GündemToplumumuz için çalışmak ibadettir

Toplumumuz için çalışmak ibadettir

10.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kişinin, kendinin ve bakımıyla mükellef olduğu ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak, akrabalarına ve toplumuna yük olmamak için çalışması, günahlarının affına ve sevap kazanmasına neden olur.

Toplumumuz için çalışmak ibadettir

Çalışmak dünya hayatında varlığımızı sürdürmek için muhtaç olduğumuz hayatî bir zarurettir. Zira insan için ancak çalışmasının karşılığı vardır. Bu gerçeğin âhiret hayatımızı da kuşatacağını Rabbimiz şöylece açıklamaktadır:
“Hiç bir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez, insan için ancak çalışmasının karşılığı vardır. Çalışmasının karşılığı da onun tarafından görülecektir.” (Necm 38-40)
İlmi, zirai, ticari ve sınai alanlarda ve diğer muhtelif hizmet dallarında insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik verimli çalışmalar yapmak ibâdettir. Allah’ın rızasını kazanmaya sebeptir. Âhiret saadetine ermeye vesiledir. Ancak çalışmanın ibâdet olabilmesi ve Allah’ın sevgisine erdirebilmesi için çalışmanın Kuran ve Sünnet’in yasakladığı üretim ve tüketimle ilgili olmaması, haram kılınan iş ve hizmet dalları ile bağlantılı bulunmaması lâzımdır. Ayrıca çalışmanın kişinin kendisinin, eşinin ve çocuklarının, bakıma muhtaç ana-babasının ihtiyaçlarını karşılamak ve de cemiyetin âciz, yetim, dul ve işsiz gibi muhtaç kesimine yardımcı olmak gibi gayelerle yapılması gerekir.
Kuran âyetleri ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hadîsleri bu gerçeği açıklamaktadır.
Kendimiz ve ailemiz için
Gerçekten kişinin nefsinin ve bakımı ile mükellef olduğu aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılamak, akrabası ve toplumuna yük olmamak için çalışması ibadettir. Günahların affına, pek çok sevap kazanılmasına sebeptir.
Yüce Peygamberimiz şöyle buyurur:
“İbadet yetmiş nevidir. En faziletli (ibadetlerden biri) de helâl rızık kazanmak için çalışmaktır.”
“Allah, kulunu helâl kazanç için çalışırken yorgun düşmüş görmeyi sever.”
“İnsanın yiyip içtiklerinin en erdemlisi; en bereketli olanı bizzat çalışıp kazanmasıyla aldıklarıdır.”
Peygamberimiz hadislerinde kişinin bizzat nefsi, eşi, çocukları ve hatta çalıştırdığı işçiler için harcadıklarının kendisi için bir sadaka; Allah’ın rızasını kazandıracak bir ibadet olduğunu açıklarken bir diğer hadîslerinde de şöyle buyurmuştur:
“Bazı günahlar vardır ki onları namaz, zekât, oruç ve hac affettiremez. O günahları, ancak geçim çalışmalarındaki çekilen zahmetler giderir.”
Zarurî olan çalışmalarımızı ibâdet olarak değerlendiren Allahımız’a hamd ederiz. Nefsimizin ve bakmakla yükümlü olduğumuz aile fertlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak ibâdet olunca pek tabiidir ki çevremize muhtaç duruma düşüren tembellik de bir ibâdetsizlik olur. Çünkü “İnsanlara yük olmayınız.” buyuran Peygamberimizin buyruğuna göre diğer insanlara gereksiz yük olmak haramdır. Haram olduğu içindir ki Peygamberimiz daima “Allahım! Tembellikten ve âcizliğe düşmekten sana sığınıyorum...” şeklinde duâ etmişlerdir.
Peygamberimiz bir hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır:
“Kim bana insanlardan bir şey istemeyeceğine, onlara yük olmayacağına; garanti verebilir ki ben de ona cennete gireceğine garanti vereyim.”
Toplumumuz için çalışmak
Açıklandığı üzere müminin ibadet olduğu inancıyla nefsi ve ailesi için çalışıp kazanması gibi başta akrabası olmak üzere yardıma muhtaç insanlara faydalı olmak gayesi ile çalışıp kazanması da ibadettir.
Dinimizin: “Zekât veriniz. Ana-babaya, akrabaya, komşulara, arkadaşlara, fakirlere ikram ediniz. Darda kalmışlara ödünç veriniz.” şeklindeki emirlerinin taşıdığı asıl mana şudur:
“Çalışınız. Size ve ailenize yetecek kadarından fazla kazanınız ki, zekât verecek, çevrenize infak edecek ve ödünç verecek duruma geliniz.” Nitekim Rabbimiz, Müminûn sûresinin ilk âyetlerinde “Firdevs Cenneti”ne girecek bahtiyar müminlerin vasıflarını bildirirken:
“Onlar zekât (verebilecek güce ulaşmak) için çalışanlardır.” buyurmaktadır. (Müminûn 5)
Böylece muhtaç toplum fertlerine yardımcı olmak için çalışmanın bir ibadet olduğunu daha belirgin bir şekilde açıklamaktadır. Konumuzun bu yönünü açıklayan hadîslerinde ise Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.
“Yardıma muhtaç dul kadınlar ve yoksullar için çalışıp kazanan; (kazancının bir kısmını onlara ayıran) kişi Allah yolunda savaşan kişi gibidir. Gündüzleri nafile oruç tutan, geceleri nafile namaz kılan kişi gibi sevaptadır.”
Toplumun âcizlerine yardım etmek için çalışmanın ibâdet olduğunu açıklarken insanlara çalışarak nafakalarını kazanacakları iş imkânları sağlamanın niyete göre ibadet niteliğine bürünecek bir amel olduğunu vurgulamak isteriz. Çünkü -Allah şanını artırsın- Peygamberimizin ifadesiyle “Bir hayra aracı olmak, onu bizzat yapmak gibidir.”

Haberin Devamı

Çocuklarına harcamak ve sevap kazanmak

Kişi, çocukları için yaptığı harcamadan sevap alabilir mi?
Bu soruyu, dinarın bir para birimi olduğunu hatırlatarak Peygamberimizin (s.a.) dilinden cevaplandıralım.
Sahabî Ebu Hüreye şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber bir öğütlerinde sadaka verilmesini emir buyurdu. Bir adam söz aldı ve şöyle dedi:
- Ya Resûlellah! Sevap kazanmak için sadaka olarak verebileceğim bir dinarım var. Ne tavsiye buyurursunuz?
- Onu kendine harca.
- Ya Resûlellah! Sadaka olarak verebileceğim bir dinarım daha var.
- Onu da çocuğun için sarfet.
- Bir başka dinarım daha var, Ya Resûlellah!
- Onu da hanımına ayır.
- Verebileceğim bir dinar daha var.
- Onu da hizmetçine veriver.
Çocuklarımız için yapılan harcama da sadakadır.
Bazı müslümanlar sadakayı aile fertleri dışındakilere yapılan yardım olarak değerlendirmektedirler. Oysaki bütün faydalı sözler, davranışlar ve işler birer sadaka (hayır) olduğu gibi nefsimize, eşimize ve çocuklarımıza yaptığımız harcamalar da bizlere sevap kazandıracak birer sadakadır. Mevzuumuzla ilgili bir hadîslerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın rızasını kazanmak için verdiğin; bir esiri salıvermek için sarfettiğin; bir yoksula ayırdığın; eşin ve çocuklarına harcadığın paralar yok mu? Bunlardan sevabı en çok olanı eşine-çocuklarına harcadığındır.”

Kız çeyizi için fitre verilebilir mi?
Fitre yeni doğanları dahil insanlar için verilir. Ceyiz için fitre gerekmez. Ama ceyizde altın ve gümüş takılar varsa ve toplam değerleri yaklaşık 90 grama ulaşıyorsa kırkta bir ölçüsünde zekâtı verilir.

Dindar olmayan, ihtiyacı olan akrabaya zekât verilir mi?
Akrabımızdan fakir olan dindarlar tercih edilebilirse de Müslüman olması koşuluyla dindar olmayan akrabaya da zekât verilebilir. Üstelik onları dindarlığa yaklaştırma sevabı da alınabilir.

Haberin Devamı

BİR DUA

Allâh’ım! Beni günahlara dalmanın aşağılığından sana itâat etmenin yüceliğine ulaştır. Harâm kıldıklarına muhtaç kılmaksızın helâl kıldıklarınla yetindir. Lütfunla beni Senden başkasına muhtaç etme, kalbimi ve kabrimi
nurlandır.

Haberin Devamı

Haram kılınan yollar

Bu itibarla İslâm dininin topluma tecâvüz olarak vasıflandırıp yasakladığı faiz, karaborsa, içki-kumar- fuhuş işletmeciliği ve emeği sömürü gibi haram kazanç yollarına düşmemek kaydıyla ve İslâmi yaşantıdan sapmamak şartıyla insan çalışmalı, yatırımdan yatırıma koşmalıdır. İslâm’a bağlı, çalışkan, yatırımcı insanları da takdir etmelidir.
Yerilecek insanlar çalışanlar değil, haramlara bulaşarak, topluma zarar vererek çalışanlar ve kazananlardır. Evet, ancak onlardır aşağılık olanlar. Onlardır cehennemlik olanlar. Rabbimiz “Gaşiye” sûresinde zarar verici çalışmaların faillerinin “yorgun ve bitkin olarak kızgın ateşe gireceklerini” bildirmektedir. Peygamberimiz de şöyle buyurmaktadır.
“Haramla beslenen vücut (yanmaksızın) cennete giremez... Zira o ateşe layıktır.”
Çok çalışmalıyız
İslâm dini müminlerin nefisleri aileleri ve toplumları için yapacakları çalışmaları ibadet olarak değerlendirdiği içindir ki helâl ve haram ölçülerine bağlı çalışmaya da kazanmaya da sınır yoktur. Çünkü üretilecek, üzerinde çalışma yapılacak ve yararlanılacak bütün maddeler Rabbimizin birer nimetidir.

Haberin Devamı

Kuran’dan mesajlar

“Her türlü konforla donanmış bir uzay gemisi gibi uzayın derinliklerinde yüzüp gitmekte olan şu yerküreyi, tüm yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle emrinize amade kılarak size boyun eğdiren O’dur. Öyleyse, onun omuzları üzerinde huzur ve güven içinde gezip dolaşın ve Allah’ın bahşettiği tertemiz nimetlerden yiyin için. Ve şu gerçeği aklınızdan çıkarmayın: Gün gelecek bu hayat sona erecek ve hepiniz, yaptıklarınızın hesabını vermek üzere mutlaka O’nun huzurunda toplanacaksınız. Hal böyleyken, ey inkarcılar, ne cüretle Rabb’inize başkaldırıyorsunuz? (Mülk 15)

Not: Pek çok konuyu okuyarak veya dinleyerek öğrenmek isteyen okuyucularımıza web sitemizi ( www.ardev.org - Araştırma Dayanışma ve Eğitim Vakfı) ziyaret etmelerini tavsiye ederiz. Sorularınızı gazetemiz (ramazan@milliyet.com.tr) aracılığı ile de sorabilirsiniz.

Haberin Devamı

Bulgurlu’da bereketli iftar

Üsküdar belediyesi tarafından, Bulgurlu Söğütlüçayır Caddesi üzerinde kurulan iftar sofrasında 5 bin vatandaş iftar yaptı.Ezandan çok önce sofra başına oturan mahalle halkı birbirleriyle tanışma ve sohbet etme imkanı buldu. İftara katılan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, bugüne kadar hiç böyle kalabalık görmediğini belirterek “Bulgurlu mahallesine çok teşekkür ediyorum bize çok büyük ilgi gösterdiler. Ramazan geldiğinde cennet kapıları açılır ve cehennem kapıları kapanır. Umarım bu sofraların en iyisi evinizde vardır. Fakat komşuluğu artırmak pekiştirmek için bu sofraları kuruyoruz. Bu günlerde birlik beraberliğe komşuluğa ihtiyacımız var” dedi. (GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul)

KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncudan bebek sürprizi! Aşerdiği şeyleri paylaştı
Ünlü oyuncudan bebek sürprizi! Aşerdiği şeyleri paylaştı

Cadde | 21.04.2025 - 07:18

3 aylık hamile olduğu öğrenilen ünlü isim, aşerdiği atıştırmalıkları takipçileriyle paylaştı.

Yazarlar