GündemTrakya’nın suyu ve toprağı kirli

Trakya’nın suyu ve toprağı kirli

13.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Ergene Nehri ve tarım arazilerindeki zararlı kimyasallara ilişkin 8 yıldır araştırmalar yürüten Trakya Üniversitesi Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölüm Başkanlığı’ndan Doç. Dr. Cem Tokatlı, Milliyet aracılığı ile önemli uyarılarda bulundu.

Trakya’nın suyu ve toprağı kirli

Trakya genelinde sanayi kadar tarımsal kirliliğin etkileri de çok ciddi boyutlarda” diyen Doç.Dr. Tokatlı, “Toprakta yoğun miktarda ağır metal var. Analizlerde yoğun şekilde fosfatlı gübrenin yanı sıra, kadmiyum elementi de tespit ediyoruz. Hem suda, hem çamurlarda, hem de bazı balıkların yenilen kas dokularında yüksek fosfat buluyoruz” dedi.

‘Endüstriyel baskı’

Haberin Devamı

Doç. Dr. Tokatlı, laboratuvar analizleri sonucu elde edilen veriler üzerinden şunları söyledi: “Ergene Nehri, Trakya bölgesinin en önemli sucul ekosistemi ancak üzerindeki özellikle tarımsal ve endüstriyel baskı nedeniyle önemli derecede kirliliğe maruz kalıyor. Ergene’de geçtiğimiz dönem toplam 21 bölgeden su numuneleri toplayıp, laboratuvarda inceledik. Sonuçları limit değerler ile karşılaştırdığımızda Ergene 4. sınıf çok kirli su konumunda. Ergene için başlatılan koruma planları olumlu sonuçlar vermeye başladı. Nehir 4. sınıf su kalitesinde olsa da, bu yıl görece iyileşme söz konusu.”

‘Tarla sulanmaz’

“Ergene Nehri kirliliğe bağlı aşırı tuzlu olduğundan tarımda kullanılamıyor. Ergene’den su çeken bir çiftçi bu suyu ancak damıtarak tarlaya verebilir. Ancak İpsala’ya uzanan kısımda çeltik sulaması Ergene’den yapılıyor. Normalde nehirlerin döküldüğü alanlar kirlidir ama Ergene’de tam tersi bir durum var. Ergene’nin Meriç nehrine karıştığı alan temiz. Nehrin döküldüğü alana yaklaştıkça temiz kaynak suları bir anlamda filtre görevi üstleniyor. Havzanın önemli yan kollarından Çorlu deresi Trakya’nın en kirli su kaynağı.”

Haberin Devamı

Gölde zehir

Tokatlı, “Enez, İpsala arasındaki Gala Gölü kuş türlerinin göç ederken kullandığı bir doğal alan ve koruma altında. Ancak yaptığımız çalışmalarda gölde krom, kadmiyum, kurşun oranı yüksek çıktı. Özellikle çeltik hasadından sonra göldeki element oranı yükseliyor. Mineral açığını gidermek için tüm tarımsal üretim yapılan sahalarda inorganik ve fosfatlı gübre kullanılması nedeniyle bölge sularında tespit edilen bakır, bor, çinko, kurşun, mangan ve potasyum değerlerinin en önemli kaynağı gübre ve pestisitler” diye konuştu.

‘Fosfatlı gübre tehlikesi’

Doç. Dr. Cem Tokatlı, “Daha vahimi son yaptığımız laboratuvar çalışmalarında tarım topraklarında yüksek oranda arsenik, kurşun, kadmiyum tespit etmiş olmamız. Bölgede fosfatlı gübreler çok fazla kullanılıyor. Tarım arazilerinde krom, nikel oranı standartların üzerinde çıkan yerler de oluyor. Bunun nedeni ise sanayi faaliyetleri. Trakya’da sürekli sanayi atıkları ve kirliliğinden söz ediliyor ancak bölge halkı da bilinçlendirilmeli. Trakya’da ne yazık ki fosfatlı gübre kullanımı konusunda duyarsızlık oluşmuş durumda. Tarım ilacını tarlaya döküp, ilacın kutusunu dereye fırlatan kişiler bile gördük. Hem suda, hem çamurlarda, hem de bazı balıkların yenilen kas dokularında yüksek fosfat buluyoruz. İpsala’da 1960’dan bu yana çeltik sahaları var ancak her yıl aynı ekim yapıldığından fazlaca gübre kullanılmak zorunda kalınıyor. Her sene daha fazla tarım ilacı attıkça zararlı böcekler direnç kazanıyor. Atılan ilaçlar bir önceki yıl gibi etki göstermeyince, toprak kirliliği artıyor. Bizim araştırmalarımızda en kirli bölgeler Uzunköprü, Çorlu, Saray hattı” dedi.