GündemSu üstünde izolasyon

Su üstünde izolasyon

17.01.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Onlar, bir yıldır birçok alışkanlığı değiştiren salgın nedeniyle sınırsız konfor alanı sunan evlerinden teknelerine, karavanlarına ya da çadırlarına taşınan doğa ve deniz severler. Koronavirüs sonrası konforlu evlerine dönmeyecek gibiler..

Su üstünde izolasyon

Dünyayı küresel karantina merkezine çeviren salgında günün ilk ışıklarını karabatağın alt güverte kamarasının lumbozunu (penceresi) gagalamasıyla karşılıyorlar. Akşamın olduğunu Büyükada’dan beri peşlerindeki martının pruvaya konmasıyla anlıyorlar. Onlar, bir yıldır dünyayı tehdit eden salgın gerçeğinin sıkıcı kısıtlamalarından uzaklaşıp yeni bir yaşam anlayışı geliştiren doğa severler.

Haberin Devamı

Her sabah mavi ve engin bir yorganın üzerinde uyanarak günlük yaşamlarını denizdeki teknelerinde sürdürenlerle yani teknede yaşayanlarla başlıyoruz. Dört denizde 8 bin 337 kilometrelik kıyı şeridine sahip Türkiye’de, Deniz Ticaret Odası’na kayıtlı 49 marina bulunuyor. Dört mevsim denizi kullanmaya imkan veren şanslı coğrafyamızın güzelliklerinden faydalanan tekne sahiplerinden bazıları salgındna yeni bir yaşam alışkanlığı edindiler. Sınırsız konfor sunan metropol içindeki evlerindeki riskleri göz önüne alarak teknelerine taşınan ve artık deniz üzerinde yaşayan denizciler, gelir seviyesi ne olursa olsun minimal bir yaşamın mümkün olduğunu da kanıtlıyor.

Kovid-19’u teknede yendi

İstanbul’un en batısındaki West İstanbul Marina’daki teknesinde yaşayan marina yöneticisi Fuat Çimen, koronavirüs öncesinde seçtiği deniz yaşamını virüse karşı verdiği mücadele ile taçlandırdı. Marinada alınan üst düzey tedbirlere rağmen yabancı bayraklı bir mega yatın getirdiği koronavirüse yakalanan Fuat Çimen, Ziveli (Boşnakça Jiveli-Yaşayalım) yelkenlisinde geçirdiği 15 günlük tedavi ve karantina sürecinin ardından işinin başına döndü. Ziveli’nin ana kamarasında her sabah martı sesiyle uyanan Çimen, “Denizde yaşayarak her gün yenileniyorum. Beni teknede yaşamaya iten minimal bir hayat arzusu, resmi olmayan kıyafetler içinde daha fazla ben olmak isteği. Ama en çok deniz tutkusu yani denizde, denizin bir parçası olma arzusu” dedi. Hastalığı kolay atlatmasında iyot kokusunun ve maviye bakmanın büyük katkısının olduğunu söyleyen Çimen, “Çok kişinin hayali teknede yaşamdır. Fakat denizcilik kültürü yaygın olmayan toplumda bütçeniz ne olursa olsun hayat kolay değil. Denizde yaşamak için konformist bir hayattan vazgeçmek gerekli. Çünkü her şey kısıtlı. En doğal ihtiyaçlar için bile zahmet çekmeniz gerekebiliyor. Suyu dikkatli harcamak ve dar alanda hareket zorunluluğuna katlanmak gerekiyor. Ama verdiği huzur ve güven duygusu her şeye değiyor. Pandemi sonrasında da karasal yaşama dönmeyeceğim, hayatımı bu şekilde sürdüreceğim” dedi.

Haberin Devamı

Su üstünde izolasyon

‘Şehrin grisini maviye çevirdik’

Haberin Devamı

Pandeminin sosyal hayatlarını kısıtlamasıyla Tuzla’daki evlerinden, oğullarının ismini taşıyan tekneleri Can’a taşınan Serhan ve Önem Oğuz çifti yaşam alanlarını ve konforlarını küçülterek kendilerine daha fazla vakit ayırdıklarını söylüyor. Oğuz çifti, salgınnda teknelerini Marmaris’ten Tuzla Viaport Marina’ya getirmiş. İşletmeci ve yatırım firması yöneticisi Serhan Oğuz, “Babam deniz subayı olduğu için denizde doğup büyüdüm. Eşimle denizde olmayı çok seviyorduk ve pandemi süreciyle birlikte teknemizi İstanbul’a getirdik. Deniz üstünde çok güzel uyur, erkenden neşe içinde uyanırsınız. Teknemizi tuzlu sudan arındırmak için her gün yıkamak bile keyif veriyor. Evimizin balkonunda (havuzluk) kahvaltı yapıyoruz. Günlük işlerimiz için bilgisayarlarımızı açıp, telefon konuşmalarımızı yapıyoruz. Eğer işlerimizi bitirirsek her gün seyre çıkıyoruz. Teknede eski komşuluk ilişkileri sürüyor. Diğer teknelerle yardımlaşma bizi mutlu ediyor” dedi.

Haberin Devamı

Uluslararası bir kolejin müdürlüğünü yürüten ve tekneden işine giden Önem Oğuz ise, “Günlük hayatımız evde öyle hızlıydı ki karı koca birbirimizi göremiyorduk. Kahve bile içmeye fırsat bulamazken şimdilerde birbirimize vakit ayırıyor, sohbet ediyoruz. Yaşam alanımızı küçülterek taşındığımız denizdeki evimiz pandemi de bize yeni bir yaşam sundu” dedi.

Su üstünde izolasyon

‘Şimal bahçeli evimiz’

Endüstri mühendisi ve işletme sahibi Emre Şimşek ile fitness eğitmeni Ceren Şimşek’in yaşamları da pandemide deniz üzerinde geçiyor. Hijyenik ürünler üreten işyerini teknesi Şimal’den yöneten Emre Şimşek Kandilli’deki evine mart ayından beri gitmediğini belirterek, “Bir yıldır teknede yaşadığımız için pandeminin farkında bile değiliz. Akşam açık havada yatıp sabah masmavi güzelliğe uyanıyoruz. 6.30’da kalkıyor ve çalışmaya başlıyorum. Üretimin yapıldığı fabrikaya her gün gidiyorum. Pandemi sonunda eve dönmeyeceğiz” dedi.

Ceren Şimşek ise 12,5 metrelik tekneleriyle yaptıkları Ege ve Akdeniz seyahatinde denize çok bağlandığını, artık evleri olan tekneleriyle Pendik Marinatürk’e döndüklerinde bile halen kendisini tatilde hissettiğini söyledi. Sabah erkenden kalkıp spor yaptıktan sonra ders saatine kadar günlük işlerini yaptığını belirten Şimşek, “Pandemi sürecinde o kadar alıştım ki Şimal’i bahçeli evim gibi görüyor ve apartmanda yaşamak istemiyorum. Metropolün stres ve yoğunluğundan uzakta olmak motivasyonumu artırıyor. Komşu teknelerle İstanbul adalarını gezip tekrar marinaya dönüp huzur içinde günü bitiriyoruz” dedi. Teknede çöpleri ayrıştırdıkların daha az su kullandıklarını belirten Şimşek, “Sabah martıların bizi uyandırmasıyla güne başlıyoruz ve onlara ekmek atıyoruz. Balıkçıl kuşumuz, kedilerimiz, kargalarımız doğanın bize sunduğu dostlarımız” diye konuştu.

Haberin Devamı

Su üstünde izolasyon

‘Pandemi bitince de teknede yaşayacağım’

Bir biyomedikal şirkette yöneticilik yapan makine mühendisi Kerem Aydın, 1 Nisan 2020’den bu yana Bonita isimli teknesinde yaşıyor. Teknede kendisine minimal bir yaşam kuran Aydın, “Elbette evdeki konforu bulmak mümkün değil ama teknede yaşamak çok güzel. Koronavirüsten korunmak için yüzde yüz güvenli bir ortamdayım. Diğer teknelerde yaşayan ve ortak dili konuştuğumuz insanlarla pandemiyi adeta unuttuk” diye konuştu. Günlük iş temposunu internet üzerinden yönettiğini belirten Akın, “11 metre uzunluğundaki teknem benim yaşam alanım. Evimdeki yatağımdan daha geniş ve rahat bir yatakta uyuyup, uyandığım anda mavi bir dünyayla karşılaşıyorum. Bekar bir erkek olarak mutfak kültürümü de çok geliştirdim. Misafirlerimi teknenin havuzluğunda ağırlıyorum, diğer kaptanlarla seyre çıkıyorum, sosyalleşmenin ve komşuluk ilişkilerinin zirvesindeyim. Ataşehir’de evim var ama pandemi bitince de mavi kaftanda yaşamaya devam edeceğim” dedi.

Su üstünde izolasyon

Tekne ve ahşap evde süren bir yaşam

Çektiği deniz belgeselleriyle Türk kamuoyunun yakından tanıdığı Savaş Karakaş ise, yaşamanı Muğla’nın cennet koylarından Orhaniye’deki İda isimli teknesinde ve ahşap evinde sürdürüyor. Karakaş, “Eskiden teknede yaşam bir tercihti, şimdi zorunluluğa dönüştü. Sadece ilişkilerimiz değil, tüm seyahat ve iş programlarımız pandemiyle sekteye uğradı. Ben de teknem ve bungalovumda kendimi dinlerken hem ruh hem de beden sağlığımı korumaya çalışıyorum. Denizle buluşmak için yazı beklemiyorum. Mavilikler koronavirüs pandemisi öncesinde hep gittiğim yerdi, şimdilerde artık geldiğim yer oldu. Hayalleri gerçeğe dönüştürmek için ihtiyacımız olan tek şey içimizdeki güç. Keşfedilen bu güç pişmanlıkları ve geleceğin kaygılarından sıyrılıp elinizde olanla anı yaşamanızı sağlıyor” dedi. Kalabalık ortamlardan uzak durduğunu ve pandemi kurallarına bağlı yaşadığını belirten Karakaş, “Zaten tekne izole bir yaşam ortamı sağlıyor. Ben de yer darlığının üstesinden bungalov ile geliyorum. Ama bungalovum bir balıkçı barınağı gibi. Sadece bir yatak bulunan ahşap eve denizde geçirdiğim birkaç haftadan sonra gidiyor ve dinleniyorum. İçi tuzlu suyla dolu bir kesecikte yani annemizin karnında 9 ay 10 gün bekledik. Dörtte üçü sularla kaplı bu dünyaya merhaba dedik. Dünyamız gibi vücudumuzun da dörtte üçü yine su. Belki de bu yüzden benim evim, yurdum asla karalar olmadı, kendimi hep denizde daha mutlu ve sağlıklı hissettim” diye konuştu.

Su üstünde izolasyon

YARIN: Güneyde yaşayanlar

 

 

 

 

Yazarlar