06.08.2020 - 17:45 | Son Güncellenme:
Toplantıda verilen bilgilere göre, marka, yeni marka vizyonu ile müşterilerine "geleceği bugünden yaşatabilmek" için yenilikçi teknolojileri ve hizmetleri bir arada sunuyor. Ford SUV ailesinin yeni üyeleri Kuga ve Puma da bu yeni vizyonun en güncel örnekleri olarak öne çıkıyor.
Ford Otosan da bu global vizyona paralel olarak insan odaklı, hayatı kolaylaştıran tasarım ve yenilikçi teknolojilere sahip ürünleriyle üstün bir müşteri deneyimi sunarak geleceğe hazırlanan bir markaya dönüşüyor. Geleneksel süreç ve teknolojilerin yerini çevreci, elektrikli, hibrit ve otonom teknolojilere bıraktığı "Geleceği Bugünden Yaşa" vizyonunu yansıtan ilk modeller, son dönemin yükselen trendi SUV segmentinin iki önemli oyuncusu olan yeni Kuga ve Puma oldu.
Kısa süre önce müşterilerle buluşan Ford SUV dünyasının bu yeni üyeleri, Ford’un akıllı bir dünya için akıllı araçlardan oluşan kapsamlı bir ürün portföyü geliştirme planlarının da başlangıcını temsil ediyor.
Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, toplantıda yaptığı konuşmada, Ford’un artık "gelecek"ten konuşan bir marka olduğunu belirterek, "Ford dünyasında bir slogan veya kampanyadan çok daha fazlası olan ‘Geleceği Bugünden Yaşa’, otomotivin geleceği için yol gösterici bir rehber olacak.
Ford Otosan olarak bu yeni vizyon doğrultusunda otomotiv sektörünü yeniden yaratan marka olmak üzere yolumuza devam ediyoruz. Artık biz geleceği hayal etmiyoruz, yaşatıyoruz. Köklü mirasımızdan aldığımız güçle, bu değişimi satış ve satış sonrası müşteri deneyiminden başlayarak araçlarımıza ve teknolojilerimize yansıtmaya devam ediyoruz. Son yıllarda hızla büyüyen SUV segmentinde dengeleri değiştirecek Yeni Kuga ve Yeni Puma, bu alandaki iddiamızı yeni modellerle ortaya koyma yaklaşımımızın en önemli adımlarından biri." ifadelerini kullandı.
"Haziran ayındaki talep bizi çok umutlandırdı"
Yücetürk, tanıtım sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Haziran ayı itibarıyla önce Kuga'yı pazara sunduklarını dile getiren Yücetürk, "Haziran ayındaki talep bizi çok umutlandırdı. İlk aldığımız siparişler yaklaşık 500 civarındaydı. Geçen 2 aylık dönemde Kuga'da şu anda yaklaşık 1.750 adetlik satışa ulaştık. Bu da bizi senenin geri kalanındaki performansı adına daha da cesaretlendiriyor. Buradan hareketle sene sonuna kadar 6 bin 500, 7 bin civarında toplamda Kuga satabileceğimizi ön görüyoruz." diye konuştu.
Yeni Puma modelini ise segmentine yeni bir soluk getirecek bir araç olarak gördüklerini aktaran Yücetürk, "Orada benzer bir talep ve olumlu geri dönüşlerle karşı karşıyayız. Puma için de öngörümüz sene sonuna kadar yaklaşık 2 bin adet satış şeklinde olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Pandemiye rağmen satışlardaki yükselişin nedenleri
Özgür Yücetürk, son dönemde yaşanan talep artışının arkasında birkaç faktör bulunduğunu belirterek, bunun özellikle birikerek gelen talep, döviz kurunun makul seviyelerde sabit olması ile düşük faizli krediler ve bireysel araç kullanım ihtiyacından kaynaklandığını dile getirdi.
Gelecek sene böyle bir talebin devam edip etmeyeceği konusuna değinen Yücetürk, "Bizim sektörümüzün en büyük tetikleyicisi kur ve faizdeki seviyeler. Kur ve faizlerin uygun seyri her zaman otomotiv sektörünü belli bir çıtanın üstünde tutmaya imkan sağlamıştır. Türkiye'nin otomotiv pazarı potansiyel, olarak baktığımızda yine son 2 yıllık verileri dışarıya alırsak, kriz yılı olduğunu düşünerek, ortalamada yaklaşık 800 binlik bir pazar payı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ben ekonomik açıdan farklı bir konjonktür oluşmadığı takdirde pazarın bu seviyelerde olacağına inanıyorum. Ama bunu etkileyen birçok faktör var." ifadelerini kullandı.
"Bu dönemi kendi lehlerine fırsata dönüştürmek isteyen bazı kişiler olabiliyor"
Yücetürk, araç bulunurluğundaki sıkıntının fiyatlara etkilere ilişkin ise şunları kaydetti:
"Aslında bu sektörün problemi. Maalesef araç bulunurluğuyla alakalı olarak yaşanan bu sıkıntılı geçici dönemi kendi lehlerine fırsata dönüştürmek isteyen bazı kişiler olabiliyor. Bunu engellemek çok da olanaklı değil. Çünkü bizim distribütörler ya da üretici firmalar olarak böyle bir polisliğe soyunma şansımız yok. Dolayısıyla bir müşterinin aracı perakende olarak alması ve sonrasında bu aracı kullanıp ya da kullanmadan piyasada tekrar satması kendi inisiyatifi ile alacağı bir karar. Serbest piyasa koşullarının hakim olduğu bir ortamda yaşıyoruz.
Dolayısıyla buna bir sınırlama getirmek mümkün değil. Tabii ki araç satışı yaparken bayilerimizin aracı kimlerin aldığı konusuna dikkat etmeleri gerektiğini tavsiye ediyoruz ama bunun daha ötesine geçmek zaten var olan mevzuatlarla mümkün değil, doğru da değil. Aksi takdirde rekabeti kısıtlamak gibi bir durum da ortaya çıkar."