06.11.2020 - 11:33 | Son Güncellenme:
Uğur Koçyiğit ile ona yardım ettiği belirlenen annesi Huriye Koçyiğit'in yargılandığı davada karar çıktı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Uğur Koçyiğit, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Tutuksuz sanık Huriye Koçyiğit, Eylül'ün annesi Şerife ve babası Halil İbrahim Yağlıkara, taraf avukatları ile müdahil Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşma salonunda hazır bulundu.
Beyanlara geçilmeden önce SEGBİS odasında sanık Koçyiğit'in arkasındaki duvarda asılı olan Türk Bayrağı, mahkeme başkanın talimatıyla kaldırıldı. Bunun üzerine duruşma salonundaki izleyeciler başkanın talimatını alkışladı.
Sanık Uğur Koçyiğit, bazı tanıkların, savunmasını doğrulayacak şekilde beyanda bulunduğunu söyleyerek suçsuz olduğunu iddia etti.
Tutuksuz sanık Huriye Koçyiğit de olay günü Eylül'ü görmediğini belirterek, "O gün pazara gitmiştim, bir dahilim yok. Kimse çocuk katil olmak istemez, suçsuzum." dedi.
Beyanların ardından mahkeme heyeti, ilk duruşması 17 Mayıs 2019'da görülen dosyayı karara bağladı.
Buna göre, sanık Uğur Koçyiğit, "çocuğu kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "çocuğa nitelikli cinsel istismar" suçundan 30 yıl, "çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" suçundan ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Söz konusu cezaları üst sınırdan veren mahkeme, sanık hakkında takdir indirimi yapmadı.
Sanık Huriye Koçyiğit de "çocuğu kasten öldürmeye yardım" suçundan 13 yıl 4 ay, "çocuğu hürriyetinden yoksun kılma" suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme, hükümle birlikte Uğur Koçyiğit'in tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
AİLE MAHKEME SONRASI AÇIKLAMA YAPTI
Ankara'nın Polatlı ilçesinde kaybolduktan sonra cesedi bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın katilinin müebbet hapse mahkum edilmesini aile yerinde bir karar olarak değerlendirdi.
Anne Şerife Yağlıkara, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, karmaşık duygular içinde olduğunu, sevinç ile hüznü bir arada yaşadığını söyledi.
Evlat acısının katlanılması zor bir duygu olduğunu dile getiren anne Yağlıkara, "Evladımı kaybettim, ona üzülüyorum. Katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasına ise seviniyorum. Biliyorum ki evladım geri gelmeyecek ama en azından katilleri serbest gezmeyecek. Başka annelerin canı yanmayacak." dedi.
Evladına duyduğu özlemin hiçbir zaman bitmeyeceğini belirten Yağlıkara, "Yüce adaletimize teşekkür ediyorum. Çok şükür Rabbime meleğimin kanı yerde kalmadı. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın, hiçbir şeye benzemiyor. Onu 9 ay karnında taşıyorsun, büyütüyorsun, bir katil gelip canını alıyor. Bu hak mıdır, adalet midir? Bunlar hiçbir zaman içeriden çıkmasın, devletimiz bunlara bakmasın." diye konuştu.
Baba Halil İbrahim Yağlıkara da olayın ilk gününden bu yana basının, sivil toplum kuruluşlarının ve avukatların kendilerini yalnız bırakmadığını, onların verdiği destekle ayakta kalmayı başardıklarını anlattı.
Adaletin yerini bulduğunu vurgulayan babaya Yağlıkara, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eylül hiçbir zaman gelmeyecek ama başka Eylüller ölmeyecek, başka anne babalar yanmayacak, başka çocuklar katledilmeyecek ve tacize uğramayacak. Türkiye'ye örnek bir olay oldu. En başından beri adalete güveniyordum. Çocuğum cuma günü kayboldu, aslında Allah'ın her günü hayırlıdır ama bu cuma daha da hayırlı oldu. Hakim ve savcılarımız, Eylül'ü geri getiremedi ama bu kararla bizi yücelttiler."