14.02.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - 82 yaşındaki Martin Scorsese, birkaç yıl önce Marvel dünyasını ve süper kahraman filmlerini sinema olarak görmediğini açıklamış, epeyce tepki çekmişti. Yaşıtı Harrison Ford ise “Captain America: Brave New World/Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya” ile Marvel evrenine katıldı. Hem de “Air Force One/Hava Kuvvetleri Bir”deki gibi ABD başkanı rolünde… Ford’un “Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya”daki rolü aslında yeni bir karakter değil. Daha önce William Hurt’ün canlandırdığı General Thaddeus Ross karakterini, Hurt vefat edince meslektaşından devralmış oldu.
Marvel Sinematik Evreni’nin 35’inci filmi olan yapımda daha önce Chris Evans’ın canlandırdığı Steve Rogers yerine Sam Wilson’ı yani Anthony Mackie’yi Kaptan Amerika rolünde izliyoruz. Julius Onah’ın yönettiği ve senaryosunu Rob Edwards’ın yazdığı filmde alışagelmiş süper kahraman gösterileri, fazla yer tutmuyor aslında. Filme ismini veren Kaptan Amerika’dan ziyade Harrison Ford’a ve onun başkan rolüne ağırlık vermek için çekilmiş gibi “Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya”. Thaddeus Ross’un Kızıl Hulk’a dönüşme sürecini merkeze alıyor dolayısıyla.
Suçlu kim, hain kim?
Başrolde yılların Ford’u olunca oradan oraya uçan kaçan süper kahraman filmleri yerine ‘90’lar aksiyon-gerilimlerine yakın duruyor film. ABD Başkanı’nın dahil olduğu komploda kimin suçlu kimin hain olduğu bu kapsamda işleniyor. Referansları bununla da sınırlı değil. Zihin kontrolü mevzusunda “The Manchurian Candidate/Maçuryalı Aday”ı, Beyaz Saray sahnesiyle “King Kong”u kendine örnek alıyor. Yani yeni hikâyeler, sürükleyici çatışmalar yaratamayınca eskiye bel bağlıyor. Velhasıl Marvel evreninde Scorsese’yi haksız çıkartacak bir değişiklik yok. Harrison Ford’u ise hem eski günlerini anımsatan hem de süper kahramana dönüştüğü bir rolde izlemek ilginç bir deneyim. Ford olmasa filmin merak ettirecek bir öğesi de yok zaten.
ABD’nin şu andaki başkanının Gazze’yi boşalttırmaktan söz etmesine karşın filmde hatasını kabullenen bir başkanı ve doğruyu yanlışı ayırt edebilen İsrailli güvenlik şefini izlemek ise ‘hayat filmlerdeki gibi olsa’ dedirtiyor.
Evdeki ‘şey’
Usta sinemacı Steven Soderbergh’in yeni filmi “Presence/Varlık” doğaüstü bir gerilim. Anne Rebecca, baba Chris, evlatları Tyler ve Chloe’den oluşan ailenin, yerleştikleri yeni evlerinde yalnız olmadıklarını anlamalarıyla kâbusa dönen hayatlarını anlatıyor. Lucy Liu ve Chris Sullivan’ın başrolleri paylaştıkları filmin senaristi ise Hollywood’un en yetkin kalemlerinden David Koepp.