10.04.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - 44’üncü yaşına yeniliklerle giriyor İstanbul Film Festivali. Başlıca değişiklik bu sene Ulusal Yarışma’nın olmaması. Yerli yapımlar, yabancılarla birlikte Altın Lale için yarışacak. Hatırlanacağı gibi 2017 ve 2018’de Antalya Altın Portakal Film Festivali benzer uygulamayı hayat geçirmiş, sonrasında Ulusal Yarışma geri dönmüştü. Bu sene İstanbul’da ilk kez uygulanacak çatı sistemi nasıl sonuç verecek, göreceğiz. Festivalin programı ise yine keşiflere açık yapımlarla dolu. Hem izlediklerimizden hem de izlemek istediklerimizden bir kılavuz hazırladık.
“Drømmer/Hayaller”: Norveçli sinemacı Dag Johan Haugerud’ün bu sene Berlin’de Altın Ayı kazanan filmi, festivalin en iddialı yapımlarından. Festival, sinemacıyı İstanbul’da ağırlarken son filmi ile birlikte toplam altı filmlik retrospektif de düzenliyor. Bu sayede Haugerud’ün sinemasını yakından tanıma fırsatı bulacağız.
“Saykoterapi”: Tolga Karaçelik’in yazıp yönettiği dördüncü ve İngilizce çekitiği ilk filmi “Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikâyesi”, vizyona girdiği ABD’de fena yorumlar almadı. Oyuncu kadrosunda Steve Buscemi gibi bir yıldızın da bulunması heyecanımızı artırıyor.
“Eno”: Sadece müzikseverlerin değil tüm sinema meraklılarını cezbedecek bir Brian Eno belgeseli. Çünkü her gösteriminde farklı bir deneyim yaşatıyor seyirciye. “Eno”, Gary Hustwit ile yaratıcı teknoloji uzmanı Brendan Dawes’in geliştirdiği “Brain One” adlı üretken yazılımı kullanıyor. Bu özel yazılım Hustwit’in Eno ile yaptığı röportajları, Eno’nun gün yüzü görmemiş görüntüleriyle yayınlanmamış müziklerinden parçaları her gösterimde farklı bir sıraya diziyor. Böylece filmin her gösteriminde farklı müziklerle farklı sahneler farklı bir sırayla perdeye geliyor.
“Gündüz Apollon Gece Athena”: 37. Tokyo Film Festivali Asya’nın Geleceği Bölümü’nde En İyi Film seçilen yapım, Emine Yıldırım’ın ilk uzun metrajı. “Düş Gezginleri”nden yıllar sonra Lale Mansur ve Deniz Türkali’yi bir araya getiren film, sıra dışı bir hayalet hikâyesi ekseninde umutlu bir manevi yolculuğa davet ediyor bizi.
“Amansız Yol”: Her sene bir yapımın restore edilmiş kopyasını bizlerle buluşturan festival, bu yıl perdeye “Amansız Yol”u getiriyor. Ömer Kavur imzalı bir yol filmi olan yapım, 40’ıncı yılında yeniden sinema salonlarına dönüyor. Kadir İnanır, Zuhal Olcay, Yavuzer Çetinkaya ve o zamanın çocuk oyuncusu Mine Çayıroğlu’nu bugünün gözüyle izlemek ilginç bir deneyim olacak hiç kuşkusuz.
“O Da Bir Şey Mi”: “Kraliçe Lear”dan altı sene sonra bir Pelin Esmer filmi izleyeceğiz. Dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yaptı. İstanbullu ünlü bir yönetmen ile kaldığı otelde kat görevlisi genç kızın ilişkisini anlatan filmin oyuncu kadrosu tam bir yıldızlar geçidi: Timuçin Esen, Merve Asya Özgür, İpek Bilgin, Nur Sürer, Mehmet Kurtuluş, Şebnem Hassanisoughi, Asiye Dinçsoy, Sermet Yeşil…
“2073”: Asif Kapadia belgesel türüne bambaşka bir boyut ve popülerlik getirdi. Ayrton Senna, Amy Winehouse ve Maradona belgesellerinden sonra “2073”te bir nevi ‘bilim kurgumsu’ belgesele imza atıyor. Chris Marker’ın “La Jetée”sinden esinlenen Asif Kapadia, “2073”ü kıyametvari gelecekten gelen bir uyarı olarak tasarlamış. İnsanlığı, dünyanın hem ateşler içinde hem de sular altında kaldığı bir gelecekle yüzleştirmek istemiş.
Ünlü oyuncu Nilsu Berfin Aktaş, son paylaşımıyla sevenlerini şaşırttı.