Dövmenin sanatsal yüzü
14.04.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
Dövme bir vücut süslemesi mi, kadim bir gelenek mi yoksa bir sanat türü mü? İstanbul’da bir araya gelen dövme ustaları ve tutkunları bu sorulara cevap arıyorlar.
Melisa Vardal - Dövme sanatının en iyilerini, kadim gelenekleri ve modern yorumları bir araya getiren İstanbul Tattoo Convention, 26-28 Nisan tarihleri arasında Taksim Grand Pera’da kapılarını sanatseverlere ve dövme tutkunlarına açıyor. Dünyaca ünlü dövme sanatçıları, Güneydoğu’nun kadim dövme geleneğini sürdüren ustalar ve ressam Deniz Pelister’in eserleri bu buluşmada yer alacak. Festivalde, farklı kategorilerde dövme yarışmaları, canlı müzik performansları, seminerler ve atölye çalışmaları da düzenlenecek. Etkinliklere katılanlar dövme sanatının inceliklerini uzmanlardan öğrenme fırsatı yakalayacak.
Kadim geleneğin izinde
Festivalin en özel sürprizlerinden biri, Güneydoğu’da 60 yılı aşkın süredir “Daq” geleneğini sürdüren kadınların katılımı ve onların hikâyelerini anlatan belgeselin gösterimi olacak. Bu değerli ustalar, geleneksel yöntemlerle dövme yapma sergisi ve uygulamalı gösterileriyle ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatacak. “Daq”ın motiflerinin İstanbullu ‘tenler’ üzerine işlenmesinin yanı sıra belgesel sayesinde bu değerli ustaların kullandığı geleneksel yöntemlerle dair detaylar ve bu kadim geleneğin günümüzdeki durumu izleyicilere aktarılacak. “Daq” kültürü, sadece bir dövme geleneği olmanın ötesinde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kadim bir kültürel mirası olarak kabul ediliyor. Ve genellikle iğne ile mürekkep kullanılarak geleneksel motifler ile semboller işlenerek yapılıyor.
Bir ifade şekli
Festival kapsamında, dövme sanatını konu alan resim ve sanat eserlerinden oluşan bir sergide Grand Pera’da sanatseverleri ağırlayacak. Ressam Deniz Pelister’in eserlerinden oluşan sergi dövmenin sadece bir beden süslemesi olmadığını izleyicilere aktarmayı amaçlıyor. Pelister sergiye dair, “Resim veya dövme yapmanın kendini bir ifade ediş şekli olduğunu düşünüyorum. Bazen anlamsız, bazen de hayatımızın en anlamlı parçalarımızı derimizde ölümsüzleştiriyoruz ve bu beni heyecanlandırıyor. Son iki senedir tablolarımdaki figürlere/karakterlere dövmeler ekliyorum çünkü bu sembollerle kendimi ifade edebildiğimi düşünüyorum. Hatta son resim serimdeki figürler komple dövmeler ile kaplı, hem anlamlı hem görsel olarak hoşuma gidiyor” diyor.
