24.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’ndan kaçan 773 Yahudi mülteciyi Filistin’e götürmek için İstanbul’a geldikten sonra Şile kıyılarında Sovyet denizaltısı tarafından batırılan Struma gemisinin son tanığı “Siyam” lakaplı İsmail Aslan (95) yaşam savaşı veriyor. 70 yıl önce Sarayburnu açıklarında demirleyen gemiye gıda ve battaniye yardımı yapan Kızılay, facianın yıldönümünde bu kez son tanık balıkçı İsmail Aslan’ı yattığı hastanede ziyaret etti.
Tek kurtulan Stoliar
Derinliklerinde yüzlerce savaş ve ticaret batığını barındıran Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız olmasına rağmen coğrafi konumu nedeniyle savaştan kaçan mültecilerin uğrak yeri olmuştu. Kurtarma salı olmayan, ahırları kamaraya dönüştürülen Struma gemisi, Nazilerin uyguladığı soykırımdan kaçmak isteyen 773 Yahudi mülteciyi 12 Aralık 1941’de Romanya’nın Köstence Limanı’ndan alarak İstanbul’a gelmişti. Sarayburnu sahilinde 69 gün bekletilenlere dönemin Kızılay’ı günlük gıda yardımı yaparken, gemi 23 Şubat’ta götürüldüğü Şile açıklarında bir Sovyet denizaltısı tarafından torpillenerek batırılmıştı.
Şileli balıkçılar gemiden tek kurtulan kişi olan 16 yaşındaki David Stoliar’la ilgilenirken soğuktan donmaması için üzerlerindeki giysileri vermişti. Dünya savaşından sonra ABD’ye yerleşen David Stoliar, 2005’te kendisini hayata bağlayan Şileli balıkçıları ziyarete gelirken sadece İsmail Aslan’ı bulabilmişti. Facianın son tanığı İsmail Aslan’dan hayat hikâyesinin anlatıldığı kitabında adının geçmesi için izin alan Stoliar, “Siyam İsmail” olarak bilinen Aslan ve diğer Şileli balıkçıların yaptığı iyilikleri unutmayacağını söylemişti.
Hastanede ziyaret
Bundan 70 yıl önce 773 mülteciye gıda ve erzak yardımı yapan Türk Kızılayı, balıkçı İsmail Aslan’ı facianın yıldönümü olan 23 Şubat’ta unutmadı. Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Siyam İsmail”i tedavi gördüğü Şile Devlet Hastanesi’nde ziyaret etti. Konuşmakta güçlük çeken 95 yaşındaki Aslan, kendisini en çok sevindirenin David Stoliar’ın yıllar sonra teşekkür etmek için Şile’ye kadar gelmesi ve kendisini bulması olduğunu söyledi.
Livaneli de son romanında yer vermişti
Yazar Zülfü Livaneli’nin son yazdığı “Serenad” adlı romanda, Struma’nın öyküsüne yer veriliyor. “Serenad”, 2001 yılının Şubat ayında İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler görevlisi Maya Duran’ın, ABD’den gelen Alman asıllı hukuk profesörü Maximilian Wagner’i karşılamasıyla başlıyor. Wagner, Struma’daki karısı Nadia’yı anmak istiyor ve karısının Şile açıklarındaki gemide ölmeden önceki son iki gününü öğrenmeye çalışıyor. Romanın bu ilk ekseninde, Maya Duran’ın Struma ve konuk profesör ile ilgili yaptığı araştırmalardan; Hitler’den kaçarak Türkiye’ye gelen ve İstanbul Üniversitesi’nin kuruluşunda büyük katkıları olan Yahudi asıllı bilim insanlarının bilimsel toplumsal öyküsüne uzanan süreci okuyuruz. Romanın ikinci ekseninde ise,
Maya Duran’ın kişisel öyküsüne yer veriliyor.