08.09.2021 - 11:00 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - Milliyet.com.tr Bir buçuk yılı aşkın bir süredir tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle kültür-sanat faaliyetleri büyük sekteye uğradı. Dünya genelinde 2020 yılından bu yana sayısız festival ve tekil etkinlik iptal edildi ya da ileri bir tarihe ertelendi. Özellikle kapalı salonlarda gerçekleştirilen etkinliklerin salgının yayılmasında kritik bir noktada bulunması nedeniyle geçtiğimiz yılın bahar aylarından itibaren konserler, tiyatrolar ve film gösterimleri büyük oranda gerçekleştirilemiyor.
Aşı çalışmalarının sonuç vermesiyle birlikte 2021'in ilk günlerinden itibaren dünyanın pek çok ülkesinde aşılama kampanyaları başlatılmış durumda. Aşılama çalışmalarının hız kazanmasıyla sonucunda pek çok ülke sosyal aktivitelere uygulanan kısıtlamaları gevşetmeye ya da tamamen kaldırmaya başladı. Kültür-sanat etkinlikleri ve spor müsabakaları da bunların arasında yer alıyor.
"İZLEYİCİ SAYILARINAA ETKİSİ OLUMLU OLACAĞINA İNANIYORUM"
Dünyanın çeşitli ülkelerinde sanat etkinlikleri ve yolculuklarda uygulanan aşı şartı 6 Eylül 2021 tarihi itibarıyla Türkiye'de de başladı. Alınan karar doğrultusunda kapalı salonlarda gerçekleştirilecek etkinlikler ve şehirler arası yolculuklarda aşı ya da PCR Testi zorunluluğu uygulanıyor. Karar uzun bir süredir kapalı kalan sanat mekânları tarafından olumlu karşılandı. Benzeri bir uygulama Haziran 2021'deki Avrupa Futbol Şampiyonası'nda da gerçekleştirilmişti. Statlara sadece çift doz aşısı bulunanlar alınmıştı. Sonrasında bu uygulama sanat etkinliklerinde de uygulanmaya başlandı.
Halihazırda açık hava alanlarda gerçekleştirilen 49. İstanbul Müzik Festivali ve 28. İstanbul Caz Festivali'ni düzenleyen İKSV'nin Genel Müdürü Görgün Taner, yeni uygulama hakkında şunları ifade etti:
Kapalı veya açık her mekânda bu kararı destekliyorum. Önce sağlık gelir. Bu uygulama ile etkinliklere katılanlar kendilerini daha rahat hissedecektir ve bunun da izleyici sayılarına olumlu etkisi olacağına inanıyorum. Etkinliklere katılımın artması, pandeminin büyük bir bölümünü kapalı geçirmek durumunda kalan kültür-sanat mekanlarına ve bu dönemde büyük zorluklar yaşayan kültür-sanat çalışanlarına olumlu yansıyacaktır. Bu uygulamayı kültür sanat hayatının sağlıklı devam etmesi için gerekli buluyorum. İngiltere, İtalya, Fransa, Hollanda, Almanya, Singapur, Yunanistan, İtalya ve İsviçre gibi pek çok ülke benzer uygulamaları devreye soktu ve sokmaya devam ediyor.
Kararın yurt dışındaki örneklerine dikkat çeken Görgün Taner'in yanı sıra yıl boyunca çok sayıda etkinliğe imza atan Borusan Sanat'ın Müdürü Aydın Dorsay da 6 Eylül itibarıyla başlayan uygulama hakkında görüşlerini paylaştı.
Öncelikle, uzun bir aradan sonra izleyicilerimizle yeniden bir araya geleceğimiz için çok mutluyuz. Bu bağlamda, alınan kararlar Türkiye’deki bütün spor, sanat ve kültür etkinlikleri için geçerli olan kararlardır ve bizim de uymamız gerekmektedir. Kapalı mekânlara izleyicilerin alışması zaman alacaktır. Bunun için biz, Sağlık Bakanlığı'nın kurallarına uygun şekilde hazırlıklarımızı yapıyoruz.
Dokuzuncu sezonu kapsamında kapılarını sanatseverlere açmaya hazırlanan Zorlu Performans Sanatları Merkezi Genel Müdürü Filiz Ova konu hakkında şu açıklamalarda bulundu:
Yeni başlayacağımız 9. sezonumuzda pandemin yarattığı ruh halini geride bırakmak ve yeni deneyimler keşfetmek için #dünyandeğişsin diyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz dünyayı değiştirmeye aşı ile başlayabiliriz. Özellikle pandeminin başından bu yana iyileştirici olan kültür sanat sektörünün aşı kararsızlığına karşı da birleştirici rol oynayacağına inanıyorum. Live Nation’ın Lollapalooza’da yaptığı araştırmada festival katılımcılarının %12’sinin sadece etkinliğe katılabilmek için özel olarak aşı olduğunu belirtmesi bunun çok güzel bir örneği. Daha önce aşı olmaya sıcak bakmayan bireylerin; etkinliklere gidebilmek ve sosyal hayata karışabilmek için kültür sanat oluşumları sayesinde davranış değişikliğine gittiğini ve güven kazandığını görüyoruz.
Ayrıca sadece etkinlikleri izlemek için değil; sahnelerin var olmaya devam etmesi için de aşının yaygınlaşması gerekiyor. Aşı sayesinde tam kapasiteye geçiş imkanı olması sektörümüzün ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilirliği için kritik önem taşıyor. Etkinlikleri sadece yarı kapasite ve oturmalı olarak gerçekleştirmek, bizim gibi, geniş bir yelpazede etkinlik yapan ve etkinlik hacminin önemli bir bölümü uluslararası etkinlikler olan yerler için uzun vadede mümkün değil. Alice gibi büyük bütçeli müzikal prodüksiyonların gelir modellerinde de izleyici ölçeği önemli bir rol oynuyor. Şu aşamada aşı aynı zamanda turne gerçekleştirecek sanatçıların rotalarını belirlemede de büyük etki yaratacaktır. Ülke olarak aşılama oranlarımız arttıkça uluslararası sanatçıların ve organizasyonların da takvimlerinde daha fazla yer almaya başlayabileceğiz.