25.12.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Meltem Günay - Türkiye'de ve dünyada tarihe tanıklık eden Singer dikiş makineleri, Rahmi M. Koç Müzesi'nde yer alan 'Singer 170. Yıl Sergisi' ile meraklılarıyla buluştu. Yurt dışından ve Anadolu'nun farklı bölgelerinden toplanan ayrıca özel koleksiyonlardan temin edilen çok özel makineler ve kıymetli materyaller ilk kez gün ışığına çıktı.
Savaşa tanıklık
Sergide en çok ilgiyi ise 1890'lara ait, Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı'nda askerlerin üniformalarının dikildiği Dudu Hanım'ın dikiş makinesi çekiyor. Sergide, yazar ve koleksiyoner Sertaç Kayserilioğlu'nun koleksiyonundan alınan makinenin yanı sıra birbirinden ilginç materyaller de bulunuyor. Serginin açılışına katılan Kayserilioğlu o makinenin ve Dudu Hanım'ın hikayesini anlattı.
Makinenin, aslen Sivas Suşehirli olan ama çalışmak için İstanbul'a gelen Hasan Bey'in eşi Dudu Hanım'a ait olduğunu söyleyen Kayserilioğlu şunları anlattı; "Hasan Bey o dönemin İETT'sinde memur olarak çalışıyor. 1912 senesinde emekli olup memleketine dönmek isterken eşi Dudu Hanım'a bir hediye götürmek ister. Arkadaşları İstiklal Caddesi üzerinde açılan ve dikiş makineleri satan Singer Acentesine giderek oradan bir dikiş makinesi almasını tavsiye eder. Hasan Bey, buradan bir dikiş makinesi alarak, köyünde elinde dikiş diken eşi Dudu Hanım'a götürür. Dudu Hanım kısa sürede makineyi öğrenir. 1914 yılına gelindiğinde 1. Dünya Savaşı çıkar. O dönemde Sivas Suşehri'nden Çanakkale cephesine giden bütün askerlerin üniformalarını ve şapkalarını işte Dudu Hanım bu makine ile diker. Savaş sürdüğü sürece de makinesiyle dikmeye devam eder."
Sergide eski dikiş makinelerinin yanı sıra tarihi değeri olan radyo, makas, kaşık, saat gibi Singer markalı birçok ürün, her biri bambaşka hayatlara dokunan nostaljik fotoğraflar, fatura ve belgeler de yer alıyor.
Efsane bir aşk hikâyesinden doğdu
Çok sevdiği eşinin bitmek tükenmek bilmeyen dikiş uğraşını gören, onun narin parmakları ve güzel gözleri yorulmasın diye düşünen Isaac Merritt Singer, ilk kez 1850’de Boston’da mütevazı bir atölyede 40 dolar borçlanarak ilk düz dikiş makinesini üretir. New York’lu avukat Edward B. Clark ile birlikte I.M. Singer&Company’i kuran Singer, 1853’te ise Singer fabrikası New York’a taşır ve şirketin ismi Singer Manufacturing Company olarak değişir. İlk üretilen makineler 100 dolarak satışa çıkarken, Avrupa’da yapılan üretimle birlikte ilk çok uluslu global şirket haline de gelir. 1884’de ise İskoçya’da dünyanın en büyük dikiş makinesi fabrikasını kuran marka, 1891’de dünyanın ilk müzikli reklam kampanyasına imza atarak pazarlamada jingle kullanan ilk marka olur. 1886 yılında ise Singer dikiş makineleri ilk kez Türkiye’ye giriş yapar. 1904 yılında da İstiklal Caddesi üzerindeki ilk mağazasını açan firma, Türkiye’de bayilik açan ve fatura kesen ilk firması oldu. Firma aynı zamanda 1910 yılında Türkiye’deki ilk kez “Sahib-i zeka olan her zat, Singer makinalarının mevcut bulunan dikiş makinalarının en álásı olduğunu bilir” sloganıyla Servet-i Fünun Gazetesi’ne ilan verdi. Türkiye’deki ilk Singer fabrikası ise 1959’da açılır. Ama fabrika 2004’te kapanır.
Tarihte özel anlara dokundu
Serginin açılışına katılan Singer Türkiye Genel Müdürü Sinem Kınran Parlak da bir ilke imza atarak, tarihte özel anlara dokunan makine ve materyalleri toplayarak benzersiz bir sergiyi hayata geçirdiklerini anlattı. Parlak aynı zamanda bir belgesele de imza attıklarını belirterek, “Aylar süren meşakkatli araştırmalarımız, arşiv taramalarımız sonucunda, ulaşabildiğimiz en eski kaynaklarla geçmişten bugüne tanık olduğumuz hikayeleri ve dikiş anılarını bir araya topladık. Yurtdışından ve Türkiye’nin farklı birçok noktasından makine ve belgeler ile özel koleksiyonlardan materyaller temin ettik. Daha da önemlisi bizleri çok etkileyen insan hikayelerine, tarihi belgelere ulaştık” diye konuştu.