06.11.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Mert İnan / İstanbul - İstanbul’un kalbi Fatih ilçesi deprem riskinin en çok hissedildiği ilçelerin başında geliyor. 11 bini Eminönü’nde olmak üzere toplam 42 bin binanın bulunduğu ilçedeki yapıların neredeyse tamamı 17 Ağustos 1999 depreminden önce yapılmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı deprem kitapçığında, 7.5 büyüklüğündeki bir depremde binaların, yüzde 36’sının hafif, yüzde 23’ünün orta, yüzde 8’inin ağır, yüzde 5’inin de çok ağır hasar göreceği, 1.484’ün üzerinde can kaybı olacağı, 985 kişinin ağır yaralanacağı ve 3 bin 897 kişinin de hastane şartlarında tedavi göreceği vurgulanıyor.
10 BİN BİNA YENİDEN YAPILACAK
Depreme bağlı yıkım riskine karşı, Fatih Belediye Meclisi’nde hem AK Partili hem de CHP’li üyelerin oylarıyla 10 bin binanın hak kaybı olmadan yeniden yapılmasını sağlayacak I42 plan notu eki kabul edildi. Ancak dönüşüm sürecinden, Eminönü bölgesinin tamamı, Fatih sınırlarındaki 19 yenileme alanı, tarihi eserler ile tescilli sivil mimarlık yapı örnekleri muaf tutulmuş durumda. Ayrıca kat mülkiyeti olmayan, imar barışına başvurmamış ve yapı ruhsatı olmayan mevcut binalar da dönüşümden yararlanamayacak. Yıkılıp yeniden yapılması talep edilen binalar için yetkili kurumlardan alınmış ve yapının depreme dayanıklı olmadığını gösteren rapor da şart koşuluyor.
ONAY VE ÇEKİNCELER
Plana göre dönüşümde ilçe genelinde yedi kattan daha yüksek bina yapılmasının da önüne geçilecek. Sur içi bölgesi için yükseklik en fazla beş kat olarak belirlenirken, hak kaybı olmaması için imar durumuna bağlı olarak iki kat çıkılmasına izin verilecek. Ancak Kızılelma Caddesi gibi 8 - 9 katlı yapıların olduğu binalar yıkılıp, yeniden yapıldığında imar planı nedeniyle yedi katı geçemeyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Koruma Kurulu tarafından da onaylanan plan, ilçe sakinleri tarafından olumlu karşılanırken, uzmanlar ise birtakım çekinceleri gündeme getirdi.
‘SIKINTILI BİR SÜREÇ AMA YENİLENMESİ LAZIM’
Fatih Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Kazım Akşahin, “I42 plan notu ekinden faydalanmak için şimdiye kadar 100 bina için başvuru yapıldığı ve 21 binanın dönüşümü için ruhsat çıktığını öğrendik. Ruhsatlandırma yapılamayan eski binaların çoğunda kat malikleri arasındaki anlaşmazlıklar yaşandığı bilgisine ulaştık. İmar durumu beş kata izin veriyorsa, iki kat fazla çıkılabilecek. Sonuçta sur içinde en fazla beş kat artı iki kat izniyle yedi katın üzerine çıkılmayacak” dedi. Yaşanabilecek olası sıkıntı ve tartışmalara da değinen Akşahin, “Tek sıkıntı Fatih ilçesindeki nüfusun yaşlı olması. Kredi faizi oranları ve inşaat maliyetleri oldukça yüksek.
18 aylık kira yardımı da yetersiz kalacak. Kat karşılığı anlaşmak imkansız olacağından kat malikleri elini cebini sokmak zorunda kalacak. Emekli maaşıyla geçinen insanlar borçlanmak zorunda kalacak. Bir diğer sorun da Fatih sokaklarının dar olması. Kamyon ve paletli araçların sokak aralarına girip çıkması kolay değil. Maliyet ve zaman açısından diğer yerlerden biraz daha sıkıntılı bir süreç olacak. Ancak ne olursa olsun ilçenin bir an önce yenilenmesi gerekiyor” diye konuştu.
TARİHİ KALINTILAR ÇIKMASI ÇEKİNCESİ
Bazı uzmanlar ise özellikle yıkılacak yapıların altından çıkması muhtemel tarihi ve arkeolojik kalıntılar nedeniyle itilaflı durumların yaşanabileceğine dikkat çekerken endişelerini dile getirdiler. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar, ek plan notu değişikliğini yargıya taşıdıklarını belirterek, “Yapılacak dönüşüm modeli planlı biçimde değil, daha önce alınmış kentsel mirası korumaya yönelik plan kararlarını boşa düşüren kazanılmış hak üzerinden tanımlanan bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Elbette kimsenin burnu bile kanamasın ve dayanıklı bir dönüşümü ilkesel olarak savunuyoruz. Ancak tarihi yarımada birinci derece sit alanı olarak değerlendirilip, tüm bileşenlerin sürece dahil edildiği bir dönüşüm modeliyle ele alınmalıdır. Yıkılan birçok binanın altından arkeolojik eserler çıkacak. Bu durumda inşaat ruhsatları dondurulacak ve karışıklıklar yaşanacak. Kapsamlı envanter yapılması gerekirdi. Finansman yükü de yurttaşa bırakılmış vaziyette” dedi.
Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen de, mevcut plan notu ekinin kentsel planlama açısından bütüncül yaklaşım olmadığının altını çizerek, “Arkeolojik buluntular çıkarsa inşaat alanı koruma altına alınıp kamulaştırılması gündeme gelecek. Daire sahiplerine ise değerde ücret veya yer verilmesi gerekecek. Bu noktada sıkıntılar yaşanabilir. Kamunun elini taşın altına koymadığı dönüşüm modellerinde vatandaş müteahhitlerin insafına da terk edilmiş olunuyor” ifadelerini kullandı.
‘FAZLADAN İKİ KAT EK NÜFUS DEMEK’
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna da Fatih’teki nüfusun 350 bine çekilmesi gerektiğini belirtirken, şu uyarılarda bulundu: “İlave iki kat diyerek bunu başarmanız imkansız. 10 dairelik binaların bir kısmı 14 daireye çıkacak. İlçenin altyapı, elektrik, su, yeşil alan projeksiyonları yapıldı mı? En önemlisi trafik sorununu çözmeden mevcut nüfus üzerine ek nüfus gelme riski de söz konusu. Temel kazılarında arkeolojik bulgular çıkacaktır. Bir bodrumdan fazla imar hakkı verilecek veya bina altına otopark yapalım dendiğinde tarihi eserlere rastlanılacaktır. Birçok inşaatın durdurulduğunu görebiliriz.”