15.09.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
BURCU ÜNAL
Eski Başbakan Tansu Çiller’in eşi Özer Uçuran Çiller’in altıncı kitabı ‘Tanrı Parçacığının Sırrı’ yayımlandı. Boğaziçi Üniversitesi’nde mühendislik ve yüksek mühendislik eğitimi alan Özer Çiller, kitabında CERN’de yapılan araştırmalarda bulunmaya çalışılan Tanrı Parçacığı’nın, Tanrı’nın enformasyonunu dünyaya taşıyan parçacık olduğu tezini öne sürüyor.
“Evrende her şeyin enerji” olduğunu savunan Özer Çiller, bu parçacıklarla dünyada varolan Tanrısal sistemin varoluşu, evrimi ve hayatı anlamanın yolu olduğunu söylüyor. Özer Çiller, varoluşun, evrim teorisinin, insanın yaradılışının ve hepsinin ötesinde insanın kendi yazgısını yaratması, başarı ve mutlu olmasının ‘sırlarını’ şöyle açıklıyor:
‘Evrim yaradanın evrimi’
“Evrim Darwin’in evrimi değil, Yaradan’ın evrimidir” savını ortaya atan Çiller, kitabında bilim insanlarını evrenin yaratılışında Tanrı’yı yok saydıkları için eleştiriyor. “Varoluşu yaratan Tanrı’dır” diyen Çiller, insanın ruh sağlığını koruyabilmesi için Tanrı inancının gerekli olduğunu söylüyor. Tanrı parçacığının “Tanrısal enformasyonu taşıyan parçacıklar” olduğu görüşünü savunan Çiller, evreni ve yaşamı da bu parçacıkların var ettiğini belirtiyor. Bilim insanlarının “Madde yoktan var, vardan yok edilemez” diyerek Tanrı’nın varlığını yok saymalarına karşı bir anti tez geliştiren Çiller, “Madde var olduğuna göre, varlığına sebep olan ne?” diye soruyor.
Çiller, kitabında, Stephen Hawking’in “Tanrı yok” teziyle ilgili ise, “Kendilerini ateist ilan eden bazı bilimadamları dahi (örneğin Stephen Hawking ve Peter Higgs gibi) sonuçta evrenin nasıl işlediğini bilmediklerini itiraf etmektedirler. Salt bu itiraf bile Yaradan’ın varlığına işaret der. Çünkü, ‘Bilmediklerini itiraf ettikleri, Yaradan’ın yokluğudur’” diyor. Evrende her şeyin enerji olduğunu belirten Çiller, “İyi düşün iyi olsun” tezini savunan Secret kitabını hatırlatır şekilde şöyle diyor: “Önemli olan yaydığımız düşünce dalga frekanslarının aynı frekansta olan kuantum parçacıklarından yanıt bulabilmesidir. Bunu gerçekleştirebilirsek, yaşamımızda arzu ettiğimiz sonuçlar yaratabileceğimiz bir kuantum alanı oluşturabiliriz. Bir şeyler düşündüğümüzde, benzer düşünceleri de kendimize çekeriz. Neyi düşünüyorsak onu yaşıyoruz ve oyuz.”
“Peygamberlere vahiy kanalıyla gelen Tanrı’nın buyruklarına benzer Tanrısal Sistem’in taşıdığı enformasyon, nasıl oluyor da insanın ruhsal beynine aktarılıyor?” diye soran Özer Çiller, CERN’in, Tanrısal parçacığın gizemine ulaşmasıyla bir olasılık bu mucizenin sır perdesinin de aralanabileceğini düşünüyor. Çiller, gündelik hayatta bazı anlarda Tanrısal Sistem’in taşıdığı enformasyonun insana nasıl aktarıldığını hissetmenin de mümkün olduğunu başına gelen bir örnekle şöyle anlatıyor:
Bildirim geldiğini hissederiz
“Sokaktaki insanlar olarak bizler de zaman zaman bir konuya veya olaya uzunca bir süre odaklandığımızda bazen anında o konuyla ilgili bazı bildirimlerin geldiğini hisseder ve ‘Hayret, şimdiye kadar niye bunu düşünmedim’ diye kendimizi sorgularız. En azından kendi hayatımla ilgili kitaplarımı kaleme aldığım dönemlerde ruhsal beynimden gelen bu gibi uyarılara zaman zaman tanık oluyorum.”
‘Söylediklerim yanlış anlaşıldı demelisiniz’
Özer Çiller kitabında, Papa XVI. Benedictus’un istifası sonrasındaki son ayininde yaptığı, “Başarı ve maddiyat için Tanrı’yı kullanmayınız” sözlerini de eleştiriyor: “Affedersiniz Sayın Papa ama, herkes sizin gibi bir papa değil ki bu dediklerinizi yapabilsin! Biz bizi yoktan var eden Tanrı’nın çocuklarıyız. Tanrıdan başarı ve maddiyat dahil her şey için yardım istemeyeceğiz de kimden isteyeceğiz?
Bence gelin bu dediklerim yanlış anlaşıldı deyin, böyle bir duruş sizin büyüklüğünüze daha yakışır.”