23.01.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:
MELİSA VARDAL - “Güç ve Kırılganlık” adını taşıyan sergi, Düsseldorf Sanat Akademisi mezunları Nadine Sengstock ve Hanna Effen’in soyut resme getirdikleri özgün bakış açılarını sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Soyut formların dünyasında, güçlü olduğu kadar kırılgan bir yolculuğa çıkaran sergide iki genç sanatçının eserleri, soyutlamanın sınırlarını zorlarken, izleyiciyi derin düşüncelere ve kişisel yorumlara davet ediyor. Serginin küratörü Levent Çalıkoğlu, bu iki yetenekli ismi bir araya getirme fikrinin, Merkür Galeri kurucusu Sabiha Kurtulmuş ile Düsseldorf Sanat Akademisi’nin 250’nci yılını kutlama amacıyla doğduğunu belirtiyor. Almanya’da büyümüş ve Alman sanat ekolüne yakınlık duyan Çalıkoğlu, “Güç ve Kırılganlık” sergisiyle iki ülke arasındaki sanatsal diyaloğa katkı sağlamayı amaçladıklarını ifade ediyor. Sergide iki sanatçı soyutlamaya farklı perspektiflerden bakıyor. Effen, soyut formları insanlar arası ilişkilerde bir görsel iletişim aracı olarak kullanıyor. Sengstock tanıdık soyut formların algımızdaki bulanık ve tanımlanması güç etkilerini inceliyor. Effen, tuval üzerindeki grafiksel formlar aracılığıyla zamanın öznel kaydını ve ilişkileri sorgularken Sengstock ise sembolik formların anlamlarını ve insandaki karşılıklarını araştırıyor.
‘İçerik odaklı bir yapı’
Levent Çalıkoğlu, soyutlamanın insan doğasının özünde var olan sınırsız bir imgelem olduğunu vurguluyor. Kandinsky ile başlayan soyut resmin 120 yıldır sürekli olarak yenilendiğini ve değiştiğini ifade eden Çalıkoğlu, günümüzde soyut resmin renk ve çizgiden ibaret bir anlayışın ötesine geçerek, ‘içerik’ odaklı bir yapıya büründüğüne dikkat çekiyor. “Güç ve Kırılganlık” sergisinin de soyut resim ile içerik arasında nasıl bir bağ kurulabileceğine dair iki farklı ve özgün yaklaşım sunduğunun altını çizen Çalıkoğlu’na göre her iki yaklaşım da görsel olarak tanıdık ve aşina gelenin ortaya çıkmasında belirleyici olan kişisel ve toplumsal kodlara açılıyor.