Kültür Sanatİstanbul’u gören bir daha unutmaz

İstanbul’u gören bir daha unutmaz

26.01.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:

Ömer Koç’un eşsiz kitap koleksiyonundan özel bir seçki “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” adıyla sergi oldu. Sergide 16. YY’dan günümüze Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul temsilleri ezber bozan bir İstanbul kütüphanesi kuruyor.

İstanbul’u gören bir daha unutmaz

Seray Şahinler  - Ömer Koç’un eşsiz kitap koleksiyonundan yeni bir İstanbul tarihi yazıldı. Koleksiyondaki 300 özel kitapta yer bulan İstanbul izleri sergi oldu. Meşher’de açılan “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” adlı sergi fantastik öykülerden grafik romanlara, bilim kurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor. 

Haberin Devamı

Voltaire’den Woolf’a 

Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in küratörlüğünde, Meşher’in iki katına yayılan sergi renkli bir İstanbul masalı yazıyor. Sergide 16. YY’dan günümüze farklı zamanlarda ve edebî türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini görüyoruz. Hem İstanbul’u konu alan hem yolu bir şekilde İstanbul’dan geçen kitaplar bunlar. 

“Hikâye İstanbul’da Geçiyor”, Voltaire’in “Candide”inden Lord Byron’ın “Don Juan”ına, Virginia Woolf’un “Orlando”sundan Pierre Loti’nin “Aziyadé”sine ve Ian Fleming’in efsane serisi “James Bond”a kadar Batı edebiyatının yolu İstanbul’dan geçen karakterlerinin izinde bir yolculuğa davet ediyor izleyiciyi. Victor Hugo, William Butler Yeats, Jules Verne gibi ünlü şair ve yazarların İstanbul tasvirlerini hatırlatırken yeni yapıtların keşfedilmesi için de bir kapı aralıyor. 

Haberin Devamı

Serginin en eski kitabı 1547 tarihli Bertrand de La Borderie’e ait “Konstantinopolis Seyahati Üzerine Konuşma”. 2000’lerde yayımlanan yeni inceleme kitaplarıyla birlikte süreç bugüne ulaşıyor. Victor Hugo’nun “Doğululuklar”, William Plat Ball’ın 1872 tarihli “Türkiye’den Şiirler”, Mme. A. Prevost’un “Boğaziçi’nde Yetim Kızı”; Jean Bell’in “Topkapı’daki Hamam”, Raoul de Navert’nin “Boğaz’ın Akbabaları” öne çıkan yapıtlar arasında. 

Topkapı’dan görüntüler 

Sergideki bazı önemli kitaplar disiplinerarası bir yaklaşımla zenginleşmiş. Burada kitap-film ilişkisi öne çıkıyor. Eric Ambler imzalı “Gün Işığı” kitabı örneğin… “Gün Işığı”, Ambler seçkisinin zengin eserlerinden biri çünkü roman, 1964’te “Topkapı” adıyla sinemaya uyarlanıyor. Çekimleri 1963’te İstanbul’da yapılan filmden görüntüler de kitaba ayrılan özel bölümde gösteriliyor, filmin orijinal afişi ise yine Koç’un koleksiyonundan. Videoda İstanbul yine en güzel, en romantik hâliyle seyirciyi selamlıyor. Yine sergiden öğrendiğimize göre “Topkapı” filminin çekim haberleri basında birinci sayfalara yansımış… 

İstanbul denince Pierre Loti’siz bir seçki düşünülemez elbette… Sergide Pierre Loti için dört özel vitrin yapılmış. Yazarın ilk kitabı “Aziyade”nin ilk baskısı, II. Abdülhamid’in kendisine Yıldız Sarayı’nda hediye ettiği elmas taşlarla süslü tütün tabakası, Fransa’daki evinin Türk odasından görüntü ve Peyami Safa’nın kendisini eleştiren köşe yazısı da sergide. 

Haberin Devamı

İlk baskı kitaplarıyla birlikte sergide yer bulan ünlü Fransız yazar Claude Farrere’nin 1922’deki İzmir ziyaretinde Atatürk ile çekilmiş fotoğrafı da serginin ilginç detaylarından biri. 

Munchausen sarayda 

Alman yazar Rudolf Erich Raspe’nin meşhur “Baron Munchausen’ın Maceraları” da hem kitabıyla hem filmiyle sergide yer bulan önemli eserlerden. Fantastik şeyler yaşayan Munchausen, abartılı hikâyelerle efsaneleşiyor. Bir Alman subayı olan ve Osmanlı’ya karşı savaşan Munchausen, önce esir düşüyor sonra padişah ile dostluk kuruyor. 1866’da yayımlanan kitap, 1943’te, Nazi döneminde dönemi için çok büyük bir bütçeyle filme uyarlanıyor. Kitap 1980 yılında Milliyet Çocuk tarafından “Çılgın Baron” adıyla çizgi roman olarak okurlara hediye edilmiş. 

Sergi sadece İstanbul kitaplarını değil, kitapların tarih aralığındaki dönemi de takip eden tamamlayıcı obje ve belgeler de sunuyor. Yeniçerileri tasvir eden figürler, II. Mahmud’u yeni ordu üniformasıyla gösteren Henri-Guillaume Schlesinger imzalı yağlı boya tablo, şarkta savaşı gösteren renkli taşbaskı tombala kartı, Birinci Dünya Savaşı’ndan top mermileri, yine savaşta Avrupa’yı hicveden haritalar, kartpostallar ve mektuplar bunlardan bazıları… Böylece romanın yazıldığı, filmin çekildiği atmosfere çok yönlü bir bakış sunuyor. 

Haberin Devamı

Kurmaca ve gerçeğin iç içe geçtiği romanlar, izleyiciye de gerçeklikle kurgu arasında bir okuma alanı yaratıyor. Ve bütün izler birleşerek bugünden bir kültür ve şehir tarihi kitabı yazdırıyor aslında. Sergide yer alan 1810 tarihli bir el yazmasındaki “Pera’yı gören, bir daha unutmaz” ifadesi İstanbul aşkını anlatmaya yetiyor. 

James Bond’a ilham verdi

Serginin renkli vitrinlerinden birinde de Ian Fleming’in “James Bond”u var. Serinin İstanbul’da geçen beşinci kitabı “Rusya’dan Sevgilerle” ilk baskısıyla ve filmin çekildiği dönemde Türk basınına yansıyan haberleriyle yer buluyor. Küratör Şeyda Çetin, “Fleming, karakterlerini yaratırken İstanbul’dan ilham aldığını söylüyor. Serinin beşinci kitabı da ağırlıklı olarak burada geçiyor. Fleming filmi 1963’te çekmiş ve İstanbul’dan bir cazibe merkezi olarak da etkilenmiş” diyor.

Haberin Devamı

Selim İleri’nin son yazısı

Meşher’de sergideki kitaplardan uyarlanmış filmlerden seçki de sunulacak. Gösterimlerin yapılacağı katta yer alan okuma bölümlerinde de sergide orijinalleri görülen kitapların Türkçe çevirilerini incelemek mümkün olacak. Sergi için bir de özel yayın hazırlandı. Katalogta 8 Ocak’ta kaybettiğimiz Selim İleri’nin, seçkideki kitaplardan kişisel tarihinde yer etmiş olanlara değindiği “Ölümsüz İstanbul” başlıklı yayımlanan son yazısı bunuluyor.