09.10.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gizem Çetimen
Milliyet Gazetesi tarafından bu yıl 31. kez düzenlenen 2020 Haldun Taner Öykü Ödülü’ne Nurhan Suerdem “Maruzatım Var” adlı öykü kitabı değer görüldü. Suerdem öykülerinde yalnızlık, kadın olmak, yaşlılık endişesi gibi konuları mercek altına alıyor. Öykülerini 2013 yılında kaleme almaya başlayan ve geçen yıl ilk öykü kitabı ‘Maruzatım Var’ İletişim yayınları tarafından yayımlanan Suerdem ile yazın hayatını, kitabını ve kazandığı ödülü konuştuk.
Çeşitli şirketlerde genel müdürlük ve danışmanlık yapmışsınız. Tüm bunları bırakıp öykü yazmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında başlangıçta öykü yazmayı düşünmüyordum. 50 yıl boyunca süren yoğun çalışma düzeninden sonra işimi bırakmaya karar verdim. İşten ayrıldıktan sonra boşlukta kalınca ne yapcağımı bilemedim. Çok okuyordum, yazılar da yazıyordum. Arkadaşlarım beni öykü ve roman yazma konusunda teşvik etti. Sonrasında da yaratıcı yazarlık kursuna yazıldım. Benim hikâyem de böyle başladı. 2013’ten bu yana yazıyorum.
Öykülerinizi yazarken nelerden ilham alırsınız?
Günlük yaşamdan, insanların sorunlarından, gündeme getirilmeyen şeylerden ilham alıyorum. Öykülerim daha çok benim okuduklarım, şahit olduklarım karşısındaki tepkilerimden oluşuyor.
‘Çok sesli bir kitap’
Kitabınızın isminin bir hikâyesi var mı? Ya da kimlere ve nelere maruzatınız var?
“Maruzatım var”, aslında birine sunulan dilekçe bilgi anlamında. Ama benim “Maruzatım Var” ibaresi adli hukuk hakimliğinde halime yazılan yazıda geçiyor. Ben aslında öykü yazarak bu bilgileri, itiraz ettiğim konuları okura aktarmak istedim. Dolayısıyla okuru benim karşımda maruzatımı sunacağım insanlar olarak gördüğüm için “Maruzatım Var” dedim.
Kitabınızı nasıl tarif edersiniz?
Kitap, 10 öyküden oluşuyor. İçinde değişik karakterlerin, değişik insan ilişkilerinin ve farklı seslerin olduğu bir kitap. Çok sesli bir kitap diyebilirim.
‘Gurur veriyor’
Haldun Taner Öykü Ödülü’ne katılmaya nasıl karar verdiniz?
Yayınevim teklif etti. Ben Haldun Taner’i önce tiyatrolarıyla ve yazılarıyla tanıdım. Çok üzülüyorum ama en son da öyküleriyle tanıdım. Haldun Taner kişiliğiyle, duruşuyla, sahip olduğu özellikleriyle benim için çok önemli bir insandı. Bu yüzden de bu yarışmaya katılıp bu ödülü almak bana çok büyük bir gurur veriyor.
Bu ödülü aldığınızda neler hissettiniz?
Yarışmanın sonucunu öğrendiğimde de çok heyecanlandım ve ağladım. İnanılmaz bir şeydi benim için.
‘Anlatacak çok şeyim var’
Yazın hayatınıza bundan sonra öykü yazarak mı devam edeceksiniz yoksa farklı türlerde mi yazmayı düşünüyorsunuz?
Öyküyle başladım yazmaya. Neden öyküyle başladım? Çünkü yaşım geç ve anlatacak çok şeyim var. Roman yazmak uzun bir süreç. Üç, dört yılınızı harcıyorsunuz ve bir konu üzerinde çalışıyorsunuz. Ama ben birçok konuyu 10 öyküde anlatabiliyorum. Bu yüzden de öyküyü tecih ettim. Aslında tercih de değil öykü olarak çıktı benden. Şimdi bir öykü yazmaya devam ediyorum. Yarın öbür gün bunlardan bir tanesi novella olabilir. Novelladan belki romana evrilir. Bunların hiçbirini bilemem. Zaman ne getirirse. Belki de hep öyküyle gider. Ama şunu biliyorum ki şiir yazamam.