Kültür SanatVe şehrine ulaştı...

Ve şehrine ulaştı...

19.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

“Şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu... / Nâzım ve Vera, Moskova’dan İstanbul’a” adlı sergi, Nâzım Hikmet ile Vera Tulyakova’nın özel eşyasını ilk kez İstanbullularla buluşturuyor

Ve şehrine ulaştı...

Aslı Onat 

Hrant Dink’in ölüm yıldönümü olarak hafızalara kazınan 19 Ocak, çok sevdiği memleketinden farklı şekilde ayrı düşen bir başka aydını, Nâzım Hikmet’i de gündeme getiriyor.
Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu, bugünden itibaren “Şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu... / Nâzım ve Vera, Moskova’dan İstanbul’a” başlıklı sergiye ev sahipliği yapacak. Sergi adını Nâzım’ın 22 Aralık 1960 tarihli, “Veracığım, şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu, bir gül bahçesinde dinlendim senin sayende” dizelerinden alıyor. M. Melih Güneş’in küratörlüğünde hazırlanan ve Sadık Karamustafa tarafından tasarlanan sergiyle aynı adı taşıyan katalog ise, Güneş’in ve Tulyakova’nın kızı Anna Stepanova’nın yazılarını bir araya getiriyor.
Sergi mekanında Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova ile paylaştığı ve yaşamının son yıllarını geçirdiği, Moskova’nın 2. Pesçannaya Sokağı’ndaki evinden getirilen pek çok özel eşyayı görmek mümkün. Şair; sabahlığından pijamasına, yeleklerinden takım elbiselerine, cüzdanından telefon defterine, çoğu ilk kez sergilenen fotoğraflarından evlilik cüzdanına, daktilosundan bavuluna uzanan eşyasıyla adeta aramızda... Onun eşyasına Tulyakovanınkilerle yatak odalarının perdesi eşlik ediyor. Güneş , serginin oluşumunu şöyle anlatıyor:
“Arşivleri açtıkça karşımıza bu eşyalar çıktı. Nâzım’ın halkının görmesi gereken önemli belgelerin sergilenmesi gerektiğini düşündüm. Bazı giysilerin açık bavula konmuş oluşu, Nâzım ile Vera Moskova’dan İstanbul’a geliyormuş havası yaratmak istememizden kaynaklanıyor.
Vera’nın Nâzım’ın ölümünden sonra kullanmaya devam ettiği daktilonun yanı sıra Nazım’ın dinlediği istasyonları kırmızıyla işaretlediği radyosu, kız kardeşi Samiye Yaltırım’ın Vera’ya hediye ettiği aile yadigarı sarı işlemeli örtüyü de buraya koyduk.”
Serginin insanı en etkileyen ayrıntıları arasında Nâzım’ın ölüm belgesiyle banka hesap cüzdanı bulunuyor. Açık cüzdanın sayfalarında, öldüğünde şairin hesabında 32 ruble 85 kopik olduğu görülüyor.
Nâzım’ın imzasını taşıyan, çeşitli dillerde basılmış kitapları ve aralarında Yaşar Kemal’in de bulunduğu dostlarından şaire mektuplar da ilgiyle izleniyor. Şairin daha önce yayımlanmamış ya da pek bilinmeyen mektupları “Hasretle” adı altında; Vera’nın Nâzım’a yazdığı mektuplardan oluşan “Bahtiyar Ol Nâzım” adlı kitap ise bu ay Yapı Kredi Yayınları tarafından basılacak.
Güneş, Nâzım’ın bir senaryosundan çekilen ve adı Türkçeye “Hanene Barış Doğsun” olarak çevrilebilecek çizgi filmin de sergi kapsamında gösterileceğini, ayrıca Nâzım ve Vera’nın konuşmalarıyla şairin sesinden şiirlerin de dinlenebileceğini belirtiyor. Duvarlarda Nâzım - Vera çiftinin beraber şipşak çektirdikleri üç siyah - beyaz fotoğraf dikkat çekiyor. Ölüm döşeğindeyken Vera’nın başucundaymışlar hep...
Mekânda şairin 27 Nisan 1953 tarihli “Vasiyet” şiirini yeniden görüyoruz: “(...) Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni” dizesi hâlâ dimdik dururken, mezarının Türkiye’ye getirilmemiş olması daha da içimizi burkuyor.
22 Mart’a kadar.  (0212) 252 47 00

 

Serginin açılışına büyük ilgi

Serginin açılışı, dün akşam çok sayıda davetli eşliğinde yapıldı. Basının da yoğun ilgi gösterdiği serginin en dikkat çeken bölümü Nâzım ile Vera’nın evlerinden bir köşenin sergi salonuna yerleştirilmesi oldu.
Açılışa Vera’nın kızı Anna Stepanova, Ataol Behramoğlu, Doğan Hızlan, Vecdi Sayar, Tahsin Yücel, Mehmet Güleryüz, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, Sali Turan ve kültür sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı.