11.04.2013 - 13:51 | Son Güncellenme:
Festivalde Dün
TARİH, SUÇLULUK VE GEÇMİŞ GÜNAHLARA DAİR
Altın Lale Uluslararası Yarışma filmlerinden Ölü Avrupa, yönetmeni Tony Krawitz’in katılımıyla gösterildi. İncil ve Oedipus gibi büyük edebi metinlerden esinlenerek Christos Tsiolkas’ın romanını uyarladıklarını söyleyen Krawitz, bu metinlerde söylendiği gibi günahların “babadan oğula” geçtiğine inandığını, günahların bedelini çocukların, ülkelerin geçmişteki suçlarının bedelini toplumların ödediğini söyledi. Özgün romanın sinemaya uyarlanabileceğini kimsenin düşünmediğini, üzerinde dört yıl çalıştıkları bu filme, romanda yer alan birçok “Avrupa sıkıntısının” dahil edilmediğini söyledi. Filmin yönetmeni Tony Krawitz ile yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/681
BABASIZ BİR HAYAT
Altın Lale Ulusal Yarışma filmlerinden Köksüz’ün gösterimine yönetmen Deniz Akçay Katıksız film ekibiyle birlikte katıldı. Yönetmen filmde kendi hayatından kısımlar olsa da filmdeki karakterlerin kurmaca olduğunu, oyuncularla birlikte filmin hazırlık sürecinde doğru tonu tutturabilmek için çok çalıştıklarını söyledi. Deniz Akçay Katıksız’ın bu ilk sinema deneyimiyle ilgili fikirlerini paylaştığı röportaja buradan ulaşabilirsiniz:
http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/689
ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUK AİLENİN İÇİNDE DEKOR GİBİ
Cemil Ağacıkoğlu, Altın Lale Ulusal Yarışma bölümündeki Özür Dilerim filminin gösterimine film ekibiyle birlikte katıldı. Ağacıkoğlu filmi yapma süreci ve amacıyla ilgili şunları söyledi: “Zihinsel engelli çocuklar ailenin içinde dekor gibi duruyorlar. O yüzden engelli bir karakterin değil, bir ailenin hikâyesi bu film. 6 yıl önce bir fotoğraf çekiminde 40 otistik çocukla çalıştım. Böyle bir film yapma fikri ilk o zaman aklıma düştü. Filmi bir “kamu spotu” olarak düşünmedim, kalbimden geçtiği için yaptım.” Güven Kıraç da role hazırlanma sürecinde iki yıl boyunca okullarda ve evlerde çocuklarla zaman geçirdiği ve sonra bir yıla yakın zamanı kendine rol model belirlediği zihinsel engelli bir çocukla geçirdiğini söyledi. Yönetmen Cemil Ağacıkoğlu ile yapılan söyleşiye buradan erişebilirsiniz:
http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/692
90’LI YILLAR TÜRKİYE’NİN EN KOKUŞMUŞ YILLARIYDI
Bu yıl “Sinemada İnsan Hakları Ödülü” için yarışan ve “Seyfi Teoman İlk Film Ödülü” için değerlendirilecek filmler arasında yer alan Ali Aydın’ın Küf filminin dünkü gösterimi, yönetmen ve filmin oyuncuları Ercan Kesal ile Tansu Biçer’in yanı sıra film ekibinin geniş katılımıyla gerçekleşti. Aydın, filmde iyi bir sinema dili oluşturmak için görüntü yönetmeniyle birlikte ciddi bir ön hazırlık süreci geçirdiklerini, filmin ana temasının beklemek olduğunu, 18 yıl boyunca bekleyen ana karakterin dünyasını anlatabilmek için sinematografiyi seyirciyi sıkmak pahasına da olsa sabit kadrajlı uzun sahneler üzerine kurduklarını söyledi. Filmin isminin neden “Küf” olduğu sorusu üzerine yönetmen “Bence 90’lı yıllar Türkiye’nin en zor yıllarıydı; var olan çürümüş ve kokuşmuş sistemi vurgulamak için bu ismi verdim” dedi. Ali Aydın’la yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/682
ÇUKUROVA’DA ÇOCUK İŞÇİLER
Ömer Can’ın Toprağa Uzanan Eller filmi ekibin katılımıyla gösterildi. Yönetmen Ömer Can, filmdeki çocukların durumunu merak eden bir izleyiciye “Toprak ve Toprak gibi çocuklar filmdeki hayatlarına devam ediyorlar maalesef.” cevabını verdi. Senaristlerden Eda Tezcan, filmi çocukların gözünden Çukurova’yı, işçi olmayı anlatmak için yaptıklarını söyledi.
ÇEMBERİN İÇİNDE
“Yeni Türkiye Sineması” bölümünde yer alan Deniz Çınar’ın İçimdeki Çember filminin gösteriminin ardından filmin oyuncusu Coşkun Çetinalp soruları cevapladı. Karadeniz yaylalarında yaklaşık 30 günde tamamladıkları filmin, bugüne kadar Anadolu’da hep dalga geçilen ve dışlanan Yezidi halkı ile ilgili bir film olduğunu söyleyen oyuncu, Yezidilere ve filmde gördüğümüz “Yezidi Çemberi”ne dair bildiklerini paylaştı.
YOLUN BAŞINDA
Türkiye’den ve Ermenistan’dan gelip Muş ve Gümrü’de Ermeni yaşamının izlerini sürerken uzlaşmaya çalışan gençlerin yolculuğunu anlatan Yolun Başında filminin yönetmeni Somnur Vardar, kurgu sürecinin zorlu geçtiğini konu böylesine hassas ve ağırken belgesel için konuştukları herkese karşı adil olmaya çalıştıklarını, kimin hangi cümlesine yer vereceğine karar vermenin zor olduğunu söyledi.
HABİP AMCA FESTİVALDE
Böyle Söyledi Habip filminin karakteri Habip Amca filmin dünkü gösteriminde yönetmen Münir Alper Doğan’la birlikte Pera Müzesi Salonu’ndaydı. Doğan, babası aracılığıyla Habip amcayla tanıştığını, öyküsünün ilgisini çekmesi ve onun da kendisini anlatmak istemesiyle bu belgeselin ortaya çıktığını söyledi. Habip amca ise söze “Ben konuşurken kişiyi ele almam, Türkiye genelinde konuşurum” diye başladı ve belgeselde konuştuğu gibi devam ederek gerçekte kim akıllı kim deli soruları üzerine düşündürdü.
90’LI YILLAR MEDYASI
Sami Solmaz 90’lı yıllarda medyada uygulanan sansür ve otosansürle ilgili gazetecilerin anlattıklarını belgelediği Savaşın Tanıkları’nın gösterimi sonrasında şöyle dedi: “Bu filmi bu ülkede 30 yıldır süren savaşın bilinmesi için yaptım. Filmde savaşın içindeki insanlara yer vermemeyi herhangi bir manipülasyona yol açmaması için özellikle tercih ettim. Birebir gazeteci tanıklığının insanların farklı düşünmesini sağlayabileceğine inanıyorum.”
İSRAİL’İN “SON” İDEALİST NESLİ
Yönetmen Amir Manor’un bu ilk uzun metrajlı filminde oyuncular dahil herkes ücret almadan yer almış. Manor gösterim sonrasında anneannesinin filmin senaryosunu okuyunca “Biz bir hayal uğruna yaşadık ve yaşlanınca hep göz ardı edilen insanlar olduk” dediğini söyledi. Yönetmen ayrıca İsrail’de ekonomik durumun çok kötü olduğunu kimsede gelecek umudunun olmadığını ve Avrupa’ya göçün arttığını sözlerine ekledi.
KUZEYDEN KADIN HİKÂYELERİ
Festivalin yeni bölümü “Kadın Hikayeleri”nde yer alan Ye Uyu Öl filminin dünkü gösterimine katılan yönetmen Gabriela Pichler, filmin öyküsünün kurmaca olduğunu; fakat çoğu amatör olan oyuncuları, senaryoyu yazmadan önce bulduğu için onların kendi hayatlarında başlarından geçen olaylara senaryoda yer verdiğini ve böylelikle hikâyenin de oyuncuların tepkilerinin de gerçeğe çok yakın olduğunu belirtti. Pichler Bosnalı ve Avusturyalı “yabancı” bir ailenin İsveç’te doğan çocuğu olarak filmlerde gösterilmeyen bu yabancıları perdede görmek istediği için bu filmi yaptığını söyledi.
Festivalde Bugün
ÇOCUK GÖZÜNDEN SAVAŞ SONRASI
Tarkovski’nin Solaris’ini kaleme almış Ukraynalı yazar Friedrich Gorenstein’in bir öyküsüne dayanan Kuleli Ev Altın Lale Uluslararası Yarışma filmlerinden. Filmin yönetmen ve senaristi Eva Neymann Atlas Sineması saat 16.00’daki gösterimde salonda olacak. Yönetmenle yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz:
http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/662
BABA VE OĞUL ÜZERİNE
Gerbrand Bakker’in aynı adlı, çok satan ödüllü romanından uyarlanan Her Şey O Kadar Sessiz Ki, Hollanda’nın başarılı isimlerinden yönetmen Nanouk Leopold’un katılımıyla Feriye Sineması’nda saat 19.00’da izlenebilecek. Bu Altın Lale Uluslararası Yarışma filmine dair yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz.
http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/657
ULUSLARARASI YARIŞMADAN İKİ FİLM
Altın Palmiye ödüllü Laurent Cantet, ikinci İngilizce filmi Can Ateşi’nin Atlas Sineması’nda saat 21.30’daki gösteriminde izleyicilerle buluşuyor. Yönetmenliğini Tony Krawitz’in üstlendiği Avustralya yapımı Ölü Avrupa filmi ise yönetmenin katılımıyla Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 21.30’da gösterilecek.
SAROYAN ÜLKESİ
Dünyaca tanınan Ermeni asıllı Amerikalı yazar William Saroyan’ın memleketi Bitlis’e yolculuğunu bugün bize tekrar yaşatan Lusin Dink, Altın Lale Ulusal Yarışma’daki Saroyan Ülkesi’nin bugün Atlas Sineması saat 13.30’daki gösterimine katılacak.
Yönetmen Lusin Dink ile yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz:
http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/696
TAŞRADA MÜZİK VE DÜŞKIRIKLIĞI
Taşrada hayatlarını sürdüren karakterlerin yaşadığı değişimi ve buna bağlı derin duygusal kırılmayı anlatan Altın Lale Ulusal Yarışma filmlerinden Yozgat Blues’un Atlas Sineması’nda saat 19.00’daki gösteriminde yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun da salonda olacak. Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun ile yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/694
AYNI EVDE ÜÇ YABANCI
“Yeni Türkiye Sineması” bölümünden yönetmen koltuğunda Dilek Keser ve Ulaş Güneş Kaçargil’in bulunduğu Evdeki Yabancılar Beyoğlu Sineması saat 11.00’de yönetmenlerin katılımıyla festival izleyicisiyle buluşacak.
SON BİR YOLCULUK
Haneke’nin büyük ses getiren Amour / Aşk filmine İsrail’in cevabı olarak görülen Son’un yönetmeni Amir Manor, Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 16.00’daki gösterimin ardından soruları cevaplayacak.
VAN DEPREMİNİN ARDINDAN
Van Depremi’nde hayatını kaybeden gazeteci Cem Emir’in hayat hikâyesini konu alan Zemo, filmin yönetmeni ve gazetecinin kardeşi Kemal Emir’in katılımıyla Pera Müzesi Salonu’nda saat 16.00’da gösterilecek.
İSVEÇ’TEN BOL ÖDÜLLÜ BİR KADIN HİKÂYESİ
İsveç’te yaşayan 21 yaşındaki göçmen bir kadın işçinin hayatına odaklanan Ye Uyu Öl’ün yönetmeni Gabriela Pichler Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda 19.00 seansında izleyicilerle buluşacak.
25 YIL SONRA BİR ARADA
1989 yılında Hakkâri’de bir köy ilkokulunun bahçesinde öğrencilerin çektirdiği bir fotoğrafla başlayan Bûka Barané’nin yönetmeni Dilek Gökçin belgeselin Pera Müzesi Salonu’nda saat 19.00’daki gösterimine katılacak.
OT BEKÇİLİĞİ
Yönetmenliğini Caner Canerik’in yaptığı Ot belgeselinin gösterimi Pera Müzesi Salonu’nda saat 21.30’da yönetmenin katılımıyla gerçekleştiriyor.
İMROZ’U KAYDETMEK
“Rum azınlığın giderek izlerinin silindiği Gökçeada’nın (İmroz) bugününü, küllenmiş olsa da var olanı belgelemek, filmin amaçlarından biridir” diyen Selim Evci, Rüzgarlar filminin Beyoğlu Sineması’nda saat 21.30’daki gösteriminde filme dair merak edilenleri konuşacak.
KÖPRÜDE BULUŞMALAR PANELLERİ
Akbank Sanat’ta saat 14.00’deki “Ortak Yapımlarda Yaşanan Post-Prodüksiyon Sorunlarına Çözüm Önerileri” panelinde ep2c’nin kurucularından yapımcı Sébastien Delloye ve İsrail Film Fonu yöneticisi ve yapımcı Katriel Schory konuşmacı olarak yer alacaklar. Fransız Kültür Merkezi’nde saat 16.00’da düzenlenecek bir diğer panel “Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu ile Ortak Yapımlarda Deneyimler” de ise Türkiye’den Anadolu Kültür ve Ermenistan’dan Altın Kayısı Film Festivali girişimiyle kurulan Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu katılımcılarla deneyimlerini paylaşacaklar. Panellere katılım ücretlidir.
Festivalde Yarın
PETER WEIR SİNEMA DERSİ
Bu yılki Altın Lale Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanlığını üstlenen Avustralya Yeni Dalgası’nın öncü yönetmeni Peter Weir festival kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda saat 16.00’da bir sinema dersi verecek. Bu sinema dersinde, ünlü yönetmen sinema anlayışı, atmosfer yaratımı, Avustralya sinemasının yeniden doğuşu ve Hollywood kariyeri hakkında deneyimlerini paylaşacak.
Yer kapasitesi sınırlı olacağından katılım için filmcenter@boun.edu.tr adresine e-posta göndererek kayıt yaptırmanızı tavsiye ederiz.
KIZLAR ÇETESİNİN İSYANI
Amerikan yazar Joyce Carol Oates’in Türkçe’ye de aynı adla adıyla kazandırılan romanından uyarlanan Can Ateşi, Uluslararası Yarışma’da yer alıyor. Film, yönetmen Laurent Cantet’nin katılımıyla Feriye Sineması’nda saat 16.00’da gösterilecek.
“SUÇ VE CEZA”YA YEPYENİ BİR BAKIŞ
Komünizm sonrası “korsan-kapitalist” Kazakistan toplumunun acımasız politik bir eleştirisini yapan Öğrenci, yönetmen Darezhan Omirbayev’in katılımıyla Atlas Sineması saat 11.00’de gösterilecek. Yönetmenle yapılan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/670
KAYIP BİR ÇOCUKLUK
Karlovy Vary, Batum ve Tallinn’de ödüller kazanan ve şimdi de Altın Lale Uluslararası Yarışma’da yer alan Kuleli Ev, filmin yönetmeni Eva Neymann’ın katılımıyla Feriye Sineması’nda saat 19.00’da izlenebilir. Yönetmenle yapılan söyleşiye de buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/662
KÜBA’DAN KAÇIŞ
“Sinemada İnsan Hakları” bölümünde gösterilecek ve FACE Ödülü için yarışacak filmlerden Bir Gece’nin Beyoğlu Sineması’nda saat 21.30’daki gösteriminde yönetmen Lucy Mulloy filmiyle ilgili soruları cevaplayacak. Yönetmenle yapılan röportaja da buradan ulaşabilirsiniz: http://film.iksv.org/tr/festivalgunlugu/680
BİR YARIŞMA GELENEĞİ
Deneyimli sinemacı Derviş Zaim Ulusal Yarışma’daki filmi Devir’de Hasanpaşa köyündeki çoban yarışını anlatıyor. Filmin Atlas Sineması saat 16.00’da gösterimine katılan yönetmen filmiyle ilgili soruları cevaplayacak.
SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ
Birtakım olağanüstü özellikleri olan kasabalıların olağan sıkıntılarını, endişelerini ve dertlerini anlatan Sen Aydınlatırsın Geceyi Altın Lale Ulusal Yarışma filmlerinden. Onur Ünlü’nün bu son filminin Atlas Sineması’nda saat 21.30’daki gösterimine film ekibi de katılıyor.
POLONYA’DAN TARTIŞMALI BİR FİLM
“Dünya Festivallerinden” bölümünde Malgoska Szumowska’nın yönetmenliğindeki ...Adına filminin Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 11.00’deki gösterimine filmin oyuncusu Mateusz Kosciukiewicz katılıyor. Yönetmen Szumowska Uluslararası Yarışma jürisinde yer alıyor.
PERA’DA BELGESELLER DEVAM EDİYOR
Pera Müzesi Salonu’nda festival izleyicisiyle buluşacak birbirinden çarpıcı konulara değinen “Türkiye Belgeselleri”nden ilki saat 16.00’da Cenk Örtülü ve Zeynel Koç’un İşkenceyi Gördük filmi olacak. Yönetmenlerin katılımıyla gerçekleşecek diğer gösterimlerden, yönetmenliğini Hatice Kamer’in yaptığı Annemin Pusulası filmi saat 19.00’da, Andrea Luka Zimmerman’ın Taşkafa, Bir Sokak Hikâyesi filmi ise saat 21.30’da izlenebilir.
BEYOĞLU’NDA OYUNCU
Çektiği kısa filmlerle çeşitli festivallerde ödüller kazanan Serhat Furtuna’nın ilk uzun metraj çalışması olan Oyuncu, Beyoğlu Sineması’nda saat 19.00’da yönetmenin katılımıyla izleyiciyle buluşuyor.
MEKSİKA’DAN KADIN HİKÂYELERİ
Parque vía’nın Meksikalı yönetmeni Enrique Rivero’nun ikinci filmi Ölme yalnızlık, aile ve zamanın akışına dair ince ve gerçekçi bir film. Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 19.00’da yapılacak gösterimin ardından yönetmen izleyicilerin sorularını cevaplayacak.
OLAYSIZ GÜNLER HAKKINDA BİR GERİLİM
Şubat ayında Berlin Film Festivali´nde prömiyerini yapan Küçük Şeyler yönetmeni Nicolas Wackerbarth’ın ilk uzun metrajlı filmi. Nişantaşı Citylife City’s Sinemaları’nda saat 19.00’da yönetmene sorularını yöneltmek isteyenler bu seansı kaçırmasın.
İSRAİL TOPLUMUNA SERT BİR BAKIŞ
Geçen yıl Selanik Film Festivali’nde En İyi Senaryo, İzleyici ve Jüri Özel Ödülleri’ni alan Son, festivalin “Yeni Bir Bakış” bölümünde izleyicilerle buluşuyor. Feriye Sineması saat 21.30’daki gösterime katılacak filmin yönetmeni Amir Manor’la tanışma fırsatını kaçırmayın.