Milliyet ExecutiveFilozoflar bu duruma acaba ne derdi?

Filozoflar bu duruma acaba ne derdi?

07.10.2022 - 04:44 | Son Güncellenme:

Geleceği okurken, geçmişten dersler çıkarmanın önemini biliyoruz. Gelin ünlü filozofların gündelik sorunları nasıl çözeceğine dair ipuçlarına bakalım...

Filozoflar bu duruma acaba ne derdi

ŞÜKRÜ ANDAÇ- Bu kış çok sert geçecek. Bu durum artık kaçınılmaz. Konumuz sadece iklim değişikliği kaynaklı ani hava değişimleri de değil. İşin ekonomi boyutu, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bizleri hararetli bir kışa mahkum edecek gibi görünüyor. Rusya - Batı çekişmesiyle birlikte bir anda tavan yapan ve nereye kadar daha gideceği öngörülemeyen doğal gaz fiyatlarının faturası herkese çıkacak. Bugüne kadar görülmedik rakamlar için sadece maddi değil manevi olarak da kendimizi hazırlamalıyız. Geleceği okurken, geçmişten dersler çıkarmanın önemini biliyoruz. Ve bu konuda da bizlere destek olacak bir kaynak var. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan, Marcus Weeks imzalı “Nietzsche bu işe ne derdi?” isimli kitap, en muhteşem filozofların gündelik sorunları nasıl çözeceğine dair önemli ipuçlarına yer veriyor: “Kombinin derecesi konusunda eşimle sürekli sinir harbi yaşıyorum. Evi ılık, hoş bir sıcaklıkta, diyelim ki 20 derecede tutmak istiyorsunuz. Ama sürekli, özellikle de dışarıda hava soğuduğunda kombinin 25 dereceye ayarlanmış olduğunu fark ediyorsunuz. Aranızda hiç konuşma geçmese de, siz düşürdükçe eşinizin dereceyi bir şekilde tekrar yükselttiğini biliyorsunuz. Bu arada çocuklara göre, ikinizin de tercih ettiği sıcaklık aşırı yüksek, gezegeni kurtarmak için daha çok giyinmeniz gerekiyor. Oysa siz hayat için elverişli, ne çok sıcak ne çok soğuk olan bir sıcaklık olduğuna eminsiniz ve bu da tam 20 derece. Bu bitmek bilmeyen bir tartışma konusu. Size göre evde elverişli sıcaklık 20 derece, fakat aileniz hemfikir değil. Eşiniz bunu biraz soğuk, çocuklarınız ise gereksiz ölçüde sıcak buluyor. Öfkeden kızarıncaya kadar tartışabilirsiniz, fakat görüşlerini değiştiremeyeceğiniz kesin. Hepiniz haklı olamazsınız ama, değil mi?

Haberin Devamı

Kombiyle yaşanan sinir harbi

Aslında Protagoras hepinizin haklı olabileceğini söylerdi. Görüşünüzün sadece bir bakış açısı olduğunu ve sizin için geçerli olduğuna dikkat çekerdi. Ancak bu durumda ailenize de kendi görüşlerine sahip olma hakkını tanımanız gerekecektir. Üstelik siz nasıl olur da eşinize hatalı olduğunu söyleyebilirsiniz ki!.. Protagoras size eşinizin görüşünün tutarlı olup olmamasının önemi olmayacağını da söylerdi. Çünkü olay santigrat derecelerle değil, onun sıcaklık ve soğukluk algısıyla ilgilidir. Şu halde, göreceli karşı argümanda bulunmak oldukça zordur ve görünüşe bakılırsa kombi ile ilgili sinir harbinden galip çıkmanız çok zordur. İş buraya geldiğinde Platon yardımınıza yetişebilir. Pek çok insan bazı şeylerin ya doğru ya da yanlış olduğunu, bazılarının ise perspektif meselesi olduğu fikrini kabul edecektir. Fakat bu tür bir orta yolculuğu gerekçelendirmek o kadar kolay değildir.

Haberin Devamı

Uzlaşıya varılabilir mi?

Tabii Isaiah Berlin gibi biriyseniz o başka... Berlin’e göre beğeni, ahlak ve muhakeme konularında mutlaklar yoksa da, farklı da olsa her kültürde ortak değer ve görüşler bulunabilir: Yalan söylemek, çalmak, cinayet yanlıştır; özgürlük adalet ise doğrudur. Bu değerler evrenseldir ve sadece ayrıntıda ya da uygulamada farklılık gösterir. Öyleyse, kombi ile ilgili tutumunuz bir mutlakçının tutumudur: İdeal bir sıcaklık olduğunu, bunun bakış açısından bağımsız olduğunu, ya sizin ya da eşinizin haklı olması gerektiğini düşündünüz. Eşiniz ise görececidir: Bazı insanlar diğerlerinden daha çok üşür ve bu doğru - yanlış meselesi değildir. Belki, Berlin’in düşünceleri çerçevesinde bir tür uzlaşıya varabilirsiniz. Küçük görüş farklılıkları olabilse de (hepi topu birkaç santigrat derece), kabul edilebilir sıcaklığın ne ya da en azından hangi aralıkta olduğu konusunda kabaca bir uzlaşı sağlanabilir.” Bu anlatım ile, tüm dünyada devam eden gaz fiyatları krizinin kışın evlere nasıl yansıyabileceği ile ilgili sizlere yol göstermeye çalıştım. Esprili bir dil ile günümüzü geçmişe bağlayan kitaptaki bu ve benzeri konular; iş yerinde, evde veya sosyal yaşamda sinir harbi yaşamak istemeyenler için değerli bir kaynak olabilir.