Gündem‘Vatanseverler’e tahliye yok

‘Vatanseverler’e tahliye yok

15.10.2008 - 19:29 | Son Güncellenme:

DİYARBAKIR'da, işsizleri kamu kurumlarına yerleştirecekleri, çiftçilere gelir desteği sağlayacakları, tutuklu ve hükümlülerin davalarını Yargıtay'da bozarak cezalarını düşürecekleri vaadiyle çok sayıda kişiyi dolandırıp paralarını gasp ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi ve Temiz Toplum Derneği üyelerinin de aralarında bulunduğu 20 sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesi ve mevcut delil durumu nedeniyle sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi

‘Vatanseverler’e tahliye yok

Diyarbakır'da geçen yıl, 1 Kalaşnikof tüfek, çok sayıda tabanca ve bu silahlara ait bol miktarda mermi, şarjör ve örgütsel dokümanla yakalanan, 11'i tutuklu, 8'i tutuksuz, 1'i gıyabi tutuklu 20 sanığın yargılanmasına 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Tutuklu sanıklar Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi (VKGH) Güneydoğu Bölge Başkanı Yüksel Bayrak, İl Başkanı Mehmet Çoban, Genel Sekreter Mehmet Erkuş, üyeler Süleyman Bozan, Mustafa Taş, Ahmet Dilmen, Temiz Toplum Derneği İl Başkanı Cihan Kayaalp, eski başkan Burhan Deniz, üyeler Mehmet Hanifi Demirtaş, Süleyman Evren, 2'nci Başkan Servet Deniz hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Hür Parti İl Başkanı Hasan Özmen, Abdurrahman Acar, Zeynel Çan, VKGH Genel Başkan Yardımcısı ve eski köy korucusu Soner Akmeşe, Mersin Şube Başkanı Mesut Sezer, Abdullah Yekdeş, Şeyhmus Ercan, VKGH Genel Başkanı Taner Ünal ile gıyabi tutuklu Abdurrahman Yona katılmadı.
Sanık ve sanık avukatlarının tahliye talepleri, kuvvetli suç şüphesi ve mevcut delil durumu nedeniyle reddedildi. İfadesi istenen VKGH Genel Başkanı Taner Ünal'ın talimatla istenen ifadesinin beklenmesine karar verilerek duruşma ertelendi. Sanıklar, 26 ayrı suçtan dolayı ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kamu görevlileriyle ilişkili oldukları görüntüsü verip bir işin görüleceği vaadiyle dolandırıcılık yapmak, ruhsatsız uzun ve kısa namlulu silah bulundurmak’ suçlarından 30'ar yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

‘ARKAMIZDA ASKER VAR’
İddianamede sanıkların kişi ve kurumlar üzerinde etkili oldukları imajını verip kendilerine menfaat temin ettikleri, maddi menfaatleri çerçevesinde cezaevinden adam çıkarma, ceza indirimi sağlama, iş arayan işsizleri işe yerleştirme ve ihaleye fesat karıştırma suçlarını işledikleri, “Biz bu ülkeyi çok seviyoruz. Çok milliyetçiyiz, ülkemizi böldürtmeyiz” diyerek vatandaşları dolandırdıkları, parasını geri isteyenleri ölümle tehdit ettikleri, adam yaralamaktan tutuklanan Berat Gezer'in ailesine tahliye sözü verip 15 bin YTL aldıkları, Gezer'in 9.5 yıl ceza alması üzerine sanıkların aileye, “Şimdi işimiz daha kolaylaştı, Yargıtay’da tanıdık hakim, savcılar var. Onları devreye sokacağız, ama bu işlere de çok para gidiyor. Hakim, savcıların karılarına bilezik alıyoruz. Bunlar para yemeden iş yapmıyor. İşi olmuş bilin. Oğlunuz 15 gün sonra evde” dedikleri, ancak ailenin dolandırıldıklarını anlayıp paralarını geri istemesi üzerine sanıkların bu kez, “Bizim arkamızda askeriye var. Canımız isterse maske takar, istediğimiz adamı götürüp öldürürüz” diye tehdit ettikleri belirtiliyor.

‘DEVLET DEDİĞİN BİZİZ’
Sanıkların ayrıca çiftçilerin arazilerinden inandırıcı olsun diye toprak numunesi alarak, “Size 1 milyon YTL teşvik kredisi çıkaracağız. Ankara'dan işi hallettik, ama bu masrafları karşılayın” diyerek köylülerden 10 bin YTL para aldıkları, dolandırıldıklarını anlayan köylülerin paralarını geri istemesi üzerine VKGH Bölge Başkanı Yüksel Bayrak'ın, “Git kime şikayet edersen et, zaten devlet dediğin benim ulan” dediği iddia ediliyor. Sanıkların ayrıca cinayet suçundan 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Sercan Oruçlu’nun Yargıtay’daki dosyasında ceza indirimi yapacakları ve yargı organları üzerinde etkili oldukları vaadiyle ağabeyi Murat Oruçlu’yu 17 bin YTL dolandırdıkları, yine adam öldürmekten 60 yıl ceza alan Hasan ve Abdulvahap Güçlü’nün Yargıtay’daki dosyalarının bozulması için 15 bin YTL para istedikleri, aile avukatının, parayı temin etmek için müvekiline ait evi satlığa çıkardığı, sanıkların valilikten silah ruhsatı alabilmek için, "Biz Leyla Zana ve Ahmet Türk hakkında suç duyurusundu bulunduğumuz için sürekli takip ediliyoruz. PKK bizi vurabilir" dedikleri ve inandırıcı olmak için kendilerine ait otomobili kurşunlattıkları kaydediliyor.