08.10.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
EBRU SUNGUR - Kamuoyunca Türkiye’nin önde gelen sanayi şirketlerindeki yöneticiliklerinden tanınan Kenan Yavuz’un, doğduğu Bayburt’un Beşpınar köyüne yaptığı ve kendi adını verdiği müze, son yıllarda sık sık içinde gerçekleştirilen kültür sanat faaliyetleriyle, aldığı ödüllerle gündemde. Bununla birlikte Yavuz ailesinin şimdiye dek 5 milyon dolar harcama yaptığı, yöredeki yıkık köy evlerinden toplanan 5 bin ton taşı kullanarak inşa ettiği Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, aynı zamanda bir sosyal girişim.
Loru Han butik oteli, yöresel lezzetlerin sunulduğu restoranı ve etkinliklerin düzenlediği Çinili Avlu’su, müzenin finansal olarak kendini döndürmesine yardımcı oluyor. Bu yıl 50 bin kişinin müzeyi ziyaret etmesi, köyde yaşayan bir vatandaşın müzenin karşısına müzeyle aynı mimari yapıda bir balık restoranı açması, yıllar sonra ilk defa köyün yaz nüfusunun artması, müzenin ‘sosyal girişim’ niteliğini perçinliyor.
Bağlantılı nesil
Üstelik ailenin genç kuşak temsilcisi Furkan Yavuz’un, sosyal ağ LinkedIn’de çalışıp Dublin’de yaşadığı halde yılın iki ayını müzeyi yönetmek için geldiği Bayburt’un Beşpınar köyünden bir yandan da dünyanın dört bir yanındaki LinkedIn projelerine yön vermesi bu girişimi çok daha sıradışı kılıyor.
2017 yılından beri Dublin’de yaşadığını ve son 5 yıldır LinkedIn’de çalıştığını belirten Furkan Yavuz, şunları anlatıyor:
“İngiltere ve İrlanda’da bulunan kurumların yatırım yöneticisiyim. Vakit ayırabildiğim kadar da Türkiye’deki üniversitelerde online konferanslar vererek gençlere kariyerlerinde kişisel markalaşmanın ve networking’in önemini anlatıyorum.”
Her an her yerde
Dünyanın en büyük sosyal medyalarından birinin içerisinde yer almanın gerek kurumsal gerek markalaşma konularında faydalı bir deneyim olduğunu vurgulayan Yavuz şöyle devam ediyor:
“Çocukluğumdan beri sahnede olmak, bir şeyler anlatmak en büyük zevkimdi, ne kadar şanslıyım ki hem müze de hem LinkedIn’de en büyük görevim anlatmak. Şirket yönetiminin tamamı müzedeki görevimi biliyor ve destekliyor, bu da görevimi daha da büyük bir bağlılıkla sahiplenmemi sağladı. Zira her yaz iki ay köyümden çalışmama izin veriyorlar, Londra’daki müşterimle yatırım stratejimizi Bayburt’un Beşpınar köyünden yönetebiliyorum, aynı günün akşamı babaannemin sofrasına oturuyorum. Müze yolculuğumuzda yaşadığım birçok öğrenimi, yatırımcılarla yürüttüğüm süreçlerde avantajlı adımlara dönüştürdüğümü de farkettim. Bu da gösteriyor ki imkanı olan herkesin geçimini sağladığı iş haricinde farklı bir sorumluluğa daha sahip olması kişisel gelişimde fayda sağlıyor. LinkedIn’i iyi kullanmanın bir diğer avantajı da 2022’de platform üzerinden yaptığımız paylaşımların Avrupa Komisyonu’nda bulunan üst düzey isimlerin dikkatini çekmesi ve sonuç olarak Europa Nostra ödülünü almamız oldu. LinkedIn alışageldiğimiz ‘coğrafya kaderdir’ algısının negatif etkilerini hızla kırmaya başladı, zira artık herkes her an her yerde.”
Furkan Yavuz, sosal girişim fikri olan gençlere şu önerilerde bulunuyor: “Hiç vakit kaybetmeden bağlantılarını artırmalılar. Her hafta en az bir saatlerini dünya markalarının yöneticileri ve yaratıcıları ile bağlanmak için adım atsınlar. Başlattıkları sosyal girişimle derin bir bağ kurduklarına emin olmalarını tavsiye ediyorum.”
Furkan Yavuz, müze bahçesine yerleştirilmiş ve isimlerini Selçuklu yıldızının köşelerinden alan kazanların, hasat zamanı hala kullanıldıklarını söylüyor. | Etkinlik için müzeye giden sanatçılar, bahçede yoga yapıyor.
Yöre çiftçisini ulusal pazarla buluşturma projesi
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’nin yörede yetişen ürünlerin ulusal bir perakende zincirinde tüketiciyle buluşmasına yönelik bir projesi bulunuyor. Furkan Yavuz şu bilgiyi veriyor:
“Bölgenin ve Anadolu’nun en önemli problemi üretici ile tüketici arasındaki zincirin bir türlü kurulamaması. Kalite standartlarına ve günümüz koşullarına uygun olmayan üretim süreçleri ve markalaşmaktaki başarısızlık, sürdürülebilir tarımı imkansız kılıyor. Müze olarak kurumsal birikimimizi, bölgedeki çiftçilere aktarmaya ve onları pazar mekanizmaları ile buluşturmaya gayret ediyoruz. Kurumsal tüketim zincirlerinin tecrübeleri iyi tarım uygulamaları açısından son derece önemli. Sosyal sorumluluk projesi olarak network’ümüzü harekete geçirmek suretiyle sürdürülebilir bir tarım yapısının bölgede olmasını sağlamak istiyoruz ve bu bağlamda büyük bir yol kat ettik. Gelişmeleri pek yakında duyuracağız.”
Hasat bereketine sanatçı dokunuşu
Müzede yöreye ve kurucu aileye ait pek çok objenin içinde kazanlar da bulunuyor. Furkan Yavuz, bu kazanların hikayesini şöyle anlatıyor:
“Anadolu yaşamının tüm objelerini hikayeleri ile buluşturarak sergileyen bir metodoloji ile çalışıyoruz. Yaşayan ve yaşatan müze mottolarının içini dolduran ve geleneksel yaşama dair somut ve somut olmayan kültür mirasımızı kurumsal hafızamızda yaşatıyor ve tanıtıyoruz. Kazanlar, her yıl geleneksel yaptığımız harman festivalimizin bir parçası, hasat sonunda kazanlarda kaynatılan buğday, sofraya akan bereketin simgesi. Bu kazanlara şimdi bir de sanatçı eli değdi. Her yıl sanatçı ağırlama programı gerçekleştirerek farklı coğrafyalardan sanatçıların yeteneklerini Bayburt’un mirası ile buluşturuyoruz. Ülkemizi New York Metropolitan müzesinde sergilenen eserleri ile gururlandıran sanatçı Gülay Semercioğlu, müzemize geldi ve her bir kazan icin ayrı bir tasarım oluşturdu. Sonucu merak eden sanat severleri müzemize bekleriz.”