasyonel kiralama sektörünün, filosundaki araç sayısı da toplamda 255 bin 900 adet olarak gerçekleşti. Sektör, 2019 yılını 279 bin adetlik araç parkıyla kapatmıştı.
Filoda en çok payı Renault alırken, kompakt sınıfın üstünlüğü devam etti
TOKKDER raporuna göre, yılın ilk yarısında Renault yüzde 26,2’lik payı ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün araç parkında en çok tercih edilen marka oldu. Renault’u yüzde 13,6 ile Fiat, yüzde 11,9 ile Volkswagen ve yüzde 10,9 ile Ford markaları takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 50,3 gibi önemli bir kısmı kompakt sınıf (C segmenti) araçlardan oluşurken, küçük sınıf (B segmenti) araçlar yüzde 26,7 ve üst orta sınıf (D segmenti) araçlar 13,4 pay aldı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki pazar payını da her geçen gün artıran SUV araçların operasyonel kiralamadaki payı ise yüzde 5,4’e yükseldi. Rapora göre ayrıca, sektörün araç parkının yüzde 91,3’ünü dizel araçların oluşturması dikkat çekerken, otomatik vitesli araçların payı ise yüzde 64,2 olarak gerçekleşti.
Sözleşmelerin yarısından fazlası 30 ila 42 ay süreli
Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’de satılan yeni otomobillerin önemli bir kısmını satın alan operasyonel kiralama sektörü 2020 yılında da ülke ekonomisine ciddi bir vergi girdisi sağladı. Bu kapsamda, geçtiğimiz sene yaklaşık 3 milyar TL vergi ödeyen operasyonel kiralama sektörü, 2020 yılının ilk 6 aylık dönemini kapsayan süreçte yaklaşık olarak 1,4 milyar TL vergi ödeyerek ülke ekonomisine yaptığı katkıları sürdürdü. TOKKDER raporunda dikkat çeken bir diğer önemli unsur ise sektördeki sözleşme süreleri oldu. Buna göre, Türkiye’deki operasyonel kiralamaların yüzde 57,4’ünü 30- 42 ay süreli sözleşmeler oluşturdu. İkinci olarak en çok tercih edilen operasyonel kiralama süresi yüzde 16,4 ile 18-30 ay arası sözleşmeler olurken 43 ay ve üzeri sözleşmeler yüzde 16,2 oranında tercih edildi.
“Satın almak yerine kiralama yapmak avantajını koruyor”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Operasyonel araç kiralama sektörü olarak 2020 yılının ilk yarısında 2,6 milyar TL’lik bir yatırım gerçekleştirdik. 2019’un ilk yarısında bu rakam 2 milyar TL idi. Covid-19 salgını sonrası verimlilik çok daha önemli hale geldi. Önümüzdeki dönemde, verimliliğe önem veren, öz kaynaklarını veya kredi limitlerini araç satın almak yerine ana faaliyet alanında değerlendirmek isteyen her ölçekten işletmenin araç ihtiyaçlarını operasyonel kiralama yöntemini tercih ederek karşılayacağını düşünüyorum. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçilmesine rağmen araç kiralama satın almaya kıyasla her zaman daha avantajlı. Araçları daha uygun maliyetlerle sağlıyor, hasar yönetimi, bakım, kış lastiği gibi pek çok unsuru yöneterek maliyet avantajını müşterilerimize yansıtıyoruz” şeklinde konuştu.
“Yılı 6 milyar TL’nin üzerinde yatırımla kapatmayı hedefliyoruz”
Sektörde pandeminin de etkisiyle yaşanan daralmanın özellikle ikinci çeyrekte azaldığına dikkat çeken TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Operasyonel kiralama sektörü olarak araç parkımız geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 oranında daraldı. Geçen yılın ilk yarısı sonunda 295 bin adet olan parkımız bu yılın ilk yarısında 256 bin adet olarak kaydedildi. 2020 yılının ilk çeyreğinde ise bu rakam 264 bin adetlerdeydi. Ancak yaşanan daralmanın son 3 ayda toparlandığını gözlemleyebiliyoruz. Çünkü yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,1 olan daralma, ikinci çeyreğinde yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Yılın geri kalanında da dengeli bir seyir olacağını öngörüyoruz. Bu doğrultuda, yılsonuna kadar 15-20 bin adet civarında daha yeni araç alımı yapacağımızı tahmin ediyor ve 2020 yılını 6 milyar TL’nin üzerinde yatırımla kapatmayı hedefliyoruz” bilgisini verdi.
“ÖTV baremi matrahlarının güncellenmesi gerektiğine inanıyoruz”
Araç fiyatlarında yaşanan artış ve sektörün ikinci el pazarına sağladığı araçlarla ilgili önemli açıklamalarda da bulunan İnan Ekici sözlerini şu şekilde sürdürdü: “2019 yılında araç başına ortalama 125 bin TL yatırım yapmıştık. Yılın ilk altı ayında araç başı yatırım tutarımız 173 bin TL oldu. Yabancı paranın TL karşısında değer kazanması karşısında ÖTV baremi matrahlarını sabit tutmak sıfır araç anahtar teslim fiyatlarını sürekli olarak yükseltiyor. Örneğin, bir modelin ÖTV matrahı artan kur nedeniyle yükselmiş ve bu araç yüzde 50 ÖTV’ye tabiyken yüzde 60’a çıkmış ve anahtar teslim fiyatında 17 bin TL’lik artış gerçekleşmiş. Üstelik ülkemizde satılan araçların en az yüzde 50’si bu matrah meselesinden etkileniyor. Dolayısıyla iki yıldır güncellenmeyen ÖTV baremi matrahlarının güncellenmesi gerektiğine inanıyoruz. İkinci el pazarı ise daima güncel sıfır araç satış fiyatlarından etkileniyor. Sıfır araç fiyatları yükselince doğal olarak ikinci elin değeri de artıyor. Formül aslında bu kadar basit ve açıkçası altında farklı şeyler aramak yanlış. Sektör olarak yılın ilk yarısında aldığımızdan fazlasını satmış durumdayız. Geçen yılın ilk yarısında 47 bin adet ikinci el araç satışı gerçekleştirmiştik. Bu yılın ilk yarısında ise 37 bin adet aracı ikinci el olarak sattık. Bizim ikinci el pazarına sağladığımız araç sayısı yüzde 19,7 daralmış. Bu da pazar rakamları ve pandemi şartları dikkate alındığında gayet normal.”