Kültür SanatTenes’in topraklarında, Dionysos’un huzurunda

Tenes’in topraklarında, Dionysos’un huzurunda

04.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Dört günde 12 tiyatro gösterimi biri de prömiyer. Atölyeler, partiler, konserlerle beraber Bozcada’nın bu yıl ilkine ev sahipliği yaptığı tiyatro festivali imdiden ikincisi için heyecan uyandırıyor.

Tenes’in topraklarında, Dionysos’un huzurunda

Seyhan Akıncı  - Bozcaada bir süredir en tatlı kaçış rotası ve mevsimsiz bir lokasyon. Aynı zamanda festivaller adası hâline de gelen Bozcaada’nın takvimine son olarak tiyatro dahil oldu. Bu yıl ilki Lemur Company ve K Bozcaada ortaklığında gerçekleşen Bozcaada Tiyatro Festivali’nde son güne gelindi. Sezonun çokça sevilen oyunlarının yanı sıra seçkisinde adada prömiyer yapan “Bir Alzheimer’ın Anıları” oyununu da barındıran festival dört günde 12 oyunla adayı bir devasa bir sahne hâline getirdi. Bozcaada’ya yeni bir soluk getiren festivali düzenleyicilerden Gediz Alper, Ataberk Öğe ve “Bir Alzheimer’ın Anıları”nda seyirci karşısına çıkacak Mustafa Kırantepe ile konuştuk. 

Haberin Devamı

Bozcaada bir anlamda festivaller adası… Artık bir tiyatro festivali de var. Bu yıl ilki gerçekleşecek Bozcaada Tiyatro Festivali fikrinin hikâyesini dinleyebilir miyiz? 

Bozcaada’da bahçemizde oyunlar oynatsak, çok sevdiğimiz Bozcaada’da tiyatro ile buluşsak diye düşündük. Hep dediğimiz gibi Tenes’in topraklarında daima coşkuyla kutlanan bağbozumunu Dionysos’un huzurunda tiyatro ile kutlamak istedik, öyle de oldu. 

Festival seçkisi dikkat çekiyor. Sezon içerisinde çokça sevilen oyunlar buluşacak tiyatroseverlerle. Bu seçkiyi hazırlarken neleri dikkate aldınız? 

Sezon boyunca izlemekten çok keyif aldığımız oyunları Bozcaada ile buluşturmak istedik ve seçki böylece ortaya çıktı. “Öfkenin Yakın Geçmişi”, “Akciğer”, “Harika Şeyler Listesi” gibi bol ödüllü oyunlarımızın yanı sıra prömiyerine ev sahipliği yapacak olmaktan gurur duyduğumuz “Bir Alzheimer’ın Anıları” da Bozcaada Tiyatro Festivali’nde. 

Haberin Devamı

Çocuk tiyatrolarına yer vermenizin özel bir anlamı var mıydı yola çıkarken? 

Çocukları da bu festivalde görmek istediğimiz için aslında… Onların katacağı rengi çok seviyoruz. Hatta tam da bu yüzden ödüllü oyunumuz “Soğuktan Korkmayan Tek Kuş” ve prömiyerini gerçekleştirecek olan oyunumuz “Pırt” ücretsiz sahnelenecek. 

Aralarında pek çok önemli ismin yer aldığı atölyeler oldukça dikkat çekiyor. 

Tiyatro atölyelerimiz, ücretli ve ücretsiz ada atölyelerimiz var, sayıları 30’a yakın. Tiyatro atölyelerimiz Murat Mahmutyazıcıoğlu, Bihter Gülgeç Saka, Emre Saka, Dicle Doğan, Güray Dinçol, Kayhan Berkin ve Engin Alkan gibi moderatörler tarafından yürütülüyor. Ada atölyelerimizi ise Adalı dostlarımız yürüttü. 

Tenes’in topraklarında, Dionysos’un huzurunda

“Bu işi neden yaptığımı sorgulatıyor”

“Bir Alzheimer’ın Anıları” prömiyerini Bozcaada Tiyatro Festivali’nde yapacak. Tek kişilik bir oyun. Son iki yılda çokça rastlıyoruz tek kişilik oyunlara… Tek başına sahnede olmanın zor ve varsa kolay yanları neler? 

Açıkçası ben de oyunu çalışırken gördüm ki pek kolay bir yanı yok. Sadece daha konforlu diyebiliriz. Sahne üzerinde sorumluluk hissedeceğiniz kendinizden başka bir partneriz yok. Ama seyirciniz her halükârda var ve ona karşı sorumluluğunuz eksilmezken daha da artıyor. Ama bu zaten bütün tiyatro oyunları için gerekli. Çünkü tiyatro sanatının kendini eyleyebilmesi için gerekli en büyük iki asal; seyirci ve de sahne eylemidir. Ama tek başına olmanın zor tarafı yalnız, sırtınızı dayayabileceğiniz bir sahne arkadaşınızın olmaması. Tabii bu aynı zamanda korkutucu da bir şey. Öyle arkasına saklanacağınız bir dekor, müzik ve de ışık olmaksızın çırılçıplak bir oyunculukla sahnede öncelikle var olmak ve var edebilmek. Ama sanırım her oyundan önce bu işi neden yaptığını sorgulatıyor olması ayrıca bir soru işareti. Bu soru işaretinin etrafında kendini zorluyor olabilmek ve birebir seyirciye derdini, kurmak istediğin cümleyi söyleyebilmek de ayrıca mazoşistçe bir keyif sanırım. 

Haberin Devamı

Metni okuduğunuzda neler hissettiğiniz? Nasıl bir ilişki kurdunuz hikâyeyle? 

Metin gerçek hikâyelerden oluşuyor. Beni etkileyen en özel kısmı bu. Ayrıca bu metin oyuncu arkadaşım Sabahattin Yakut tarafından benim için yazıldı. Sabahattin aynı zamanda oyunumuzun yönetmeni. Bu yönüyle de ikimizin ortak hisleriyle harmanlanmış oldu biraz da. Oyundaki hikâyelerin gerçekliği herkesin mutlaka kendinden, çocukluğundan bir şey bulacağı özel bir alan da oluşturuyor seyirci için. Aslına bakarsanız metinle buluştuğum andan bu yana sanki benim başımdan geçmiş hikâyeleri anlatıyor gibiyim. Bu da keyifli ve samimi trajikomik bir oyun çıkardı ortaya.