04.01.2021 - 13:30 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr DHA
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz'da kayboldu. Ailesinin başvurusu üzerine jandarma ve polis ekipleri, arama çalışması başlattı. Yapılan çalışmalar sırasında gözaltına alınan genç kızın eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, Pınar'ı çıkan kavgada boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup, yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti. Avcı'nın gösterdiği yerde bulunan varilde, Pınar'ın kısmen yanmış cesedine ulaşıldı. Pınar, memleketi Bitlis'in Hizan ilçesinde toprağa verildi. Adliyeye sevk edilen Cemal Metin Avcı, çıkarıldığı mahkemece 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürmek' suçundan tutuklandı. Muğla Jandarma Komutanlığı ve Akyaka Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri, yaklaşık 3 ay süren çalışma sonunda, HTS kayıtlarından, tutuklu şüpheli Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı'nın telefon sinyallerinden, ağabeyiyle aynı zamanda bağ evinde olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan Mertcan Avcı da sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Cemal Metin Avcı, 'canavarca hisle adam öldürme' suçundan, kardeşi Mertcan Avcı da 'yardım ve yataklık' suçundan hakim karşısına çıktı. Muğla 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada mahkeme heyeti, katil zanlısı Cemal Metin Avcı'nın olay sırasında cezai ehliyetin tam olup olmadığını gösteren rapor istenmesine, Gültekin'in ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tip Kurumu 1. İhtisas Kurulu'ndan rapor istenmesine ve yeni tanıkların dinlenmesine hükmederek, duruşmayı erteledi. Dava kapsamında geçtiğimiz günlerde ise, olayın gerçekleştiği bağ evinde keşif gerçekleştirildi.
AKIL SAĞLIĞI YERİNDE ÇIKTI
Mahkeme heyetinin ilk duruşmada istediği raporlar, mahkemeye ulaştı. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin tanzim ettiği raporda Avcı'nın, olay sırasında akıl sağlığının yerinde olduğu ve cezai ehliyetinin tam olduğu bildirildi. Adli Tip Kurumu 1. İhtisas Kurulu'ndan gelen raporda ise Gültekin'in cesedinin yanmasından dolayı kesin ölüm nedeninin bulunamadığı ancak boğularak ölmüş olabileceği belirtildi.
PINAR'IN BABASI DURUŞMAYI TERK ETTİ
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın bugün görülen ikinci duruşmasında, tanık Ceren Tunç'un dinlendiği sırada Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, itiraz ederek mahkeme başkanından söz istedi.
Mahkeme başkanı, Epözdemir'e konuşması için söz vermedi. Bunun üzerine Pınar Gültkekin'in babası Sıddık Gültekin ayağa kalkıp, "Bu duruşma benim için bitmiştir" diyerek, salonu terk etti.
Baba Gültekin, 'CHP'li vekil aradı. İddiamın arkasındayım. Bu dava Pınar Gültekin davası değil, Türkiye davası. Artık hiçbir kadın öldürülmesin. Haklı olduğumuz halde haksız çıkıyoruz' ifadelerine yer verdi.
Anne Gültekin ise; 'Bence aile bütünüyle olayın içinde' dedi.
DAVA SONRASI GÜLTEKİN AİLESİNİN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Pınar Gültekin ailesinin avukatı Rezan Özdemir açıklamasında şunları söyledi;
Sanki yargılanan bu hunharca vahşi cinayeti işleyen Cemal Metin Avcı ve suç delillerini gizleme, yok etme, değiştirmeden tutuklu diri diri maktule yakarken 'kokoreç mi yakılıyordu?' diye pişkin bir savunma yapan Mert Can Avcı değil de Pınar Gültekinmiş gibi bir algı ve intiba oluşturulmaya çalışıyor. Kamuoyu nezdinde Pınar Gültekin'e karşı işlenen bu canavarca hisle insanın insan olma vasfına aykırı hunhanarca tasarlanarak işlenen bu cinayet meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Sanki bu bu davada yargılanan Pınar Gültekin'miş ve Pınar Gültekin'in özel hayatıymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu sinsileye bakarsak önce panik atak olduğu söyleniyor Cemal Metin Avcı'nın ve akıl sağlığı ile ilgili hiçbir kendisi iddiası yok. Önce yakmış, sonra benzinle yakmış beton dökmüş bir dereye atmış varili. Sonrasında telefonu üç parçaya ayırmış. Dönmüş telefonun sim kartını bir parçaya ayırmış. Orada ETS kayıtlarına baktım Akyaka'ya götürmüş. Tasarlamış, planlamış senkronize organize bir şekilde cinayet işlemiş.
Yani profesyonel bir kadın katili gibi bir cinayet işlemiş. Her aşamasını her anını ilmik ilmik örmüş. Gelip burada ezberlenmiş kurgulanmış cezasını minimilize etmeye savunmada bulunuyor. Bunu ifade ediyoruz. Ama her nasılsa mahkeme kendisini akıl sağlığı yerinde mi diye ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk ediyor. Dayanak kararlarla ki kararların olay örgüsüyle örtüşmediği açık. Bugün o geldi ceza ehliyeti tamdır, iyiyi kötüyü ayırt ediyor. Benden bile neredeyse daha akıllı. Cinayetin sonrasını planlamış 4 gün boyunca. Saklanmış. Arayan herkesi reddetmiş. Telefonu 3 parçaya ayırmış. Sim kartı kırmış. Baktığınız zaman olay yerini temizlemiş. Her şeyi varilin içerisine atmış. Dolayısıyla bu cezai ehliyetiyle ilgili rapor alınıyor. Cezai ehliyeti tamdır deniliyor. Cinayet mahallinde koşul sağlanamamış bugün anlattık varil yanıyor.
Keşif mahallinde, cinayet mahali koşulları sağlanamamış. Varil yanıyor… Maktulün kütlesi itibariyle 65 kilo, 1.83 cm boyunda… 60 cm varilin uzunluğu biliyorsunuz. Bilirkişi raporuna bakıyoruz, bir polis memuru fizik mühendisi, kimya mühendisi değil… ‘Özçekim, kütle, karışım, kimyasal formlar’dan bahsediyor. Fizik biliminin temel evrensel kuramlarına atıf yapıyor, bilimsel önermeler yapıyor. Resmen sanık Mert Can Avcı’yı aklamaya çalışan bilirkişi raporu tanzim ediyor.
Biz de çıktık dedik ki, 'keşif 7 ay sonra oldu. Zaten karşı taraf keşif mahallini istediği gibi tanzim etti mülkiyet hakkı onlarda olduğu için. Cinayet mahllinde koşulları sağlayamadınız. Yanmayan varil yok. Çekim ve kütle merkezi ortada. Bu tespitleri bir lise mezunu polis yapmamalı, yapamaz' dedik. Bunu söylerken çok saygın kıymetli bir iş yapıyor emniyet güçleri ama bu fizik ve kimya mühendislerinin yapması gereken tanzim etmesi gereken bir rapor. Bilimsel tespit var içinde.
"BIÇAKLA SALDIRDI YALANI"
İki defa adli tıp raporu gelmiş. İki rapor da şunu söylüyor. Ölümün zamanını tespit edemiyorum. En son 30 Ekim'de gelmiş birinci ihtisas dairesinden çünkü maktülelin cesedi yanmış kül halinde. Dokular dahi yanmış. Sebepte diyor...Ya boğma veya diri diri yakılma diyor. Buna rağmen adli genel kurulundan rapor alınıyor. En önemlisi bugün söyledim. Karşı taraf soruşturma aşamasında 'benden para talep etti' diyordu. WhatsApp mesajı yok. Kovuşturmaya geldik 'benim videomu çekti, para talep etti' diyor. Video yok ortada. Sonra döndük çapraz sorguda soru sorduk. 'Sen planladın mı?' Hayır... Öldürme niyetin var mıydı? Hayır... Niye öldürdün? Bu caniliği niye yaptın? Dedi ki... 'Aniden çantasından bıçak çıkardı. Ben yüzümü savunmaya çalışıyordum burada koluma geldi. Koluma gelince panikledim. Kendimi kaybettim ve öldürdüm'
Mahkeme doktoru dinledi ve dedi ki 'bu bıçak kesisi değil' bu bir abrazyon travmatik lezyon dediği kesinlikle bıçak kesiği değil. Döndü mahkeme raporu okudu bu kesinlikle bıçak kesiği değil diyor.
Avukat Epözdemir'in ardından konuşan Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin şöyle konuştu:
'Ben ilk defa sanık sandalyesinde kendimi buldum. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bu mahkemede iyi bir adalet çıkacağına inanmıyorum. Yüreği yanan bir baba olarak, geçen sefer de dile getirdik. Ama maalesef sayın başkan sanki sanık biziz de mağdur olan onlar. Ben bunu ilk kez gördüm. Ben bu mahkemeden bu başkanla iyi bir adalet çıkacağını tahmin etmiyorum. Reddi hakim istiyorum.
Benim yerimde kim olsa mahkemeyi terk eder. Adam orada şahitleri resmen şahide yön veriyor. Ben ilk kez gördüm. neler yaşanmadı ki. Şahit ifade veriyor.ç Canının güvendiği delil olarak bu şahidi gösterdiler ve gerçekten şahit ifade veriyor. Başkan şahide resmen yön veriyor. Başka bir şey diyemiyorum.
'PARA YATIRMADIĞI TAKDİRDE İLİŞKİYİ AVCI'NIN EŞİNE ANLATACAĞINI SÖYLEDİ'
Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı, güvenlik ile koronavirüs tedbirleri nedeniyle tutuklu bulundukları Afyonkarahisar T Tipi Cezaevinde’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Acılı anne- baba ile avukatları Rezan Epözdemir'in salonda hazır bulunduğu duruşmada Pınar Gültekin’in arkadaşı Ceren Tunç, tanık olarak dinlendi. SEGBİS aracılığıyla dinlenen Tunç, öldürülen genç kız ile katil zanlısı Avcı'nın 2,5 yıldır birlikte olduklarını öne sürerek, "Pınar’ı üç senedir tanıyorum. Yarım dönem ev arkadaşımdı. Ortadan kaybolmadan 10-15 gün önce Pınar beni arayıp, Cemal ile kavga ettiklerini söyledi. Cemal’in son kez kendisi ile buluşmak istediğini de anlattı. 2.5 yıldır birliktelerdi. Cemal’in kirayı ödediğini ve harçlık verdiğini söylüyordu. Pınar, Cemal’in kendisine para yatırmak zorunda olduğunu, yatırmadığı taktirde ilişkiyi Avcı’nın eşine anlatacağını da bana söyledi. Pınar, ortadan kaybolduktan sonra kardeşiyle sosyal medya üzerinden irtibata geçtim" dedi.
Mahkeme başkanı, tanık Ceren Tunç'a ilk ifadesiyle yeni anlatımındaki çelişkileri sordu. Bunun üzerine avukat Rezan Epözdemir, mahkeme başkanına itiraz etti. Mahkeme başkanı, Epözdemir’e söz vermediğini söyleyince, Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin ayağa kalkıp, "Bu duruşma benim için bitmiştir’ diyerek, salonu terk etti.
'CEMAL'İN EVLİ OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE AYRILDI'
Tanık Tunç'un anlattıkları üzerine söz verilen Pınar Gültekin'in kardeşi Sibel Gültekin ise, "Ablamın bursu vardı ve fotomodellik yapıyordu. Cemal’in evli olduğunu öğrendikten sonra ayrıldı. O dönemde ufak çaplı para yardımında bulunduğunu biliyorum. Ablam, Cemal’e, 'Peşimi bırakmazsan karına söylerim' diyordu" diye konuştu.
MAHKEME HEYETİNİN REDDİNİ TALEP ETTİ
Daha sonra söz alan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, müvekkillerinin mahkeme heyetinin adalet dağıtmayacağını düşündükleri gerekçesiyle heyetin reddi talebinde bulundu.
Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin de "Kızımı canlı canlı yaktılar. Bu tek başına bir kızdı. Bu adam dışarı çıkarsa yarın bir gün başkasını da yakar. Madem evliydi neden kızımın peşinden gitti? Sadece kızımızı değil bizi de yaktı" ifadelerini kullandı.
'YAŞANANLAR NEDENİYLE PİŞMANIM'
Tutuklu sanık Cemal Metin Avcı, "Yaşananlardan dolayı pişmanım. Hiç yalan söylemedim. Karşı tarafın avukatı televizyonlara çıkarak yalan yanlış bilgiler veriyor. Beni sürekli linç ediyorlar" dedi.
Diğer tutuklu sanık Mertcan Avcı ise, “Olayla bağlantım yok. Neden yargılandığımı bile bilmiyorum. Beraatimi istiyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ile reddi hakim talebinin görüşülmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.