Habip Aydoğdu Avusturya’daHabip Aydoğdu, son dönem resimlerini Avusturya’nın Feldkirch kentindeki, dünyaca ünlü ressamlarla çalışan Galeri Sechzig’de sergiliyor. AYŞE SU SELHabip Aydoğdu, içinde yaşadığımız ve artık altını çizmeye gerek duymadığımız karmaşaların resmini yapan ressam,
dünya çapında bir isim olma yolunda. Yarın, yaşadığı Ankara’dan çok uzakta, dilini bilmediği bir ülkenin bir galerisinde sergisinin açılışında konuşmayarak çok şeyler anlatacak. Neleri mi? 11 Eylül sonrası tüm insanlığın içine düştüğü o bunalımlı ve kutupsuz kaosu, anlatıcı olmadan resmin kendisi ve an’ı resimlerken yakaladığı tesadüfleri, içten ve dürüst bir ressam olarak bir akımın ya da bir grubun değil de kendi kendinin ressamı olmanın sırlarını ve resmin nasıl evrensel bir dil olduğunu...
Aydoğdu, Galeri Sechzig’in sahibi Gerold Hirn’den gelen teklife önce nasıl soğuk baktığının hikayesini şöyle anlatıyor:
"Atölyemin içinde bir oraya bir buraya volta atan galerici Gerold ile tercüman aracılığıyla konuşuyoruz. ‘Aradığımızı buldum’ diyor, başka bir şey demiyor. Ben daha önce Stutgart’ta açtığım sergideki resimleri Türkiye’ye geri sokarken gümrük sorunuları yaşadığımdan ve 13 bin dolarlık bir vergi ödediğimden bir daha yurt dışında sergi açmamaya niyetliyim. Ancak Gerold ısrar ediyor. ‘Siz götürün, siz geri getirin resimleri,’ diyorum. ‘Tabii’ diyor, ‘Bunlarla bakanlık ilgilenir’. ‘Tamam’ diyorum bu sefer. Amelie ile (Edgü), bu konuyu bir sohbet esnasında konuşana kadar Bay Hirn’in çok önemli bir galerici olduğundan ve resimlerini çok sevdiğim Richard Serra ile çalıştığından haberim bile yok."
Trendlerle, dünyanın en iyi ressamlarının ve galerilerinin top ten listeleriyle ilgilenmeyen Habip Aydoğdu, 20 yılı aşkın bir süredir resim yapıyor, bununla yaşıyor ve tuvalinde kendi bildiğini okuyor. Aydoğdu, 20 yılı aşkın bir süredir tuvalinde anlattıklarını, kaosu ve bunun içinde yaşayan insanlığın çığlığını, Batılı sanatçıların da 11 Eylül’den sonra yaşadığını ve böylelikle artık onların resimleriyle bir ortaklık içinde olduğunu görüyor:
"Yıllardır, bu meselerle uğraşıyorum. Biz zaten şiddeti kanıksamış bir coğrafyada yaşıyoruz. Ama Batılı sanatçılar özellikle Amerikalı sanatçılar bununla daha yeni karşılaşmış durumdalar. Avrupa da, Amerika da disiplinli ortamlarıyla, kendilerine güvenen sanatçılar ve bireyler yetiştirmişlerdi ki, 11 Eylül terör olayları bunu tersine çevirdi. Şimdi özellikle gelişmiş ülkelerdeki birey de tıpkı az gelişmiş ülkelerdeki birey gibi güvensiz oldu. Onun kaosuna girdi. Bu da benim görüşüme göre Batılı galericinin ve izleyicinin bundan birkaç yıl öncesine göre benim resmime olan tavrını değiştirdi."
Resminde bugün geldiği noktayı geçmiş resimlerinin toplamı ve fazlası olarak özetleyen sanatçı, yeni sanatçılara ifade biçimleri ne olursa olsun dünyayı izlemelerini, çağı iyi bilmelerini böylelikle sanatlarında neyi yok edeceklerini fark edeceklerini öğütlüyor. Çünkü "Neyi yok edeceğini bilirsen kendini daha çok ortaya koyuyor ve göze aldıklarının hesabını daha iyi verebiliyorsun". Akademilerde verilen sanat eğitimine de körü körüne inanmamak gerektiğini söyleyen Aydoğdu, "Resim kitaptan değil, ressamdan öğrenilir" diyor.
Habip Aydoğdu, yarın herhangi bir hikâye anlatmayan, fırçası, rengi ve kurduğu yapıyla resmin kendi hikâyesinin yer aldığı resimleriyle Avusturya sanat çevresini içinde bulundukları durumla yüzleştirecek. Bu ay sonunda ise Bilim Sanat Galerisi tarafından editörlüğünü Amelie Edgü’nün yaptığı 300 sayfalık sanat kitabıyla sanatseverlerin kütüphanelerinde yerini alacak.
KÜLTÜR & SANAT